Kürt Açmazı,Facebook,Doğum Günü,Kenan İmirzalıoğlu Denilen İnsan Evladı

28 Ekim 2009
-Dağdan İndim Şehire-

Tahmin ettiğiniz gibi sövüp sayamayacağım.Az önce bir video izlerken ağladım.Çok duyarlı,dünya barışına ömrünü adayacak türde biri falan değilim.Gözünü açıp kapatıp gece gündüz ülke meselelerine kafa yoran biri değilim ama hangi vicdan bunu görmezden gelebilir bilemiyorum.Elimden gelen hiçbirşey yok,izleyip ağlamaktan başka bir halta yaramıyorum.Görmezden gelene de acıyorum,evet evet eğer sende umursamıyorsan bu konuyu sana da acıyorum.


Bir gezi otobüsünün üstünde el sallayanlar var ya,işte onlar katil biliyor musunuz.
Hani bildiğin katil ya,adam öldürmüşler,öldürecekler,öldürmek istiyorlar vs vs..Haa ayrıca kürtler,bunu ayrımcılık olsun diye söyledim fakat pozitif ayrımcılık olsun diye söyledim.Katil Kürt veya Türk olabiliyor bu kısımda sorun yok.Ama hani Kürt olmalarını sebep göstererek öldürüyorlar ya,ondan vurgu yaptım.Yani onlar bölücü olan kürtler biz de onları kazanmak istiyoruz.Bizi sevsinler,artık bizi öldürmesinler istiyoruz.Bir gezi otobüsünün tepesinde binlerce vatan haini fakat aynı ülke vatandaşı olduğum kimselere bir milli takım sporcusu ne bileyim ünlü bir şarkıcı gibi el sallayan bu insanlar dağdan geldi.Özgürlük savaşlarını(!) masada,mecliste,çankaya'da,sokakta,belediyede,okulda vermek adına dağdan indiler.Farkındasınız değil mi? Herkes çok sessiz de sormak istedim,bende mi paranoyak durumlar var yoksa kürdistan devletine tabii olana kadar susmak mı niyetiniz?

Facebook Saftiriği

Şimdi ben uzun süre facebook'a b.k attım.Orada takılanları azıcık kendini gösterme derdi olan şahsiyetler olarak suçladım,sonra Zat_ı muhterem hesap açınca bende herşeyi kontrol altında tutmak adına,dahil oldum.Kendi hesabım var,bloga ait bir hesap var.İki hesaba da bir sürü garip insan mesaj atıyor ama kendi hesabıma atılan şu mesaj favorim oldu ..


"mrb ben baran makine mühendisi olarak izmirde çalışıyorum.aslen ankaralıyım.31 yaşındayım.benimle iyi bir arkadaşlık ve dostluk kurmak istermisin.evetse beni önce arkadaş olarak ekle ilgi kısmında tlf kayıtlı.Fotoğrafın harika,o gülüş için neler verilmez ki,umarım bekarsındır,değilsen bile vazgeçemem.Lütfen teklifimi kabul et S...,adında çok hoş."

Eee tamam,hepimize geliyor böyle mesajlar dediğinizi duyar gibiyim.. Haklısınız ama bu mesajdan 4 dakika sonra gelen şu mesaja bakınız..

"LÜTFEN BANA BİR ŞANS VER FUNDA LÜTFEN BUKADAR KİMSEYE KARŞI ISRARCI OLMADIM AMA SANA KARŞI BİLMİYORUM RESİMLERİNE BAKTIKÇA SANA KARŞI İÇİMDE BİRŞEYLER OLUŞTU.LÜTFEN BANA BİR ŞANVER VE BENİ ARA YADA ÇAĞRI AT SANA AŞIK OLDUM,SENDEN BAŞKA HİÇKİMSEYİ GÖZÜM GÖRMÜYOR.SENİ SONSUZA KADAR BEKLERİM FUNDA,ADIN DA ÇOK HOŞ,GÜLÜŞÜN İÇİN DÜNYALARI VERİRİM 0541637**** "

Artık aynı anda kaç kişiye mesaj atıyorsa,hatlar karışmış.Herkese de aynı şeyi söylüyor abimiz pek yaratıcı değil.."Gülüşün için dünyaları veririm,Adın çok hoş" Telefonu bende mevcut.bu koşullarda bir erkek arkadaş arayanınız varsa maille ulaşın,tam adını ve telefonunu sizinle paylaşabilirim.maksat herkes hayatının aşkını bulsun :)

Ezel..

