Kürt Kızı Perjin

29 Nisan 2010
Merhaba Prenses,

Dilerim bu maili okursun ve dileğim üzerine paylaşırsın.Bu mail bu ülkenin bir evladı olan şu an da da bu ülkenin imkanlarından faydalanıp hemşirelik eğitimi alan bir kürt kızı tarafından yazılmaktadır. Seninle tanışmamız kuzenimin senin yazılarından birini bana göndermesiyle başladı.İçeriğini ve neden gönderdiğini paylaşmak istemiyorum çünkü bu ikimizi de incitecektir.Yazdıklarından pek hoşlanmadıklarını belirtmem yeterli olacak galiba.

Ben diyarbakır'da doğdum ve 15 yaşına kadar orada yaşadım.Doğunun Paris'i dedikleri o şehir gerçekten benim de cennetimdi.Ama şu an da başka bir ilde doğmuş olmayı dilerdim.İstanbul'a geldiğimden beri doğduğum yeri değiştiremediğim için öğretmenlerimin bakışları,arkadaşlıklarım,flörtlerim hiçbiri yolunda gitmedi.ben kürtlerden çok türklerle iletişim kurmaktan hoşlanıyorum.Diyarbakır'da olan akrabalarım beni eleştiriyor türkleşiyorum diye oysa mp3 çalarım da hala kürt şarkıları var.Tek yaptığım türklerle düşman olmamak.Sanırım bir türk delikanlısıyla evleneceğim ve nihayetinde daha da yaklaşacağım türklere.

Amcamın oğlu ki bana senin yazılarını bakın türk oxxxxxları(özür dilerim bunu yazdığım için) neler yazıyor diye gönderen de o dur.Apo için ölebilir,her türlü organizasyona katılır,defalarca yakalandı,askerlikten kaçmak için elinden geleni yaptı,türklerden nefret eder,sürekli küfür eder,türklerin sürekli kürdistanı işgal ettiğinden bahseder ama neden hastalanınca onların hastanelerine gittğimizi,neden onların okullarında okuduğumuzu,neden onların mahkemelerini kullandığımızı bir türlü açıklayamaz.

Bana kardelen türünde komik bir isim takan bir sistemde hemşire olmaya sadece bir senem kaldı.Beni t.c okuttu.Kardeşimi de ve inanır mısın o türklerden nefret eden kuzenimi de.. Kürtler biraz yüzsüz öyle değil mi? Bizi sevmediğini düşündüğüm için yazdım bu maili.ben seni seviyorum. "hiçbirimiz safii oğuz boyundan gelmiyoruz ki..?" gibi birşey yazmıştın ve o an işte bu dedim. bu kız beni anlar.

Bdp'ye oy vermedim hiç,hiçbir örgüt çalışmasına katılmadım,hiçbir türkü üzmedim,kimseyi rahatsız etmedim,kürt olduğumu sakladım çoğu olayda mağdur edilmemek için kez ama ismimden anlıyorlar.hatta bir arkadaşım kendince bir iltifatta bulundu ve bana hiç kürtlere benzemiyorsun dedi.

sen ve diğer bir sürü blog yazan arkadaşlar.öyle güzel hayatlarınız var ki ülkenin diğer tarafında doğmuş olmak hayata 1-o önde başlamanızı sağlamış.Hayata bakışınız bile farklı,özgüveniniz yüksek,erkeklerle ilişkileriniz,aile ilişkileriniz,konuşma yazma tarzlarınız hepsi çok başka.Bazen blogları okuduğumda aynı ülkede yaşadığımızdan şüphe ediyorum.Yanlış anlama türkleri suçlamıyorum sadece kendi içimizde sorun çıkartan kürt soyuma kızıyorum.Ne vardı huzurla yaşasaydık ne vardı bize yapılan onca yatırıma şükür etseydik ne vardı annem 8 tane doğurmasaydı ne vardı başlık parası mereti yine biz kürtlerden çıkmasaydı.beni kendi soyumdan utandırıyorlar sen lafını esirgemeden pxç diyorsun ya içlerinde benim kanımı taşıyanlar bile var dağlarda.blog okumaya bayılıyorum senin yazılarına bayılıyorum,tanışmayı çok isterim.kürt dostlarım var demişsin bir yazında inanmak istiyorum.Babanın mesleği yüzünden Muş'ta bir dönem yaşadığı okuduğumda inanamadım ne bileyim böyle hayatları olan kızlar oralara gelir miydi hiç ve demişsin ki pkknın katlettiği bir bebeğin cesedini gördüm,biliyor musun ağladım.ve niye bizi sevmediğini anladım.

