Ne Var Ne Yok..!

29 Mayıs 2009
Çeyizim Yok :P

Evlilik listesi denilen birşey var biliyor musunuz? İki tarafın bugüne kadar aldıkları dışında alınmayaların listelendiği ,alındıkça üstüne çizik atılan bir liste.. Yaptık geçen gün,aman ya rabbim.. Hiçbirşeyimiz yok :) çeyiz kavramından köşe bucak kaçtığım için evlilik potansiyeli ile doğmuş kızlar gibi cezve takımım ne bileyim köşe minderim sonracığıma banyo fısfıs takımım falan türünde çeyizlerim yok.zat_ı muhterem de öyle aynı durumdayız,listemiz epeyce uzun,liste sonunda çıkan tutar oldukça yüksek ve bununla birlikte hayat zor.Şükür ki ikimizin aileleri de bizim evliliğimiz için ayırdığı birtakım hesaplar var,beni biraz rahatlatan bu..

Listeye sadece ev ile ilgili şeyleri yazdım,ek olarak diğer maliyetlerde olacak.. Planlamadığımız bir sürü maliyet,İstanbul'da yaşamak istemiyorum o bile bizim için ayrı bir maliyet..
Bu arada zat_ı muhterem 3.kez işini değiştirdi.Bu sefer oldukça mutlu,sanırım biraz biraz yoluna giriyor hayat.. Bu hareketlilik hoşuma gidiyor şimdilik,dürüst olmak gerekirse korkmuyorda değilim..
Algida Ürün Geliştirme Departmanına..
Siz ne gıcık adamlarsınız ya,işiniz gücünüz yok.Oturmuş nasıl dondurma üretiriz de milleti krize sokarız diye düşünüyorsunuz. Beyaz çikolata ve bademli magnum neyinize yetmiyor. Magnum Double Karadut &Böğürtlen nedir bu yahu..! Millet aç,para yok,çoluk çocuk yemek ister bir de benim gibi 1.5 aydır rejim yapan insan evladı var.Orgazm yiyecekleri listesinde gördüm az önce ekşi'de,vicdanen gidip geliyordum zaten,yediğimi burada itiraf ediyorum.Evet yedim,mayhoş olur,çok zararı olmaz rejimime diye düşündüm.Sanırım iki günde almam gereken toplam kaloriyi aldım tek seferde bari çift kat çikolata olmasaydı,ne bileyim ya Ne kadar boğazlı bir kızım ben ya..! Temmuz sonuna kadar "taş" gibi olmam lazım,bu magnumların hesabı,brokoli lapası yiyerek çıkar sanıyorum,böğğğ sanırım kusacağım.. Yiyin ama,güzel,ferah,ohhh cidden zevk verdiği aşikar.. Benim yerime de yiyin..Yarasın..

"Çiçek dalında güzeldir" falan fıstık.. Annem bilmiyor bu lafı,yok öğretemiyordum da.Apartman görevlisi bahçeyi düzeltirken adam hık-mık etmiş ama yine de adama kestirmiş gülleri,çoluk-çocuk yolacağına evimizi süslesin türünde laflar etmiş,babam da durduramamış.. Ev,az önce mevlit yapılmış gibi gülsuyu kokuyor.Dürüst olayım pek sevmem gülsuyu kokusunu,bir ara tonik niyetine falan kullanıyordum ama yok dayanamadım sonra.
Neyse küçükken gül yaprağı yerdik,bu yapraklarda tam yemelik.. Annem açlıktan gözün dönmüş seni,biz uyurken bizi de yemeğe kalkarsın falan dedi,çok kırıldım.
Papatya gibi çiçek varken gül niye sevilir ki? Biri tutturmuş gül diye,öyle gidiyor..

Sakarsam Günahım Ne?
Henüz benden daha sakar birisiyle tanışmadım.Korkuyorum ki gün olur da benim dünyaya getireceğim muhtemelen yavrucak(lar) benim rekorumu elimden alacaklar diye.Sakarım ama şöyle ki mesela salonda yürüyorum nereye çarpabilirim ayağımı kapıya tam kapıdan geçerken "gümm" ayak parmaklarım yok artık ,his kaybı en az yarım gün..Sonra pencerenin yanında oturuyorum kafayı bir kaldırıyorum çatt pencerenin sivri kısmı beynime girmek üzere duruyorum.. En az 2 milyon hücre ölüyor o sırada ve bir sonraki sakarlığım garantiye alınmış oluyor..
Geçen gün ayağımı vurduğum koltuk kenarına küfür ederken bir baktım ki bacağımda mosmor,sosyal güvenlik görevlisi falan gelse eve tesadüfen,yaşıma falan bakmaz ailemden alır beni işkence görüyorum diye kadın sığınma evine.. Artık öyle alıştım ki bacağımı vurmuşum,unutmuşum.

Elimi incittim,hem de akıl-mantık dışı bir yöntemle,anlatıp kepaze olmak istemiyorum,maden suyu açıyordum diyeyim,artık hayal dünyası geniş olanlar çözsün mevzuyu..

Bu kadarla sınırlı olsa neyse apartmana aşure götürmek için ayağı kayıp yapılan bütün aşureyi merdiven arasına dökmüşlüğümde vardır,ön dişlerimi okul merdivenin de kırmışlığımda.. Sanıyorum beynim ve sinir sistemim arasında bir problem var.

-Kuru Meyveli Kolay Kurabiye ve Sabah Açması-

22 Mayıs 2009
Rahatlık mı batıyor diyelim,böyle birşeyler yapınca kendimi iyi hissediyorum mu diyelim .. Mutfaktan çıkamadım bugün.. Gerçi gayet pratik şeyler ama ben yapınca uzun sürüyor malum :P Daha civcivli şeyler yapmak isterdim aslında tariflere uymayarak ama rejimdeyim,yapsam da yiyemiyorum,şu gördüğünüz kurabiyeden ve açmadan birer adet yedim ve benim öğle yemeğim oldular.. Böhüüüüü!!!!!

Kuru Meyveli Kurabiye

  • 1.5 bardak pudra şekeri
  • bir paket margarin(tercihen tereyağ bazlı)
  • 2 yumurta(bir tanesinin beyazı ayrılacak)
  • 1 paket kabartma tozu
  • Aldığı kadar un..