Amannn.. İzliyorum lan,dizi izliyorum.Neysem neyim,gözümü kırpmadan izliyorum hatta.O soğuk nevale Cansu Dere bile gözüme hoş geliyor.Kenan İmirzalıoğlu için,vakti zamanında çoook kafa yapmışlığım var.Bir de ben öyle heybetli adamı sevmem,kusursuz fizik falan gıcık olurum,mükemmelim hallerine.Ama dizide çok hoş,bir de salak kadınların ben dahil,hüzünlü adam çekiciliğine takıntısı var malum.. Adam hüzünlü ama sempatik,yakışıklı ama sakin ne bileyim,hoş valla,kendisini buradan birkaç kız arkadaşımla birlikte öpüyoruz,arada mıncıranlarda var :)



Haa diziyi anlatacaktım değil mi,bak dağılmışım.Dizi güzel,kurgu güzel,oyunculuk güzel,kadro güzel.. Kaliteli,film kıvamında,içine çekiyor,reklam girince sövmeye başlıyorsunuz öyle dalıyorsunuz yani.Kesinlikle tavsiye ederim,konusunu okuyup ığyk yine aynı hikaye demeyin,içiçe girmiş hayatlar var,detaylar var,derin ama basit.İzleyin.İzleyin lan,Kenan bile yeter :P

28 Ekim -Doğum Günü Çocuğu

Ne kadar çabuk geliyor yahu,daha geçen sene şurada ve şurada höykürüyordum değil mi? Tekrar okudum zat_ı muhterem' e uçan tekme atasım geldi,Allah'tan geçen bir yıllık süreçte biraz toparlanmış ki,bana güzel bir kutlama hediye etti.Üstüne üstlük bugün yaşadığım şehire geliyor ve onun memleketine gidiyoruz(fethiye),kısa bir tatil yapacağız.Güzel bir sene olacak hissediyorum,geçen seneki hislerimden eser yok,mutluyum ama daha yaşlıyım..Hayata dair birkaç adım atmanın rahatlığı var. Allah'ım her sene aynı gün yağmur yağmak zorunda mı? Henüz bir bereketini görmedim ama puslu ve basık hava yüzünden bütüngün başağrısı ile geçti.Şöyle mayıs'ta doğsaydım mesela..Kuşlar ötüyor,havada aşk var,güneş yüzünü göstermiş..Yook o zaman akrep olamazdım,Allah korusun :)
Facebook'da,blog vasıtasıyla,mail yoluyla kutlayan herkese çok teşekkür ederim.Doğum günü mesajı dediğin klasik olmaz mı,benim okuyucular özene bezene yazıyor,bir de nasıl ve niye unutmuyorlar anlamış değilim.Hepinizi çok seviyorum,sevildiğimi hissediyorum..Allah hepinizden razı olsun..

Nerelerdeyim ..?
Ya netteyim,ya evde plan peşindeyim,ya dizi izliyorum,ya dışarda alışverişteyim,ya ders çalışıyorum,ya da zat_ı muhterem'le telefondayım. Sıradan hayatım gözlegörülür şekilde gerilim dolu hayata doğru ilerliyor.Netteyken bir gelinlik sitesine dalıp 400 gelinliği aynı anda incelediğim,ordan bir şekilde geçtiğim emlak sitesinden ev baktığım,yine nasıl olduğunu anlamadığım şekilde çatal-bıçak reklamını tıkladığım için bloga bir türlü giremiyorum.
Girsem içimi dökeceğim ama olmuyor,sanırım bu süreç nihayete erene kadar böyle sürüp gidecek... Bu durumdan hoşnut değilim,ama zihnim el vermiyor.Sıkıntılı günlerimi bir sıraya sokup yazmaya başlayacağım ki aynı süreçte olanlara,olacaklara yardımcı olsun.Bu süreç ile ilgili bir tavsiyeniz var ise ,tam zamanı..!!

