İncekaya Su Kemeri,Bulak Mağarası,Yörük Köyü

6 Mayıs 2012
İncekaya Su Kemeri



İncekaya Su Kemeri ,Tokatlı Kanyonunun üstüne yapılmış bir su kemeri.Sadrazam İzzet Paşa ki daha önce de bahsetmiştik kendisi halka hizmet konusunda ünlü, suyu bir diğer taraftan diğer tarafa geçirmek için bu yolu seçmiş. Tokatlı Kanyonunu yürüyüş yaparak deneyimleyebilirsiniz. Henüz yapılan bir tesis vardı bölgeye muhtemelen turların rotalarına bu bölgeyi de ekleyecekler.

İyi ki gitmişiz dediğim yerlerden biri,hava ara ara rüzgarlı,kemerin yüksekliği 60 metre,genişliği ise  ortalama 1 metre yer yer daha da daralıp genişleyebiliyor.116 metrelik kemerden karşıya geçmek bizim için oldukça keyifli oldu.Tam ortasına geldiğinizde şöyle bir sarsılıyorsunuz evet ama yine de insan kendini özgür hissediyor o yükseklikte ve o rüzgarda olsa bile.

Türkler yine geçebiliyor ama Japon turistler garantici biraz ilerleyip yükseklik başladığı anda fotoğraf çektiriyorlar.Geçmeye çalışanlar,korkudan ağlayanlar vs güzel bir deneyimdi.Tekrar yaşamak isterdim.


Bulak (Mencilis) Mağarası


Aslında amacım başka bir mağaraya gitmekti Gökgöl mağarası orası çok daha güzelmiş.Ama zat_ı muhterem o yola giremem buradan çıkamam gibi aksiyonlar yapınca hiç o tarafa gidemedik.Bulak mağarası bugünkü halini 3 milyon yıl önce almış.Uzunluğu 6km bulsada gezebildiğiniz alan 400 metre ile sınırlı,mağaranın astıma iyi geldiğini iddia ediliyor.

Mağaraya,su kemerinden sonra gittik.Zaten biraz gerilmişiz bende ciddi boyutta olmasa da klostrofobi var.Gerçi geçen sene Derinkuyu Yeraltı Şehrinde kısmen yenmiştim bazı korkularımı ama.. Mağara başka bir hadise zaten biraz ilerledik baktık arkadan gelen önden giden yok :) Zat_ı muhterem diyor ki bu bölgede deprem olmuyor değil mi? Yahu aklıma bile gelmedi deprem olasılığı benim derdim gelip bir yarasa yapışmasın suratıma ,ıykk düşünmesi bile korkunç !

Mağaraya ulaşmak güç ,bence yolu cidden uzun değer mi değer yazın üşütecek kadar soğuk oluyormuş içi,ferahlamak için bile gelinir.Mağaranın içi havasız veya daraltıcı değil. Bu arada mağaraya ulaşmak için 150 merdiven çıkıyorsunuz.Giriş ücreti de tam 2,35 öğrenci 1,65 mi öyle birşey bu ilginç rakamları kim belirledi bilmiyorum :)



Mağarada bence büyük bir sorun var ki "ışıklandırma" hepsi birbirine benziyor gibi geliyor ama öyle değil.Işıklandırma daha iyi olabilirdi,gerçi bu bölgede buranın keşfedilmesi,sahip çıkılması,geziye açılması bile önemli.Malum biz pek nakite çeviremiyoruz zenginliklerimizi.

Mağarayı gezdikten sonra biraz yoruluyor ferahlamak istiyorsunuz.Fotoğrafta görülen ayakta durması bence pek güvenilir olmayan kafecikte birazcık soluklanabilir.Hafif birşeyler yiyebilirsiniz.Safranbolu'da nerede ne yerseniz yiyin,kötü olacağını düşünmüyorum bu konuda bir standart yakalamış durumdalar.Bu arada Bağlar Gazozu'na değinmeden geçemeyeceğim.Aynı gün Arasta'da yemeğin yanında içmiş olsam da buradaki kesinlikle daha başarılıydı.Aroması farklı ama içinde onu farklı kılan ne var bilmiyorum meşhur diye denemek istedik.


Yörük Köyü




Malumuz Zat_ı Muhterem yörük,bu yüzden yörük köyünü gezmek bizim için farz oldu.Gezerken benim ilk defa gördüğüm çoğu detayı o zaten biliyordu,ne için kullanıldıklarını nasıl üretildiklerini insanların hayatlarını nasıl kolaylaştırdıklarına hakimdi.Elbette bazı farklılıklar vardı.Safranbolu'da bulunan bu yörük köyü aynı zamanda bir bektaşi köyü inançlar elbette yaşam tarzından ev düzenlemesine kadar yansıyor.




Yörük Köyü 750 yıllık bir geçmişe sahip.Halihazırda yaşayan 50 -60 kişi var. 250 yıl kadar konak -göçer yaşarken Osmanlı Devletinin zorlamasıyla o meşhur evleri yapmaya başlıyorlar.Evlere baktıkta Zat_ı muhterem'in aklına köyde yaylada anneannesinin evi geldi,yıkılmak üzere olduğunu kimsenin ilgilenmediğinde bahseti,bu konakların aynısı ama balkonlu bir yapıymış görmek için sabırsızlanıyorum. Evler ne kadar yüksek olursa o kadar kıymetli tavanın yüksekliği ise zenginliği temsil ediyor.



Yörük köyünde bir çamaşırhane var.Daha önce de duymuştum bende biraz hayalkırıklığı yaşattı.Ama görmekte fayda var.

Yörük Köyüne gittiğimizde kafamızda hiçbir plan yoktu ne yapsak nereden başlasak gerçi sokaklarda gezmek bile mutlu ediyor.Atmosfer çok güzel,evler,sokaklar,insanlar.. Sanki film seti gibi... Her gezide yaptığımız gibi bir tur grubunun peşine takıldık.Sipahioğlu Konağına götürdüler bizi, fotoğrafta görülen Filiz Teyze ayaküstü yaptığı esprilerle hepimizi dağıttı.Fotoğraflarını facebooka koymamız konusunda ikna etti.Konağı karış karış gezdirdi,çok ilginç bilgiler verdi.Sayesinde çok eğlenceli vakit geçirdik.


Leyla Gencer buralıymış bende bu heykeli görünce anladım.Unutmamaları güzel..














3 yorum:

Unknown dedi ki...

Hiç yerinde durmuyorsun prensess :) Yalnız köprünün orasının yeşilliğine laf yok.Püfür püfür havası buraya kadar geldi sanki :)


www.zamansozleri.blogspot.com

Farfalle dedi ki...

O teyze varya o teyze, odunun meşesi kadının ayşe'si demişti bize:).Ne güldürdü bizi ya, çok yaşasın inşallah:)!. Öperimmmm, sewgiler...

Unknown dedi ki...

O teyzeyi bizde tanımıştık aynı yerleri gezmişiz bizde amasra ve safranbolu turuna katıldık bu sene benimde benzer yazılarım var:)
sevgiler derya:)

Related Posts with Thumbnails