Tarif kolay ve pratik..Tek püf noktası margarinin önce eritilip sonra soğulutup katılması ve un ayarlamasının yapılması.
Kuru Meyve modası geçmek bilmiyor.Şimdilerde tropik meyveleri kurutmak moda olmuş durumda.kuruyemişçilerde her türlü çeşidini bulmam mümkün.. Bir ara kiviyi denedim ama çilek falan da varmış..Kuru çilek?? Ama ben evde olanlardan ve pek alaturka olan meyveleri kullandım.Bildiğiniz kuru kurtlu incir :P kuru kayısı biraz hurma.. damla çikolata da koydum,evde var diye koyulmasa da olur..

Vee asıl kahraman portakal kabuğu şekerlemesi gibi vb türünde annemin kendi imalatı bir meyve parçacığı..Bu portalkabukları ince ince doğrandı,soğuk bir kış günüydü bir kavanoza yerleştirildi her katına toz şeker serpildi ve bu şekilde kapağı hiç açılmadan 30 gün bekletildi.Şimdilerde ise keklere,kurabiyelere kullanılıyor ve çok ferah bir tat veriyor.Aynı işlem limon kabuğuna da yapılabiliyor onu henüz denemedik.


Hamuru ne çok cıvık ne de çok katı tutuyoruz.Bir paket yağa rağmen Yağlı de değil hamur pek,minik minik parçaları toparlıyoruz ve toz şekere buluyoruz.Tabii önce yumurta beyazına...Toz şeker üzerinde yandığında,karamelize oluyor yine başka bir tat veriyor..Bu pişmeden önceki hali..

Vee piştiler,ne yazık ki görsel bir şölen yapabilecek bir kurabiye değil ama yerken çok memnun kalacağınızdan şüphem yok.. Yerken içinden tam ne çıkacağını bilmediğimiz için keyifli oluyor..

Sabah Açması

Sabahları simit yiyemezdim okuldayken,açma alırdım hep..Hep de sıcak olurdu,birinci öğretimdim hep de aç olurdum.. Üniversite hayatımı adam gibi kahvaltı yapmayarak açmalarla geçirdim ve sanıyorum kronik saftirikliğim tam gelişme çağında yediğim o hamurlar yüzünden .. neyse işte bu tarifin lezzeti tam da fırınlarda satılan o açmanın lezzeti,evde yapılanlar böyle ağır olur poğaça gibi olur,tel tel olmaz ya.. bu öyle değil..

Tarifini de zaten burada bulunan burnuhavada bir pastahane görevlisinden çaldım..Çaldım diyorum söylememek için kıvrandı,her sabah yürüyorum ve pastanenin önünde geçiyorum.Bu hamur içeren kalorili zımbırtının kokusunu duyuyorum.. Aldım,babam için ama.. Alırken de adamı tehtid ettim,geçen burdan pasta aldık içinde şu çıktı falan diye,sabahın körü,yanlışınız var hanımefendi,asla olamaz falan dedi :P Lan niye pasta alayım sizden parmak kadar açmayı 1.40 tl'ye satıyorsunuz,pastanız ne kadar acaba demedim tabii,açma güzelmiş dedim,baktı arızlayım
tarifi verdi..

  • 2 bardak süt
  • Yarım çay bardağı su
  • 1 yumurtanın akı
  • Yaşmaya
  • 1 bardak sıvıyağ
  • 50 gr margarin
  • bir tutam tuz
  • iki yemek kaşığı şeker
  • un

Ilık yarım bardak süt,şeker ve yaş maya,mayalanmak üzere 15 dakika bekletiliyor. Ardından bütün malzemeyi katıp bir hamur elde ediyoruz. Elde ettiğimiz hamur kulak memesi denilen kıvamdan bile yumuşak olmak zorunda. Ve işin püf noktası olabildiğinde çok yoğurulacak,yoğruldukça açmanın tel tel olması sağlanacak. Şeker kafanızı karıştırmış olabilir,lezzetini o veriyor ve asla tatlı bir şey elde etmiyoruz. Dilediğimiz şekli verip,üzerine yumurta sarısını ve susam veya çörek otunu serpiyoruz.. 150 derecelik fırına atıyoruz,10 dakika sonra 175 dereceye getiriyoruz.Baktınız rengini aldı,işlem tamamdır.

Bu ikinci yapışım ilkini Zat_ı muhterem kahvaltıya geldiğinde yapmıştık.. Ekmek yerine bunları yedik ve çok hoş olmuştu.. Kalabalık kahvaltıların kurtarıcısı,ama çok yediriyor haberiniz olsun..

-Ortaya Karışık-

19 Mayıs 2009
Duman Grubu

Blog iletişim adresine gelen bir serzenişe cevapsız kalamadım.Bu maili gönderebildiğiniz kadar çok kişiyi gönderin yoksa taş olursunuz türünde saçmalıklardan nefret etsem de,bu konuda yazmak istedim.Mevzu şu ki kemik bir kitlesi olan Duman Grubu yeni albümünde bir şarkıda,İhlas suresinden yola çıkarak pek de yaratıcı olmayan bir espri yapmaya çalışmalarını ve bu yolla kutsal sözleri dalgaya almaları. Ben temelde insanların inançlarını pek önemsemeyen bir insanım yani biri çıksa da "ben sürpriz yumurtadan çıkan oyuncağa tapıyorum" dese,eyvallah derim..

"Ortada bir dergah var
Devrilir başın yarar
Arkasında tezgah var
Lem yelid ve löp yutar "

Komik mi? Yaratıcı mı,ince bir zeka ürünü mü? Neyi kınıyor,ne ile dalga geçiyor..? Şimdi böyle tipler vardır hep,isyankar,toplumun görmediğini gördüğünü sanan,aka b.k dediklerinde adam olduklarını sanan,yani marjinalliği akıllılık sanan.. Biz farklıyız biz herşeye karşıyız,bu işin ucu şuraya kadar gider "din,afyondur" falan fişman.. Hz İsa'nın fotoğrafını tuvalet kağıdına basmak nasıl bir yaratıcılıksa bu şarkı sözü de o kadar şık işte.. Kime mesaj veriyorsun hem,ben dinliyorum mesela Duman'ı açtım arşivime baktım 12 tane şarkısını buldum.. Eee nedir yani,hergün ihlas surasini okuyan benim gibi insanlara ne anlatıyor bu şarkı? Bunlar dini değerleri sevmez,bunlar milli değerleri sevmez,bunlar ailevi değerleri sevmez,bunlar ahlaki değerleri sevmez bunlar hayvan gibi yaşamaktan başka hiçbirşeyi sevmez..Kafalarını yapan, İçtikleri "Ot" lar birgün bir taraflarına girerse o zaman anlarlar işte..