-Senden Öncekiler Demo-

13 Ekim 2009
Öncelikle şunu belirtmemiz gerekir ki bundan tahminen 15 yıl öncesine kadar "ilişki" dediğimiz hadisenin varlığından habersizdik.O dönemde bir kız veya bir erkek sevdiği insanla ya hemen evlenir yada onu yıllarca süründürür namusunu lekeler en nihayetinde mahallelerde dillere sakız olan hikayelerde başrol oynarlardı. Namusunu lekeler kısmına hemen atlamayın zira kişisel düşüncem olmamakla birlikte toplum için türkçe karşılığı buydu.Kızla hemen evlenmeyen erkek delikanlı değildi,hemen evlenilmeye layık görülmeyen kızda namuslu değildi.. Sistem böyle işliyordu.

Ne zaman ki toplumsal bir açılım yaptık,medyayı hayatımızın merkezine koyduk orta sınıf amerikan dizilerindeki aile kavramını kendi ailemize oturttuk.İşte o vakitten sonra ilişki yaşamak durumu ortaya çıktı.Türk erkeği,evlilik kıskacından çıkıp ilişki adı altında birçok cinsel deneyim yaşama şansına çabuk alıştı.Ama türk kadını için işler pek de yolunda gitmedi.İlişkisi olan kız uzun bir süre kaşar muamelesi gördü,flört namuslu kadın yapısına tersti,flört eden kadın belasını arıyordu.

Ama sonra ne oldu da bu hale geldik o kısmı kaçırdım.Şimdilerde ilkokulda başlayan flörtler evlilik yaşının da yükselmesiyle ortalama yirmi yıl sürüyor.Yirmi yılda artık performansınıza göre o kadar çok kişiyle birlikte olup,son kararınızlada evleniyorsunuz.

Şöyle ki hayatta bir çok kişiye çarpa çarpa yürüyor,en sonunda ya en çok çarpılıp yara aldığınızla yada sizin bütün çarpmalarınızı onaran kişiyle evleniyorsunuz.Buradan varmak istediğim nokta,flörte karşı olmam değil elbette.. Birini tanımak için yaşanması gereken herşeyin farkındayım,hatta hiçbir zaman yeterli olmayacağınında ancak işin dozunu kaçırmış gibiyiz galiba..

Şimdi oturun düşünün ve kendinize sorun..Bakın buraya yazın demiyorum kendinize sorun,kaç ilişki yaşadınız,kaçı gerçekten aşk barındırıyordu,kaçı sadece cinsellik içindi,kaçı altı ayı geçen bir süreyi kapsadı,kaçı ilk ayda bitti..Kaçından pişmansınız,kaçını iyi ki yaşamışım diyorsunuz..


Bu tür sohbetlerde konu gelir bir şekilde " din" noktasında tıkanır.Eğer dini kurallar uygulansaydı böyle olmazdı bu ülke denir..Denir de niyeyse şeriat ülkelerinde çok daha ahlaksız örnekler yaşanır ve nedense flört etmeye karşı onlarca güya dindar insan popolarından uydurdukları nikahlarla birkaç kadınla "namuslu namuslu" evli yaşar.. Dini elimizde bir hamur haline getirdiğimizden beri,ilişkiler üzerinde ki dini yaptırımlarda etkisiz kalıyor

Bu yazıyı niye yazdım? Şimdilerde evli-barklı onlarca insanın birçok ilişkisine şahit oldum..Kulak misafiri olduğunuzda kimileri için korkunç ahlaki çöküntü içerisinde olduklarını iddia ettileri bir sürü hikaye dinledim.Ayrıca evlilik arefesinde olmamdan sebep,kendi yaşanmışlıklarımı masaya yatırdım.Geri dönülmez hatalar yapmasam da pişman oldum,aptalmışım dedim..Yaşamasam da olurmuş,bana hiçbirşey katmamış dedim..