lütfen yazmaya devam et özgürce yaz,Allah'ın sana verdiği bu özgürlükleri bazı ayrıcalıkların hakkını ver.Ve eğer korkmazsan,bana güvenebilirsen seninle tanışmak istiyorum.Bir kahve içmek istiyorum,matrak,keyifli ama ciddi ve akıllı biri olduğunu düşünüyorum.böyle bir arkadaşım yok benim.bu arada evliliğin beni çok mutlu etti.Sana bir düğün hediyem bile var :)

Bu maili paylaşmanı istiyorum ,galiba yazımı o sayfada görmek beni mutlu edecek.birgün mesleğe başlayınca bende blog yazacağım ve sana haber vereceğim.Akrep burcuyum bende senin gibi,ne hissettiğimi bilirsin.İniş çıkışlarım var senin gibi.Farkedilmekten fazlasını isterim hep,senin gibi :) İnsanları sınıflandırmayalım,sadece sevelim sadece sevelim.bizi biraz da siyasiler bu hale getirdi ama dilerim birgün bütün kürtler gerçeği görür ve bu kan biter.ben kürt kızıyım kürdüm ama türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım ve bu ülkeyi çok seviyorum. kürt olmaktan da tc vatandaşı olmaktan da gurur duyuyorum.

Sevgiyle,aşkla,alnının akıyla kal.

ez te xez dikim dotmir :)

Perjin..

Amannn Abilerini Azdırma Evladım..!!!

27 Nisan 2010
Cinsellik denilince utanır,susturur,ayıplanır,seks denildiğinde öyle" seksli meksli konuşma o...pu biri duyacak adın çıkacak" denilirse bu noktaya gelmek kaçınılmaz.Tabu diyorlar buna oysa tabu korunan kutsal görünüp dokulunmayan,cinsellik tabu olsa keşke diyesim geliyor öyle ki.Eğer tabu olsaydı eminim 2-3 yaşında kıvırcık saçlı güzel gözlü o çocuklara sırayla tecavüz ettik diye açıklama yapanlar şu anda ailelerinin yanında olmaz,ülkenin başbakanı "ama bu olay olalı bir yıl oldu" diye açıklama yapmaz,devlet başka bir ilde tecavüz edileni değilde edenin adını lekelenmesin diye tecavüzcülerin adını saklamazdı.

Biz cinselliği severiz,öyle çok severiz ki..Erkeklerimiz bile birbirine ilk fırsatta"aha da tuttum pipini" şakası yapar.Kızlarımız kendilerini bildikleri ilk günden itibaren"ayy nasıl o ilk gece zarım yırtılacak" diye heyecanla dolar..

4-5 yaşındaki kız çocuğuna "eteğin altına paçalı donunu,taytını giymeyi unutma azdırma abilerini" diyen anne,2 yaşındaki oğluna da "mahalledeki kızlara nasıl koyacaksın büyüyünce oğlum" sorusunu sorar cevabını aldı mı kahkahaya boğulur.

Bana bu ülkede bir okul söyleyin ki.. O okulda hiçbir kız bebek düşürmemiş aldırmamış olsun,o okulda hiçbir erkek öğrenci hiçbir kız öğrenciyi çeşitli sebeplerle tehtid etmemiş olsun,hiçbir kız öğrenci öğretmeniyle yatmamış olsun... Böyle bir okul yok.Kendinizi kandırmayın,herkes bilir ama gizlenir bu pislikler.. OLmamış gibi davranır herkes..ne yiyorsak artık cinsel dürtülerimiz tavan yapmış durumda.Doğal viagra var bu ülkenin topraklarında en güzel bizim erkeklerimiz "koyar" veya "kayar" mıydı?

Yavaş yavaş mideniz bulanıyor haklısınız..

Abisinin,dayısının,amcasının,kuzeninin ergeliğinin oyuncağı olmuş bir sürü yaralı kadın.Ve yine sokak oyunlarında,sokak maçlarında başka bir erkeğin merdivenaltı ters ilişki tecavüzlerinin mağdurları yaralı erkekler..

Amann erkekleri azdırmayalım,aman kudurtmayalım yoksa hepimizi sıradan geçirirler mantığıyla büyütülen o canavarlar bir vakit alt geçitte bir vakit ormanlık bir yerde yada evinize girmeye çalışarak bedeninize sahip olmak istiyor.İpinden kopmaya hazır bir canavar yetiştiriyor anneler.Hayatın tek gerçeğini seks olarak veriyor medya ve doğru dini ve cinsel eğitimden yoksun bir millet olarak korkudan uzak yaşanıyor tüm hazlar.