Türkan Saylan

Bloglarda bu konu gerekli ilgiyi gördüğü için bir de ben yazmak istemedim,ama..Kimi yazıları fazla iyimser kimilerini de fazla kindar bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim.Benim için sadece tıbbi alanda(cüzzam) yaptığı çalışmalar bile "Allah rahmet eylesin "demek için kafii.. Diğer bir sürü kafamı karıştıran,bana uygun gelmeyen ayrıntı ise benim için ölmüş bir insanın üzerine konuşulmaması kararım nedeniyle kapanmış durumda.Konunun ilgimi çeken kısmı bir kişinin ölümüne verilen iki ayrı tepkiydi..

İlki gayet kıt bir mantıkla "Allah cezasını verdi,kanserle sürüne sürüne öldü,sonu zaten buydu,bu olacaktı " türünde nasıl salak bir mantıksa çözemediğim bir yorum.Yahu kanser onlar milyonlarca insanın hepsi mi inançsızdır bu mantığa göre,yarın annenizin kanser olduğunu öğrenirseniz nasıl içinize sinecek bu yorum,hey gidi beyinsizler heyyy.. Diğeri ise " Ölme vakti değil Türkan Hocam,Ölüme anlam kattın ölümünle,ölmesi gereken o kadar örümcek beyinli varken seni kaybetmek çok acı,seni bu yobazlar öldürdü zarif kadın,katilin bu takunyacılar"
türünde gayet mantık dışı yorumlar..17 yıldır kanserle mücadele eden 74 yaşındaki bir insandan bahsediyoruz,el insaf.. öleceğiz elbette,mutlaka bir şekilde öleceğiz,aksini iddia eden var mı?

Yalın-Ben Bugün(Albüm)

Yalın,ilk çıktığında kız yurdunda kar tepemizi aşmıştı,Marmara bölgesinde okuduğumuzu unutup bir ara Erzurum da falan mıyız diye düşünmüştük,harika günlerdi.. Patlayana kadar yediğimiz yemekler ve gizlice içeri sokulan alkol içeren içecekler..Televizyon ve internetten başka bir eğlencemiz yoktu.Okan B. konuk olmuştu Yalın,arkadaşım Yalın'a aşık olmuş,okulun müzik grubunda Yalın'a benzeyen gitar çalan çocuğa o gazla çıkma teklifi etmiş,karşılık alamamış morarmıştı.

Yalın'ı takip ederim mutlaka,ilk albümünü bir türlü aşamayan diğer albümlerini de bir şekilde edinirim. Sonsuz Ol,Ben Bilmem,Aşk Ne DemekAlışmak Zorundayım.. dinlerim sıkılmam ve son albümü.. Allah'ım nasıl kötü bir şarkıdır o "Ah Be Kardeşim" radyoda denk geldim,tanımadım malın biri toplumsal kaynaşma şarkısı yapmış ama bomb.k olmuş diye söyleniyordum ki Yalın'mış,şaşırdım.. sözlere bakın yahu..

Aynaya baktım senden ötesi yok,Aynayı sev(?)
Radyoda sevdiğin şarkı çıkmış,Radyoyu sev(?)

İndirmedim valla bunu kotaya yazık :P "Radyoyu sev " müzik ruhuna bakın,albüm de vasat ama bir şarkı var ki çok sevdim,paylaşmak istedim.. "Ki Sen"Albümde işe yarayan tek şarkı bu hatta..

Ya bir de bu adam niye yaşlanmıyor hiç? Boyu kısa adamlar yaşlamıyor not alın bir yere,yaş ufakken çocuk gibi olsalarda yaş ilerledikçe de yaşlanmıyorlar.. Aklınızda bulunsun :P

Unutmadan son bir not, Şurada,Eurovision 'da birinci olan Norveçli Harry Potter 'ın( kim takmıştı yahu bu lakabı?) şarkısını çaldığını iddia ediyorlar Yalın için..


19 Mayıs

Dürüst olalım mı? Sıkıldık değil mi? Her sene aynı manzaraları izlemekten kimse itiraf edemiyor taşlanacak diye ama sıkıldık.. Hep aynı danslar hep aynı sözler aynı temenniler ne bileyim boş gibi sanki.. Hayatla,sıkıntılarla,ülke şartlarıyla aynı ölçüde ilerlemiyor kutlamalar,stadlara giden kimsenin gözleri dolmuyor gururdan.. Çünkü toplayıp zıplayan,bedenlerinden kule yapan o gençlerin hiçbiri,Olimpiyatlarda madalya almıyor,uluslararası bir makale yazamıyor,dünya'yı sarsacak bir deney grubuna katılamıyor..Kimisi parasız gariban,kimisi Kurtlar vadisi modunda,kimisi Emo saçmalığında,kimisi Öss derdinde,kimisi kız-erkek yatağa atma derdinde öyle salak sulak bir gençlik.. Kendimizi kandırıp duruyoruz.. Aaa bu sene gençlerden oluşan kolbastı ekibi kurmuşlar kutlamalar için bu yeniliği görmezden gelip haklarını yemek istemem..

Sabah bir televizyon kanalında 19 Mayıs sebebiyle Atatürk'e aşık iki kadının hikayesi anlatılacaktı('!) Nasıl bir bağlantıysa,saçmalamalar üstü oldu artık bu ülke..

Zat_ı Muhterem,Sözlenmek,Tabu,Hadise,Facebook

13 Mayıs 2009
Zat_ı Muhterem

İş buldu,buldu da aylardır bulamadığı tüm işleri aynı anda buldu.Böyle bir gıcık bir sinirli,kararsızlıklar falan..beni de sekreteri sanıyor.. Kafasına göre emirler,şunu yap,şurayı ara,randevu al falan..! Lan ben bu işi başkasına yapsam para kazanırım,sen bir de azarlıyorsun seri davranmadığım zaman,diye çemkirdiğim de ise.. Üfürük sen bana yardımcı olmuyorsun,herşeyi üstüme yıkıyorsun falan diyor.