Hayatımıza son giren veya en çok sevdiğimiz ya da gerçekten sevdiğimiz için son olan o insana "en çok seni sevdim " demek için birçok ilişki yaşamak gereği bence büyük bir saçmalık..Ne kadar çok çeşit ilişki yaşanırsa yaşansın insan sadece "o an "geldiğinde gerçek aşkı buluyor.."Bu olmadı o" ,"o olmadı şu ", "acaba daha iyisi var mı"mantığı insanı yıpratıyor,üzgünüm ama kadını daha yıpratıyor..

Eğer ilişkilerimizi gözden geçirmezsek,sanıyorum bir zaman sonra,herkes bir şekilde birbirinin hayatına değmiş olacak,çekmecelerde salak salak sırıttığınız esk sevgili fotoğrafları özenle parçalanacak,aşklara şahit olan günlükler imha edilecek,flörtlerinize aracılık eden arkadaşlar hayatlardan uzaklaştırılacak,hediye aldığınız atmaya kıyamadığınız peluş oyuncağın anısını yeni sevgiliniz/eşiniz hiçbir zaman öğrenemeyecek,belki de değdiğiniz onlarca ten sizinle birlikte ölüme kadar gidecek..Bütün bu yüklere gerek var mı diye düşünmeden edemiyorum..? "İlişkilerimden asla pişmanlık duymadım" ifadelerine de ne yalan söyleyeyim asla inanmıyorum..!

Google'dan Bul Beni..!!!

7 Ekim 2009
Uzun zamandır Analiz sonuçlarına bakamıyordum..İlginçtir ki sonuçlar son zamanlarda ve galiba ramazan ayında tutulan "her türlü oruçla" birlikte ramazan ayı ardından yaşanan rahatlama ile genelde cinsel içerikli.Bu sebeple yayınladıklarımda bu yönde,elbette yine genel ahlak yapısına ters olmaması adına en masumları...

üfürükten prenses boş ol boş ol boş ol: ne arada evlendik yavrucum..

iki erkek çiftiz üçüncü erkek arıyoruz,bul: dördüncüyüde bulursun çok ararsan da,ne bileyim ya gittikçe daha karmaşık bir yapıya doğru gidiyorsunuz.Amaç ne buradaki olabildiğince çok erkek ee işlem hep aynı? Ülkenin bir bölümünün suyuna ekmeğine bişey katmışlar galiba zamanında,millet aklı şeyinde yaşıyor yahu!

en seksi 10 ünlü kürt kim : öncelikle kimler kürt diye bir ayrıştırmaya gitmek gerekir ki,bu arıza çıkartır ama şu anda liste ibrahim tatlıses ile yılmaz erdoğan arasında falan gidip gelebilir en fazla.. Hangisi seksi o da zevk meselesi?

tecavüz hapı kaç tl : öğren,bana da söyle,bende senin gibiler için kullanmak istiyorum.Seni şu çift olup üçüncüyü arayan erkeklere vermek var ama tam amacına ulaşır hizmet. Nette tecavüz hapı arayan adamlar var ya,nasıl bir ülke olduk biz?

turkcell yanlış nodan mesaj gelsin istiyorum: ya aslında şu uydudaki tv'lerde hani telini veriyosun" ben kırıkkale'den hüseyin,yaş :33 ten rengi buğday saç rengi :kumral duşakabin işiyle uğraşıyorum seksi ve olgun bayanları bekliyorum not:sadece turkcelliler mesaj atsın "türünde bişey yapsan,hiç böyle sıkıntıların olmaz bence,dene bi bak..!

tırmıkla seks: bu kanımca samanlık fantazisi oluyor.tam bilgi verememekle birlikte tavsiyem kırsal alana doğru gitmeniz orada gerçekleştirmeniz.Ama yaratıcı,aferin.