Hani bizim anadolu erkeklerimiz mertti..? Hani dünyada üstlerine yoktu,haysiyetlilerdi kimsenin karısına kızına yan gözle bakmazlardı.Hani namusları için dil uzatları kahve köşelerinde bıçaklarlardı o derece kafayı yemişlerdi.Eee otobüste kadınların arkalarına yanaşlar kim..? Bebeklere tecavüz edenler kim,yetimleri numara sırasına göre yataklarına alanlar kim..?Kız kardeşinin odasına girip ilk cinsel deneyimlerini yaşanlar kim..? Dükkanları önünde sandalye atıp şu karıyı eviricen çeviricen diye bağıra bağıra konuşanlar kim..? Devlet üniformasıyla miletin ırzına geçenler kim..? Taciz,tecavüz bunlar bütün dünyada oluyor diyen namussuzlar kim..??

Şu dakikadan sonra kayıp bir nesil var,hatta nesiller.. Yakın zamanda artacak bütün cinsel suçlar hepimizi tehtid edecek..Çocuğunuzu iyi yetiştirin,yalvarıyorum erkek çocuğunuzun pipisine tapıp zaten öğreneceği mastürbasyonu bebekken öğretmeyin.. Kız çocuklarınızı çok çok çok sevin,sevilen hiçbir kadın vaktinden önce cinsellikte aramaz mutluluğu..

İçim daraldı,bana "geç bile kaldın çocuk ne zaman" diye sırıtan salaklara bağıra bağıra söylemek isterdim.. Koruyabilir miyim ben o yavruyu yoksa o sağlıkla büyüyene kadar ruh hastası olur muyum? Bu ülkede ben,ancak koruyorum bedenimi,beynimi analarının pipisine taptığı bu şerefsizlerden..

Onu koruyabilir miyim...?

Onlarca erkeğin tecavüz ettiği 3 yaşındaki kıvırcık saçlı güzel gözlü çocuğu koruyamadık çünkü..

Büyükada

26 Nisan 2010
Sabahın köründe kalkmaz çeşitli işkenceleri çekmezseniz o gezi pek kıymetli olmuyor.Biz de öyle yaptık,metrobüste sanırım uyukladım çünkü hatırlamıyorum o vakitleri.Kabataş'a vardığımızda biz akıllılık yapıp erken geldiğimizi sanarken çoktan dolmuştu meydan,üstelik yolcular giriş yapmış vapur da dolmuştu.Büyükada'ya ayakta gitmek pek akıllıca değil,çünkü yolda görebileceğiniz çok şey yok,rüzgar da cabası yolda 1 saat 35 dakika sürüyor.Üstelik hep tıkış tepiş yarısı da turist.Saat 10:40 vapurunda olup turistlere söylenen o kız bendim.Turistinde krosu geliyor bize Neyse vardık şükür Kabataş iskelesi göründüğü üzere oldukça kalabalık...

Adaya girer girmez bir hareket başlıyor.Dondurma,waffle,lokma bu tip abur-cuburlarla başlıyorsunuz geziye.Vapur'da öyle daralmıştık ki dondurma çok iyi geldi,ada dondurması ünlü,külah çikolata fındığa bulanmış,bir sürü çeşiti daha vardı.Dondurma çok büyük ve lezzetli,külah ayrıca doyurucu ve ada fiyatlarını gözönünde bulundurulursa fiyatı oldukça uygun.Evet iki tane yedim sabah ve akşam olmak üzere,evet diyetteyim,evet çok pişmanım,evet evet haklısınız dünyaya bir kere geliyoruz :P
Meydanda ki bu saat benim için önemliydi.Saatin önünde bundan tam 20 yıl önce çekilmiş bir fotoğrafım bulunuyor.Yenilemek istedim..

Ada'nın mistik bir havası var.Herkesi kaplamış garip bir ruh hali.. Bakla ile fal bakan profesyoneller(!!),dilek bilezikleri,taşları satanlar,iplikler,yağlar,tuzlar..

Bu küçük kağıdı oturduğumuz bankta buldum.Buldum derken zaten heryere dağıtılmış.Misyonerlik çalışmasının enteresan bir ürünü..Evet parmağımı bastım o kırmızı noktaya ve kötü bir insan olduğumu öğrendim.İyi biri olmam için hristiyan olmam gerekiyor(muş)
Sadece evleri görmek için bile gitmelisiniz hala gitmeyeniniz varsa.Evler bir harika ev derken haksızlık ediyor da olabilirim.Büyük bir kısmı köşktü.Eski olup terkedilmiş olanlarıda vardı,çağa uygun yapılarda hepsi birbirinden güzeldi.