İşe başladı bir hafta oldu olmadı ama ayrılmak üzere İhracat Satınalma Uzmanı sıfatını gayet sıkıcı bulup,bütüngün boş oturduğunu iddia ediyor. İlgili marka her ilde,ilçede,alışveriş merkezinde bulunan C......n markası,adamlar malı Endonezya türevleri ülkelerden getiriyorlar,öyle dandik bir üretimmiş ki,inanılmaz ucuz fiyatlara oradan alıp üstüne burada TM bastrıyorlar. İki gündür bir yazılım firması ile flört etmekle birlikte sanırım bugün görüşmeye gideceği iktidar destekli ihalelerin hepsini tesadüfi şekilde kapan şirkette çalışmaya başlayacak.Görüşmeyi yapacağı şahsiyet televizyonda sıkça gördüğümüz Erdoğan'ın akrabası bir yönetici..İnce bıyık bırak, falan dedim ama bakalım.. Bende bundan sonra A.k.p kadın kolları başkanı falan olurum, :P

Söz-Nişan-Düğün-Kına Ivır-Zıvır

Ortalama bir türk kızının bu tip şeyleri hayal edip mutluluktan havalanması falan gerekiyor mu? Bende bir gariplik mi var? Zat_ı muhterem'in bize teşrif ettiğini öğrenen ailesi,sülalesi,kabilesi tüm belde eşrafı,bu durumun ardından ailelerin tanışması gerektiğini ve artık ciddi bir adım atılması gerektiğini söylemişler.Haber bana iletildiğinde içimden daha bana evlilik teklifi bile etmediğini düşünüp,canımı acıttım ama sonra baktım ki hayat pek de öyle düşündüğümüz gibi "masal dünyası" kıvamında yaşanmıyor.. Günlerdir teknik ve geleneksel olarak ne yapmamız gerektiğini düşünüyorum "Söz" denilen hadiseye karar verdim,sözlenmek,ya oturup dalga geçtiğim bazı tabirleri bizzat karşılıyor olmak can sıkıcı ama bu işin yolu da böyle galiba..? Mutlu olmak için,birlikte hayat kurmak için zilyon tane akrabayı,konu komşuyu ikna etmek,şahit etmek ne bileyim pohpohlamak gerekiyor.Şunu anladım ki ben isteme,sözlenme,nişanlanma b.k püsür bir sürü aksiyonda eğlecek,kuaförleri aşındırıp,kıyafetler deneyip,söz bohçası,nişan mendili,gelin zımbırtısı adetlerinden haz alacak bir kız değilim.Gidip survivor adasında evlenmek istiyorum,kaptan nikahıyla mı oluyordu nasıl oluyordu öyle..annemlere de kart atarım evlendim diye,babam da beni evlatlıktan atar artık..! Bu konular hakkında deneyimli olan arkadaşlar yardımcı olurlarsa sevineceğim..

Hadise-Eurovision

B.k atma geni var bizde.Birşeyi,yapılan bir işi,bir kıyafeti,yemeği beğenmediğinizde o işi çok iyi bildiğinizi,o konuya fazla hakim olduğunuzu ima ediyoruz aslında.. Ben kıyafeti beğenmedim,ıhııh,böğğ iğrenç,dansöz,konsomatris gibi olmuş bilmem ne.. Beğenmediysen izleme,takip etme,konuşma,mevzu etme..Birisi çıkmış "Osmanlı kültüründen kurtulamadık bir türlü,harem kıyafeti bu,nereden modern Türkiye" diyor.Yahu gebersen de kurtulamazsın Osmanlı kültüründen,mecbursun,bizim kültürümüz Osmanlı Kültürü zaten,hiç mi tarih dersi görmedin sen ? TC'den önce nerede yaşıyordu deden?

Hadise'ye gelirsek,ben başından beri destekliyorum,şurada belirttiğim üzere..Bazı insanların bende sebepsiz bir kredisi vardır bu kızda öyle hem seksi hem sempatik ötesi de umrumda değil.. Yarı finalde kötüydü,rahat,sahneye hakim değildi,vokallerden hiç hoşlanmadım,sesini duyamadım,dansı güzeldi ama sanki mekanikti biraz.. Kendisi gibi olduğunda daha başarılı olacağına inanıyorum.Ama ne olursa olsun hoştu,memleket meselesi yapacak bir durum yoktu yani ortada.

-Tabu-

Bir insan kaç saat aralıksız tabu oynayabilir? Okulda,yurtta,mecburen tıkışılan kafelerde oynamışlığım vardır ama aralıksız tek bir tuvalet molasıyla tabu oynama rekorum iki gece önce 4,5 saat ile belirlendi.Tabu yenilendiğinden beri oynamamıştım.Bir de hayvanat eklenmiş,hiçbir tarafı adam gibi durmuyor.


Dahil olduğum grupta annem de var,düşünün artık,kadın hayatında hiç tabu oynamamış,kafamı duvarlara vurdum,bir ara kartları yemek falan istedim."Ekstra" kelimesini kredi kartı ekstresinden yola çıkarak anlatmasına mı delirsem,o hayvanatın elini sallayarak "el sallamak "ifadesini anlatmama rağmen bana inatla "bye bye etmek" demesine mi delirsem,"kerata" kelimesini anlatmak için caretta caretta'lardan yola çıkmasına mı delirsem bilemedim.. Oyun bittiğinde ben de bitmiştim,uzun bir süre oyun oynamak istemiyorum hele o hayvanatı ömür billah görmek istemiyorum..

-Facebook-

Facebook'a üye olmam,blogu orada tanıtmam,sayfa açmam vs bütün bu durumlar tamamen internet üzerinde gelişen kimliğim neticesinde.Yani facebook'tan flört bulma,ne bileyim sohbet arkadaşı edinme gibi bir derdim yok.Ayrıca ve ayrıca 25 yaşında bir kız olarak takdir edersiniz ki böyle bir niyetim olsa bile bu 15-16 yaşındaki sabi-sübyan olmaz değil mi? Bu nedenle sevgili yapmak isteyen yavrukuşları arkadaş olarak eklemediğimi ve bu sebeple bana küfür etmelerine gerek olmadığını belirtmek isterim. Sonuç olarak sayfada görülen facebook linki beni okuyan,düşüncelerime değer veren,büyük bir kısmı da blog yazarı olan arkadaşlarımla hoş-beş ettiğim bir adrestir.