sözlenmek istiyorum yaşım 13 :Bak şimdi önce gümüşçüye gidiyorsun.En kalınından böyle artık köpek tasması kadar falan olabilir en kalın yüzüğü seçiyorsun.Sonra sizin mahallede olmayan bir pastahane buluyorsun.Arkadaşlarını çağırıyorsun oraya pasta kesiyorsunuz o yüzükler takılıyor.Eve giderken yüzüğü çıkartmayı unutma,alışkın olmadığın için kaybedebilirsin dikkat et,sonracığma seninle ilgilenmeyen salak annene de benden selam söyle,anne ben üç vakte kalmaz kocaya gidermişim bana dikkat et de..!

sevgilisine bebiş olarak bakan erkekler kazanır mı: Yok böyle adama denk gelmedim hiç ben,arkadaşlarımın sevgililerinden falan da görmedim.Iğyk sevmem hiç,bebiş olarak bakmasın bana,bebeğim falan desin ama bebiş olarak bakmak da nesi? yirmişbeş yaşında kızı agucuk diye seven adam o kızı kaybeder hacı,sakın sakın yapma bunu.


seks filmi izlemek abdesti bozar mı?: evet klasik dini sohbetlerimizden biri.. Bozar yavrum,hatta temelli bozar.Hayır bozmasa bile niye riske giriyorsun ? gerçi seks filmindne kasıt nedir bilmediğim için,bak vazgeçtim bozmayadabilir..

kızlara karşı p.ç olucan hacı: kimsin lan sen düdük makarnası? ülkenin 14-20 yaş aralığındaki bir grup zibidisi ne çok severmiş ne çok istermiş p.ç olmayı da haberimiz yoktu.bir ara birine p.ç desen adam öldürme sebebiydi,şimdi iltifat galiba.

22 yaşında kızım arkadaşlar bana travesti diyor bozuluyorum:oyy çok güldüm ya,acilen bana flu falan da olsa bir fotoğrafını yolla ne olur ne olur..bana da bazen diyorlar ama hasta olunca telefondaki sesime..

akrep kızı adamın a.ına kor: Kor,kendimden biliyorum. Ama bu noktaya geldiysen bu serzenişler fayda etmez.Terkedip gidemezsin yani,isterse o seni terkeder,belki de etmez öyle çöküşü izler.Zehiri almışsın yani bir kere,öldürmez süründürür .Ya da evlenip tamamen ... kor.
Ki ben bu yolu uygun buldum,topluma zarar vermemek adına,tek bir kişiyi kurban etmek daha mantıklı.

hadisenin sende evlenmeli hemen bu şehre adlı şarkısı: Poff yanlış anlama rekorlar kitabına falan girersin ya,şarkıyı nerenle dinliyorsun bebişim?

gölcük depreminde ölenlerin çoğu çıplakmış: Hıı,evet gölcük'de her yıl düzenlenen festival günüymüş,herkes çırılçıplak geziyormuş hatta inanmazsın o esnada herkes sevişiyormuş.O yüzden öldüler yani,yoksa b.ktan binalar,ihmaller yüzünden falan değil..bari ölüleri rahat bırakın ya..

ece erkenin kocasıyla yaptığı sosyal aktiviteler: ne oynuyor o salak programında sessiz film,popo büyütme,ses kalınlaştırma,pasta atma sonracığıma insan zekasına aykırı türlü salaklıklar falan...Ya da uçakta kadın dövmece aktivitesi falan olabilir mesela..

listeye girebilmek için yazdım bunu üfürükten prenses: girdin hayatım,bak buradasın,tebrik ediyorum seni.

-Evinin Kadını,Çocuklarının Anası,Patronun Kölesi-

5 Ekim 2009
Hayatımın hiçbir döneminde böylesine iş kaygısı taşımadım.İnsanın kendi hayatını kurması hem keyifli ayrıca sorumluluk isteyen bir süreçmiş.İşsizim,biraz da kendi tembelliğimden sebep işsizim.Gururla söylüyor gibi dursam da çok fena dokunuyor şu sıralar..Nasıl bir arayışa girdim anlatmam ,arayışla birlikte karşılığınıda gördüm ama yine de tatmin olamadım.Ulusal bir gazetede başlamak üzereydim ki,çalışma şartlarının gerçekten bir kadın için çok ağır olduğunu gördüm.Hali hazırda ders çalışıyorum birkaç aylık sürede gireceğim sınavlar ve mülakatlar var,umutluyum ama kaygılıyım.