Aya Yorgi Kilisesi.. Canımıza okuyan yokuşun başında.23 Nisan'da sanıyorum özel bir günleriymiş.Ada halkının söylediklerine göre hristiyanlardan çok müslümanlar ilgi gösteriyor,ellerinde makaralar dilek dilemek için bu yokuşu çıkıyorlarmış.Ben inanmıyorum "o yokuşu çıkıp kiliseye kadar gidip dilek dilemedin miiiiii" tepkisiyle yaklaşanlara rağmen dilemedim.Çünkü beş dakikadan fazla duramadım,gördüğüm diğer ibadethanelerin için en sıkıcısı buydu,bunaldım,oturakları,mekanın kasveti duramıyor insan.Yol boyunca geyik yaptı herkes.."Gider iki rekat namaz kılarız","yanıbaşımızdaki tarihi camiiye gitmeyiz,buraya çıkıyoruz ama" türünde serzenişlerde vardı. Kilise bende hayal kırıklığı yaşattı.

Yokuşu çıkmanın en güzel yanı,manzaraydı.Muh-te-şem-di.Fotoğraflayamadım bile öyle diyeyim,o kadar güzel ki gidip kesinlikle gidip görmeniz gerek.



Kara martısı :) Bir de biraz iriler mi ne..? Kaçmıyorlar,uçmuyorlar..Kedileşmiş martılar var adada..


Papatyalardan ve diğer çiçeklerden taçlar..! Almayanı dövüyorlar,ben almadım.Geçim kaynağı olmuş durumda,kadınlar,erkekler,çocuklar hep taç yapıyor.Sıfır sermaye,yüksek kazanç..!!

Yemek konusunda Ada'da pek sıkıntı yok.Sultanahmet Köftecisi,kebapçılar ve elbette balık restaurantları var.Hatta Kahve dünyası bile açılmış.Biz Milto'da karar kıldık.Hizmet ve ikram fena değildi,hesap ise klasik ada fiyatları ve haftasonu ve amaç oraya gelen ağzı açık bütün yerli-yabancı turisti yolmak.El mecbur yolunduk.. Yan masada Tulin Şahin vardı,fotoğrafını çekeyim dedim ama zat_ı muhterem çemkirdi,oysa fotoğraf çektirmeyecektim,sadece kadını çekecektim..Çok sempatikti,sıfır makyaj buna rağmen çok güzeldi.Ünlü görme tepkisi salaklığım yoktur ama ilk kez birini fotoğraflamak istedim.




Bisiklet,fayton veya eşek.. Hepsi aynı yola çıkıyor. Biz ne yaptık ..? Yürüdük evet evet yürüdük.Giderken adaya dönüp baktım da gurur duydum kendimle nasıl yürüdük lan biz bu koca adayı,düşünün meydandan aya yorgiye kadar çıkıp tekrar indik.Son vapura bindik 20:00,elbette tıklım tıkıştı yine,biz balık istifi beklerken,deniz taksi geldi,acaba kime geldi diye konuşurken manken arkadaşımız deniz taksisine bindi ,uzaklaştı.Bizim vapur gelmeden sanıyorum abla evine ulaşmıştı ...

Gün bitti geriye kalan,mistik anılar,bolca yorgunluk,cebimizi yakan güzel bir çupra,kocaman dondurma,bol oksijen ve güzel bir manzara..



-Kaya ile Maya Aşkı-

21 Nisan 2010

Porland, "Kaya ile Maya Aşkı "adlı bir seri üretmiş. Öyle şirinler ki.. Üstelik fiyatları da makuldü bu kadar şirin olmalarına rağmen.Kupalar 8.90 tuzluk 7.5 tabak 11,90 lira,cam bardak 7.5 idi yanlış hatırlamıyorsam. Kahvaltı takımı almamış olsam ve Kaya ile Maya Aşkı'yla daha önce
karşılaşsam kahvaltı takımını bu ürünlerden tamamlayabilirdim.