Fotoğrafı kaldırmamın sebebi sadece profilden olan fotoğrafımdan olsa olsa burnumu görebilecek bir kaç öküzcüğün bana "bebeğim manyak,muhteşem güzelsin" türünde komik mesajlar atması..Bu mesajların ve maillerin son günlerde sanıyorum bahar aylarıyla birlikte yüksek bir seviyeye ulaşmasıdır. Hayatımın ilk eşcinsel arkadaşlık teklifini facebook'tan almam da son zamanların en garip olayı oldu.Daha garip deneyimleriniz var ise lütfen paylaşın..

Hayvan Sevmeyen İnsan Sevemez(miş)?!

7 Mayıs 2009
"Kocamla aramızda yatıyor "Pofffy",sabah bir babasını bir beni yalıyor,bizi yalayarak uyandırıyor,öyle akıllı ki.."

Köpeğinden bahsediyor,ama kusacağım ben devamını dinlemiyorum.Hayvanlarıyla öpüşen,yalaşan hadi ayıp etmiş olacağım ama hayvanların hayvani cinsel duygularına şaka yollu karşılık veren kısmen sevişen insanlar gördüm.Ve hepsi midemi bulandırdı.Beyaz Show'a konuk olmuş Binnur Kaya(şahika koçarslanlı) stüdyoya gelen köpeğiyle öpüştüğünde kadına olan bütün sempatim gitmişti.Böylesine bir aşk böylesine bir bağlılık,bilemiyorum..Erkek çocuğunun pipisini öpen babaları falan duymuş olsak da çok sevdiği evlat yerine koyduğu köpekle,kediyle öpüşmek benim için sinir bozucu derecede mide bulandırıcı bir hadise..

Hayvanlarla tanışmam 6 yaşında aldığımız muhabbet kuşuyla oldu.Adı "Çatlak" tı.Ben koymuştum adını kendi de öyleydi,konuşuyordu,uçuyordu ve s.çıyordu uluorta ve ben o yaşta bile titizdim.Evde hayvan beslemenin pek de mantıklı olmadığını o dönem anladım.Aramız fena değildi portakal suyu içirip sarhoş ediyordum onu,suda boğmaya çalışıp kurtulmasına imkan verip mutlu oluyordum,uyuyamadığını düşünüp evdeki herşeyi susturup uyumasını izliyordum falan filan,ama en çok da onu seviyordum o dönem bana aitti,bu yüzden seviyordum ve bu da bencillikti....sonra Çatlak bir kedinin saldırısına uğradı,kalp krizinden öldü.Ve ben ölümle o anda tanıştım.Sonra yine kuş,bir iki tane hediye edilen balık,hayvanlarla ilişkim bu şekilde son buldu.Hayvanlara karşı önyargılı yetiştirilmedim sokakta gördüğüm kedi,köpeği ,sevmeden mıncıklamadan duramadım,zarar da vermedim.

Fakat günümüzde hayvanlara bakış açısı oldukça farklı..Hayat arkadaşı,eş,çocuk,arkadaş bir insan gibi görülüyor ve ona göre davranılıyor.Uçak seyahatinde köpeğine servis açtırmak isteyen bir gazeteci aklıma geldiğinde Tayyip E. gibi aşağılama unsuru olarka kullanmamak adına susmak istiyorum ama yine de saçmalığı görmezden gelemiyorum.

"Hayvanları sevmeyen insanları sevemez?" Niye? ne alaka,hayvan sevmiyorum,bana kokuyor,huylandırıyor,ne bileyim korkuyorum diye neden insan sevemiyorum ki ben ? İşkence etmedikten ,zor durumda bırakmadıktan sonra hayvan sevmek zorunda mıyım,koynuma alıp yatmak zorunda mıyım? Kakasının peşinden koşup,dışkısıyla bütünleşmek zorunda mıyım ?

Hayvanları sevdiğini söyleyen çoğu,yaşını almış kokoş işsiz güçsüz varlıklı onlarca insan tek bir hayvan için yüksek meblağlar harcayıp,yatağıydı,çantasıydı,kuaförüydü derken insanların bir ay geçindikleri paraları bir köpeğe harcıyorlar..Harcar kardeşim sana ne! denilebilir,doğru.. Anacım madem hayvan sevgisiyle dolusun o parayı bir taneye kuçuya dökeceğine ontane kuçuya harca? Yok,bunlar bencil insanlar hayvan seviyorum diyerek hayvanları zimmetlerine geçirip kendilerine aşık yaratık yaşatma derdinde kişiler..

Bencilliklerimizi,kendimize olan aşkımızı,olmayan eşimizi,doğurmaya korktuğumuz çocuğumuzu ya da ne bileyim gözünüzün içine bakan birinin varlığından duyacağımız hazzı bu hayvanları kullanarak yaşıyoruz.. Hayvan beslemek oldukça insani bir durumken,hayvana tapınmak da bir o kadar hastalıklı bir durum..

Bugün bu konu nereden açıldı peki.. ? Sen ki bugün yürüyüş alanında bana o hayvan azmanı pitbull'u "tatlıcık bu,evcildir" diye savunan aptal teyze,ben o hayvanı nerede görsem kıç.ımı yırtarım,elbet görevli yunus'lara seni şikayet ederim,ne senin köpeğinin kakasını koklaya koklaya yürümek zorundayım,ne de "lan benim bacaklar yağlı hoşuna gider bu hayvanatın" diye korkuyla yürümek zorundayım..

Hayvan sever kimdir biliyor musunuz? Yazın,kavurucu sıcakta dükkanının önüne bir kap su koyan adamdır hayvansever.. Piknikte gözünün içine bakan köpeğe yediği etin yarısı verendir.. Koynuna alıp çanta gibi gezdiren sözümona hayvanseverler değil..

-Büyük Buluşma-

5 Mayıs 2009
07:00 Zat_ı muhterem sabahın köründe geldi.Saç-baş,hazırlık bir de üstüne kıyafet krizi eklenince çok zorlandım.Yetişemedim,terminalde karşılayamadım,Kendin gel dedim,
ne diyeyim :P Karşılaştığımızda ilk kez görüşüyor gibiydik,böyle mahçup bir garip,"sabahın köründe nasıl makyaj yaptın üfürük,kaçta kalktın lan sen ? " çemkirmesiyle karşılansam da,o andan itibaren herşeyin yolunda gideceğini anladım.Çok yorulmuşum yaşadığım süreçte ve çok özlemişim onu..!