Üstüne üstlük zat_ı muhterem yeni bir iş teklifiyle dağıldı,bugün yarın iş değiştirmek üzere..Bilişim sektörüne geçiyor,maaşı şaşırtıcı ama iki katı artıyor ama bu bile beni tatmin etmiyor.Şimdiye kadar sürekli Avrupa yakasında oturma planları,ev arayışları boşa çıktı,Bostancı'ya taşınıyoruz bir aksilik çıkmaz ise.. Bu da kafamı karıştırıyor,küçük bir araştırma yaptım ki sanıyorum çalışsam dahi aldığım maaş sadece ev kirasına gidecek ..

Ekonomik kaygısı olmayan,ne bileyim liseyi bitirip,adam askerdeyken falan evlenen,işsiz güçsüz hamile kalan insanlara öyle imreniyorum ki..Nasıl bir rahatlık,nasıl bir vurdumduymazlık ve maddi sıkıntılara rağmen nasıl bir mutluluktur yaşadıkları? Standartlarımız az çok ortalamanın üstünde olmasına rağmen,bazı geceler kaygıdan uyuyamıyorum..

Annesi ev hanımı olan bir kız olmama rağmen,nedendir bilmem.."Kadın çalışır,ayaklarının üstünde durur,kadının çalışması gereklidir mantığıyla" büyüdüm.Ev kadını,emektar ama kafası çalışmayan insandır, diye bir düşünce sistemi vardı,elbette böyle değildi ama niyeyse bu ima ediliyordu sürekli..Üniversiteden bahsediyorum,hiçkimse "ayy ben bütüngün oturup portakallı ördek yapıp,kocamın atletini ütüleceğim,ayrıca acıkınca göğsümü ısıran bebeğime kendimi adayacağım" demiyordu.Hepimiz feci halde uçuyorduk,hem kariyer yapıp hem de evleniyor,o hayallerimizde ki güçlü kadın olup mutlu mesut yaşıyorduk.

Henüz bu mutlu sahneye sahip olan birini tanımadım.Evli ve çalışan tüm arkadaşlarım,hergün ağlamaklı konuşuyorlar.Sürekli işlerinden şikayet edip,evliliğin her türlü yüküyle eziliyorlar.Bebek sahibi olanlar işe giderken bıraktıkları bebekleri yüzünden salyasümük yaşıyorlar.Mutsuzluk,huzursuzluk ama eve giren bir miktar para ve özgüven sahibi çalışan kadın.

"Eşim çalışmamı istemiyor,beni manyaklar gibi kıskanıyor hihihi"diyen kadının ağzına iki tane çarpacak kadar erkek baskısından nefret ederim.Bana "çalışma bak seni taciz ederler orada" diyecek adama,"herhalde iş yerindeki kızları üçer beşer götürüyorsun" derim.Fakat bir gerçekte var ki işhayatı yorucu,ev hayatı yorucu,çocuk bakmak yorucu ve bununla birlikte hayatı ıskalama kaygısı..

Hayatı ıskalamak istemiyorum,huzurlu olmak istiyorum ama aynı zamanda evde oturmak istemiyorum,zat_ı muhterem'e "atsana bir yüzlük hacı" demek istemiyorum.Etraftan" ayy bilmemkimin salak kızı bile iş buldu,sen niye evdesin yahu" laflarını duymak istemiyorum.Aramızda şimdiye kadar her konuda kavga yaşanmasına rağmen para konusunda tek pürüz çıkmamıştır.Buna karşılık, geçenlerde bir komşumuzdan duyduğum "karımı kaz gibi 35 yıl besledim" lafını 35 yıl sonra zat_ı muhterem'den duymak istemiyorum.

Yakın zamanda konuştuğum bir erkek blogger arkadaşım bana "Kadının çalışmaması geminin dümenine tek başına hakim olma duygusu gibidir erkek için " demişti.. Bu lafı nedense unutamıyorum.Dümende tüm sorumluluğunu hatta kendi hayatımı,çok sevdiğim adama yükleyip yola devam etmek canımı sıkıyor.Arada kalmış değilim,kararımı verdim ama doğru bir karar mı verdim onu merak ediyorum.İnsanlar bu kararlarını neye göre aldılar,memnunlar mı onu merak ediyorum.