08:00 Yürüyoruz dana gibi,böyle sabah okuldan kaçan,etrafta kimse görmesin diye,yiyişmek için kimsecikler yokken gezinen amele tipler gibiyiz.Hemen eve gitmek istemedi,ayılayım,kendime geleyim dedi.Yavaş yavaş bende heyecanlanmaya başladım.
Bir yere gidip oturalım mı? Yok! Eve gidelim mi? Yok! Heyacanlandın mı sen ? Yok! Korkuyor musun :P Yok!
Çiçek alalım dedi,bahar çiçeklerinden olsun.. Annemin en sevdiklerinden aldık,saksı çiçeğinde karar kıldık.Bana aldığı gülleri zamanında migros poşetiyle
getirmiş bir adam olan Zat_ı muhterem,elinde dana kadar saksı çiçeğiyle gezdi :P Söylendi etti,"annene benim seçtiğimi söyleyelim,ben seçtim deme" demeyi ihmal etmedi :)

09:00 Artık eve gideceğiz..Taksiye binmek üzere bekliyoruz ama bir türlü binemiyoruz.Zat_ı muhterem az daha oturalım azcık daha falan diye kıvırıp duruyor.O kadar tatlı bir halde ki,gözlerim doluyor.Onun heyecanından ben mutlu oluyorum,sapıkça bir zevk alıyorum telaşından..Annemi arayayım da geliyoruz diyeyim diyorum,izin vermiyor.Doğal olsun,kapıda öyle bekler vaziyette olmasınlar diyor,kandırıyorum..Anneme yine de çağrı atıyorum :) Telaşa kapılıyor,taksiye bindik diyoruz..Elimi tutuyor,sıkıyor,sıkıyor..İkimizde bir süre hiç konuşmuyoruz ve itiraf ediyor."Daha önce hiç böyle bir heyecan yaşamadım" diyor.. Taksiden iniyoruz.. ilk olarak "Saçım nasıl?" diyor :)

09:05 Kapıyı annem açıyor,babam da hemen yanında..Çiçeği uzatıyor anneme,hoşgeldin-hoşbulduk muhabbeti,babam Zat_ı Muhteremi ayak parmağından saçına kadar süzüyor,resmen süzüyor,gözucuyla falan değil..Uzaylı gelmiş gibi süzüyor,geriliyorum.Ellerini öpüyor,babam zat_ı muhtereme ilk hitabında "Canım" diyor..Hepimiz rahatlıyoruz.Kişiler hakkında fikirlerini ilk 5 dk veren babam "canım" lafıyla notunu vermiş bulunuyor.. Tekli koltuğa oturan babam hainlik yaparak bitanecik sevgilimi misafirlerin oturduktan sonra kalkmakta güçlük çektikleri,kalkarken böcek gibi debelendikleri rahat şık fakat değişik yapıdaki koltuğa oturtuyor.. Yol nasıldı,uyudun mu,havalar sular derken kahvaltıyı hazırlamak için hazırlanıyorum,onu yalnız bırakıyorum..

09:35 Kahvaltıya oturuyoruz,babamın yanına oturuyor masada..Diyette olduğum ailece biliniyor.Benim üzerime geyik muhabbeti yapılıyor.Bütün güzel şeyleri kendi önüne dizmişsin diye şaka yapan babamın lafına atlayan zat_ı muhterem,"diyet yapıyor güya,duramaz yer o boğazlı" falan türünde bana yükleniyor.. Kahvaltı boyunca sohbet gayet keyifli gidiyor,zat_ı muhterem'in ailesinin gbt'si çıkacak şekilde fikir sahibi olan babam,babasının sigara içip içmediğini bile öğreniyor.Fethiye yolu,fethiye ovaları,fethiye yaylaları,fethiye kültürü üzerine bir sempozyum düzenleyen babam,ehliyetin var değil mi senin diye zat_ı muhteremi sıkıştıran babam sanırım şöför olarak onu işe almaya karar veriyor.

10:30 Sohbet iyice koyulaşmışken birden zat_ı muhterem birden gözlerin annene benzemiş çok güzel,üfürük'ün gözlerini çok seviyorum diyor anneme.. Annem gülümsüyor,
babam şaşırıyor.. Masanın yanında bulunan aynaya bakıyorum,"gözlerim cidden güzel yahu" gibi iğrenç şakalar yapıyorum,babam biraz şımarık büyüttük diyor..Zat_ı muhterem bir de bana sorun diyor :) Çay içmekten nefret eden adam o gün tam 4 fincan çay içiyor,sonrasında baban içiyordu ayıp olmasın diye içtim,hep senin hizmet etmen hoşuma gitti diyor.. Hiç gerilmiyor kahvaltıyı sanki hep dört kişi yapıyormuşuz gibi yapıyoruz.

11:30 Tuvalete gitmek isteyen Zat_ı muhtereme yol göstermem isteniyor,sanırsın ki 5000mk malikanede yaşıyoruz "150 mk evde kaybolacak tuvalet yerine mutfağa gidecek değil ya" diye içimden söyleniyor klasik klişeyi yaşadığımız için gülüyorum.Ve yine farklı bir klişe yaşanıyor,evde aile büyükleri varken birbirini öpmek için fırsat kollayan klasik çiftlerin durumuna düşüp "Lan dışarda öpmek aklına bile gelmedi" diye çemkirsem de kısmen yamuk bir halde anneme yakalanmak üzereyken kurtarıyoruz..Daha önce defalarca duyduğum fakat saçma gelen bu klişeyi bizzat yaşayarak daha sık sık yakalanacağımızı anlıyorum :)

12:30 Benim çocukluk fotoğraflarıma bakıyoruz,yaklaşık 1000 adet olan fotoğrafları görünce babam" Zat_ı muhterem Allah sana sabır versin,herkese yapmaz bu işkenceyi şanslısın " diyor,bizimki boynunu büküyor,gülüyoruz.. Babama,zat_ı muhteremi şikayet ediyor gs olduğunu söylüyorum,babam ses etmiyor..Zat_ı muhterem anında kıvırıp yok yok bu sene sivassporluyum diyor ama sizin sivaslı olmanızla bir alakası yok diyerek mevzuyu şeker bir hale getiriyor hepimiz gülüyoruz..

13:30 Duvarda bulunan puzzle tablo dikkatini çekiyor,kaplumbağa terbiyecisi'nin 2000 parçalık puzzle halini annemin yaptığını söylüyorum,annemi tebrik ediyor..sabır işi,Üfürük'te o sabrın bindebiri yok diyor.. Ben bozuluyorum,bizimkiler gülüyor,zat_ı muhtereme çok pis bakıyorum..

14:00 Ani bir kararla pikniğe gidiyoruz,hava harika,biz hazırlanırken..Nasihatler havada uçuşuyor,babam sevgilimi nasihate boğuyor,sevgilim herşeye "evet efendim" diyor :) Uslu uslu dinliyor,kapıdan babamın arkasından bakıyorum öpücük gönderiyorum,salak salak gülüyor,babam şaşırınca ciddileşiyor :)

15:00 Tavlada önce beni sonra babamı yeniyor,öküz gibi hemde..Lan sevdiğin kızın ailesiyle tanışıyorsun yenmesen ölür müsün ? Babamla oynarken sonucu sorduğumda "biz yeniyoruz birtanem " diyor.. Höh,biz kimiz oynadığın adam babam dana diyesim geliyor bakıyorum ki biz olmuşuz susuyorum,mutlu oluyorum..

16:00 Dönüş için aldığı bilet yanıyor,gitmekten vazgeçiyor..Vakit nasıl geçecek derken anlamıyoruz bile,mangala yardım ediyor,bana çiçek topluyor.Piknikte çok yoruluyoruz..

18:30 Herkeste bir saflık hali var eve gelince,piknikte hava çarpıyor..Zat_ı muhterem uykusu geliyor,babam sen burada biraz uyu,kendine gel,yarın görüşmeye gideceksin diyor.Ben atlıyorum,gezmeye gitmek istiyorum,sevgilimle yalnız kalmak istiyorum.. Arada sırf onun için yapılan ekmek kadayıfını yiyor,bana yaparsın iyi öğren bunu diyor..Yalnız kaldığımızda ne kadar kaliteli insanlar ailen diyor,ne yalan söyleyeyim gurur duyuyorum..

19:30 Evden çıkmadan önce kıyafet krizi yaşanıyor.Burnumdan getiriyor üşürsün diye,babam bırak üşüsün diyor sevgilime,inat ediyor,kıyafet değişecek diyor,gidip değiştiriyor kalın giyiniyorum.. Burnumdan soluyorum..Babamın hoşuna gidiyor hissediyorum..

22:30 Eve geliyoruz gece 01:00'de binecek..Babamla Kurtlar Vadisi izliyor,Polat'ın karısını beğenmediğimi Elif'i beğendiğimi söylüyorum..Herkes çok güzel buluyor diyor,babam da katılıyor,gözlerimi deviriyorum."Ben beğenmiyorum üfürük,seninle kıyaslanamaz" diyor,annem zat_ı muhteremin kıvırmasına gülüyor..

00:00 Gitme vakti geliyor,gözlerim doluyor,odamda netten bişeyler bakıyoruz..Ağlamamak için kendimi tutuyorum,kulağıma eğiliyor,Seni çok seviyorum diyor,babana da söyledim,gözleri doldu,baban da seni çok seviyor diyor.. Ağlıyorum.

00.55 Kılpayı yetişiyoruz,babam arabayı parkediyor..Otobüs kalkmak üzere,babam geç de olsa yetişiyor..Zat_ı muhterem otobüsün önüne geliyor,babam da onu görmesi için otobüsün peşine gidiyor,el sallıyorlar birbirlerine..Babamın tavrına şaşırıyorum,beni yolcu eder gibi yolcu ediyor..Arabaya biniyoruz ve babam bana "beni şaşırtmadın üfürük" diyor.. "Hayırlısı olsun,benim gönlüm rahat.."

Niye Ara Verdim?

4 Mayıs 2009
Zat_ı muhterem bize geldi ..! Bizim eve,yani ailem ile yaşadığım eve.. Kısa bir ara vermeme neden olanlarda bu süreçten önceki ve sonraki durumlardı.Kimileri "amann ne var bunda" diyebilir ama evin tek çocuğu olan şu şahsiyet şimdiye kadar erkek arkadaşını ailesi ile tanıştırma yoluna gitmemiş,babasının ergenliğinden beri hafiyelik çalışmalarına maruz kalmış ve ailesiyle sadece evleneceği adamla tanıştırma kararı vermiştir.Benim için bir panik sebebiydi çünkü hazır değildim.

Zat_ı Muhterem'i bizim eve getiren sebep ailem önünde ilan_ı aşk etme isteği oldu.Bu noktaya nasıl gelindi,inanın hatırlamak bile istemiyorum.Oldukça sıkıntılı günlerdi,14 yaş bunalımında olup odasından çıkmayan o kızları o yaşlarda anlamasam da 25 yaşımda anlıyorum.Birkaç gün ayıcıklı pijamalarımla yaşadım,odamdan asla çıkmadım bir insanın günde sadece bir kez tuvalete gitmesinin yeterli olduğunu ve çantasında bulunan minik bir şekerle 48 saat yaşayabildiği ve aslında etrafınızdaki tüm kalabalığa rağmen dünyada yapayalnız olduğumuzu öğrendim.

Zat_ı Muhterem'in geleceği haberi evde bir hareketlilik yarattı.Babam gergin ama potansiyel damadın bu davranışından memnundu,annem tamamen misafir psikolojisi ile sadece hazırlık kısmına odaklanmış durumdaydı.Ben korkuyordum,mükemmeliyetçi bir sistemde büyütüldüm..Kurduğum yanlış bir cümle bile mesele olur durumda,eleştirile eleştirile büyütüldüm..Sonuç ortadaki eleştirmeyi çok iyi öğrendim böylece.. Zat_ı muhterem doğru insandı ama.. Ortada herşeye kulp bulan bir düzen vardı bu nedenle daha o gelmeden kendimi onu savunur halde buldum..Aileler ile çocuklarının arasının eşleri yüzünden neden bozulduğunu,insanların ailelerinden neden soğuduğunu hepsini artık daha iyi anlıyorum.