Daha önce çalışıp ayrılan,hiç çalışmamış olan,hali hazırda çalışan kadınlar..?

Eşinin çalışmasını isteyen,istemeyen, "kadın evde oturmalı yoksa kafasını kırarım " veya "hayat çok zor bana destek olmaya mecbur" diyen erkekler..?

Siz ne düşünüyorsunuz..?

Evdeki Düşman-Orphan

1 Ekim 2009
Kaç zaman oldu bu filme gideli yazamadım içimde kaldı.Ahh ben ne sosyaldim,o filmden oraya koşturur,o arada iki tane kitap okur,forumlarda ahkam keser,hepsinin konusunu birbirine karıştırır sonra tekrar okurdum.Uzun zamandır ilk kez gittim sinemaya,hava soğuk olması gerek bir kere..Sinema bir amme hizmeti görür,üşüyen öğrencilere,amiyane olacak ama yiyişmek isteyen çiftlere,entellektüel görünmeye çalışan ortayaş üstü kitleye hizmet eder.Ben ise canı sıkılan,yapacak birşey bulamayan,beyazperdeye sempati duyan şirin kız tipine giriyorum,Allah'ım nasıl torpilli bir yorum oldu bu :)

Film öyle gergin bir sahneyle başladı ki,aman dedim zat-ı muhterem bu filmin sonunu getiremez.Zaten yalvar yakar,dramatik aşk filmine gitmekten kurtulmuş,azıcık gerilelim ölmeyiz ya diye adamı kandırmışım..Bir doğum sahnesiyle başlıyor film,youtube'da doğum videosu izleyip beni arayarak "üfürük,çocuk sahibi olmak zorunda değiliz,evlatlık alabiliriz,hiç çocuğumuz olmayabilir,korkunç birşey doğum anı" diyen bir insan kendisi..

Evvelden iki çocuk sahibi sarışın,pek hamile kalmış kadın tipi olmayan,eli yüzü niyeyse bizim dobiş türk kadınları gibi şişmeyen bir teyze bu..Lan benim tanıdığım her hamile kadının tipi kaymış oluyor az çok bu teyze taş gibi,insanın hamile kalası geliyor.. Bir çirkinleme,duygusal çöküntü falan yok,haa içki sorunu var ablanın ..Zaten ortalama mutlu Amerikan kadını,hesapta olmayan bir sıkıntı yaşadığında alkolik oluyor. Eee biz ne yapalım,bizde alkolle dağıtma hakkı erkekte saklı tutulur,kadın acılara göğüs gerek,inat eder bir sonraki doğumda hırsla beşiz falan doğurur..
Çocuğunu kaybediyor ve bunun ardından,çocuğu için hazırladığı sevgiyi ve enerjiyi paylaşmak üzere yetimhaneden bir çocuk alıyor.Evlatlık alınan Esther,yetnekli,olgun,saygılı bir kız.Ama sonraları olaylar gittikçe karmaşık bir hal alıyor.Esther aileye bir lanet getiriyor,aile parçalanma yoluna girmişken,gerçekler ortaya çıkmaya başlıyor..
Şunu da söylemeden geçemeyeceğim "erkeklerde ne yaparlarsa yapsınlar üstlerinden atamadıkları bir saflık-salaklık arası durum vardır hatta bu sebepten hayatları kararır " temelli bir düşünce hakim..Bu psikopat evlatlığın durumuna uyanan kadını dinlemeyen öküs koca b.k yoluna gitti filmin sonunda,bak söylemeden duramadım :)

Sonunu bari söylemek istemiyorum,çünkü bütün film orada anlamlanıyor.Özetle tavsiye ederim,sinema da olmasa da,haftasonu akşam saati,yalnız; yanınızda çocuklarınız olmadan izleyebileceğiz gerilim dolu bir film..
Related Posts with Thumbnails