İnsanın hayatındaki adamı mutlaka tartması gerekiyor,ölçmenin yolu da size aldığı pahalı hediyeler,ne bileyim yediğiniz şık yemekler,günde 78 kere söylediği aşk sözleri değilde "güven" oluyor.. Timsahların arasına atlamış (düşmüş değil özellikle atlamış) sonra da elimi uzatmadan ondan yardım istemeden elimi tutmuştu."O odadan biran önce çıkmaz,ağlamayı kesmez ve kendine gelmezsen seni terkedeceğim üfürük" dediğinde ciddi olduğunu biliyordum.Herşeyi sıfırladım,arkama bile bakmadım,yanımdaymış gibi davrandım,yeniden doğdum sanki ve dibe vurduktan sonra insan güçlenirmiş sırf bu sebepten dibe vurulabilirmiş öğrendim..

Erkeği köşeye sıkıştırırsak kaçar,mutlu kızla birlikte olmak ister erkekler,işte sorun varsa erkek arazi olur,ilişkiyi kadının heyecanı yürütür türünde erkekleri baştacı eden bu saçmalıkların sevdiğiniz adam için böyle olup olmadığını denemeden asla yola devam etmeyin.Seven bir erkeğin herşeyi aklınıza gelip gelebilecek herşeyi yapması gerekiyor,eğer düşünüyorsa,yapmıyorsa,duraksıyorsa,kaygılıysa anında yol vermek gerekiyor..Ben bilerek sınamadım ama çektiğim bütün sıkıntılara rağmen iyi ki de sınamışım diyorum..Kendi içlerine kaçmış,etliye sütlüye dokunmayan mıymıntı adamlara öyle alışmışız ki herşeyi biz yapmaya çalışıyoruz.Ve bunun doğru olduğunu,görevimiz olduğunu düşünüyoruz..Erkekleşiyoruz,onların kadınlaştığı gibi..

Elbette hikaye bu kadar değil,eğlenceli kısmı tanışma ve kaynaşma günü ..Çok keyifli,bol malzemeli bir gündü, hatta bir fotoğraf bile paylaşmayı düşünüyorum o günle ilgili.Ama bir sonraki yazıya artık,keyifli olanı sona sakladım :P

-Hoşbulduk-

1 Mayıs 2009

Neden yazıyorsun sorusuna "rahatlamak" için diye cevap verdiğimde dürüst olduğumu düşünüyordum.Aslında öyle değilmiş,sadece yazabildiğini yazıyormuş insan,bir de benim gibi sosyal hayatına bile gizem katabilen birisi okuduğu tüm kişisel,özel bloglara rağmen gün geliyor özelini yazmaktan kaçabiliyormuş.

Kısa bir ara verdiğimi biraz geç bildirmiş oldum,kapıda kuyruk 45202 tane okuyucum olmasada varolanlara saygım sonsuz,şimdi de geri döndüm.Diyelim ki Kayhan'ın dediği gibi blog sendromu olsun bu durum veya insanın hayatındaki sıkıntıları blogundan çıkartması olarak adlandıralım.
Ara verme nedenim,akabinde gelişenler biraz komik biraz kaygılı durumlar hepsini tek tek anlatacağım başka bir yazıda.Artık vaktimiz var :) Herkese teşekkür ediyorum,yazmamama rağmen ziyaret ettikleri için..

Olaylara baktığımda İyi ki de ara vermişim diyorum aslında.. Zira çok cici bir 23 Nisan yazısı planlayan ben yırtık sarı çizmesine bakmadan bayram kıyafetiyle oynayan çocuğu gördükçe nefret ettim 23 Nisan'dan.. Üstünde göstermelik parlak 23 Nisan kıyafeti altında o çizme,onu gösteriye o şekilde çıkartan öğretmen..ne işe yarıyorsunuz siz? insanların yokluklarıyla eğlenmek,devlet töreni yapmak,çocuklara popo sallatmak? Ya yanında ki çocuk lastik mavi ayakkabı amaaa yırtık değil,ohh çok şükür.. Bir tarafınız yiyorsa gidin devlet okullarında ki çocuklara piyano öğretin,saz öğretin,modern dans öğretin amaa yok taytları giydirip don-paça devlet töreniyle kutlanır 23 Nisan..

Silah kabzasını kafasına yiyen çocuğa hatta bebeğe(!) hiç girmek istemiyorum ama duramayacağım.O minicik yavrucak orada oyun oynuyor diğer bebek arkadaşlarıyla katil polis amcası da ona vuruyor.Bak hain polise bak sen!!!! Ama tesadüf müdür nedir etrafta bir çatışma var,terör örgütü yandaşları eylemde bu yaralanan yavrucak da tam da orada oyun oynuyor?? Polisin yaptığı ahmaklık,aptallık,kontrolsüzlük,nefretin getirdiği hırs,insanlıktan çıkmış katillerle uğraşmanın verdiği hayvanlık.. Medyanın bu iki yüzlü halinden nefret ediyorum..

İhmalleriyle ve şehit cenazesindeki sahneleriyle kanımı donduran Bostancı Çatışması.. Bitmek tükenmek bilmeyen Ergenekon silahları bombaları tüfekleri "ciddi ciddi darbe yapacakmış elemanlar yahu" dedirtten mühimmatları,tsk'nın "silahlar bizim değil" kıvranmaları... 9 şehit verip hiç vermemişler gibi davranmaları akabinde hemen kuzey Irak'ı bombalayan Türk uçakları"yıllardır bombalaya bombalaya dağ kalmadı nerenizle atıyorsunuz bu bombaları,hem 9 şehit olunca mı aklınıza geliyor" serzenişlerim...


işte 1 Mayıs Emekçisi??!!

Ve 1 mayıs.. Bostancı'da baskın yapılan örgütün flamasını açıp yürüyen köpeklere ses etmeyen emekçilerin bu mantıkla asla amaçlarına ulaşamayacaklarını,bu bayramı toplumla birleştirip,barıştıramayacaklarını gördüğüm bayram.. Bankamatiği çekiçle parçalayan o çocukla tanışıp,bu yaptığının emekçi haklarına faydasını sormak istediğim bayram.. Polise demir bilye atan zeka küpü insanların,bu zekalarını niye emekçi haklarını korumak için kullanmadıklarını merak ettiğim bayram.. Ayağındaki ABD menşei ayakkabı Nike ayakkabı ile nasıl tkp üyesi olduğunu merak ettiğim o dangalak gencin neyi,neden,nasıl savunduğunu bile anlayamadığım bayram.. Çelişkiler ülkesi vesselam..

Related Posts with Thumbnails