Güzel bir hediye olabilir yeni evli bir çifte,çeyiz hazırlığındaki bir dostunuza veya kız arkadaşınıza da alabilirsiniz.Erkek arkadaşınıza almayın adamlar böyle şeylere değer vermiyor.Daha önce böyle hediyeler vermiş olan dostlarım hayal kırıklığı yaşadı.Adam bakıyor bakıyor kupaya,bardağa fıydırıyor bir tarafa..Hele bir de peluş hediye alanlar var ki düşman başına :)


Benim aldığım aşağıda fotoğrafladığım kupa ise sanırım Kaya ve Maya'nın evlenmiş hali zira kilo almışlar :) Bize benzettim biraz :P Çok şirin değil mi adı "Düğün Kupası "

.

[Rec] 2

20 Nisan 2010

İlk film olan rec: ölüm çığlığı filmini anlatmıştık.İkincisini büyük bir merakla bekledim tam kadın karakteri bacaklarından çekmişti ki yamuk yaratık orada bitmişti.. Devamının geleceği belliydi ama bu değildi beklentim. Şunu anladım ki sinema da tesadüf eseri tek filmlik başarılar olabiliyor.Yönetmen tırtmış,tek bildiği el kamerasıyla takılmakmış anladık..

İspanyolca fantazimi ise gerçekleştiremedim çok hızlı konuşuyorlardı.Sanırım ben ispanyolca konuşan kadın dinlemek istiyorum.Erkek karakterlerin çokluğu,hepsinin az çok tahmin ettiğim sırayla ölmesi,sevdiğim insanları ısırarak sevdiğim için ısırmaktan ve ısırılmaktan korkmayışım filmin etkisini azalttı.

Ordan biri çıktı salya sümük yala ısır,burdan biri çıktı salya sümük ısır.Eee konu yok,senaryo yok sayılır,heyecan yok.. Bir de papaz klişesi eklenmiş tam olmuş.Bizim filmlerde imam görünce amann heryere koymsalar şu dini vurguları diyorlar, millet papazsız iş yapınca rahat edemiyor.Kutsan kutsan daral geldi film boyunca..

İlkini izlemediyseniz gitmeyin,sevgilinizle gideceksiniz gitmeyin,hava güzelse gitmeyin,yalnız gidecekseniz gitmeyin.. Özetle gitmeyin..

Emirgan Korusu

19 Nisan 2010
Benim hayatım Zat_ı Muhterem'i sürüklemekle geçiyor.Bende gezi konusunda sonsuz sınırsız bir güç var.Yorulmuyorum,üşenmiyorum,uykumdan,keyfimden,boğazımdan fedakarlık yapabilirim..Pazar sabahı saatimi kurdum sanki işe gidiyorum öyle ciddiyim duş,kahvaltı,zat_ı muhterem'i yataktan kazımak suretiyle kaldırıp yere attım.Artık giyinmişiz,hazırlanmışız adam kaşınıyor :

"Üfürük,bugün kar yağacakmış istanbul'da ,sarıyer tarafında tipi varmış hatta.. birde güzel kızları kaçırıyorlarmış bu pazar,sensiz ne yaparım ben .. "

İstanbul pazar günü emirgan tarafına gitmek büyük bir cesaret işi,daha önce en fazla hisar'a kadar giderdik kahvaltı için.. Beşiktaş'tan sonra iptal.Trafik cinnet geçirmemize sebep olacak seviyedeydi.Lan kafa dinlemek için gidiyoruz inip birilerini öldürmeden dönsek bari psikolojisiyle vardık.Hava muhteşemdi,ışıl ışıl,bol oksijen ve huzur.. İyi ki gelmişiz,bir kaç saatliğine şehir değiştirmiş gibi hissettim kendimi

Koruya ulaşmak için bu yokuşu çıkıyorsunuz,görüldüğü gibi çiftler heryeri sarmış durumda :)

Buradan atlamak istedim,baktım,baktım,baktım...


Sarı ve Pembe Köşk..Ben bu köşk muhabbetinden pek hoşlanmıyorum.İnsanlardaki köşk fantazisinin başka bir derinliği var gibime geliyor.İçlerini de gezdim bana yapay geliyor.Burada oturup yemek yemem beni açmaz ama elbette herkes benim gibi düşünmüyor büütn mekanlar doluydu. Biz sadece birşeyler alıp çimlerde yemeği tercih ettik.Açık büfe kahvaltı varmış ama benim tavsiyem bu tarafa gelmişken.Hisar'da kahvaltı yapıp koruda ise gezinmek,çimlerde güneşlenmek..


Lale Festivali'nin 5. gerçekleşmiş.. Biz son gününe denk gelmişiz Türk Sanat Müziği söylüyorlardı.Bu tip yerlerde genelde özensiz olur ama bu sefer çok hoştu.Bir süre dinledik,üstelik eğlenceli şarkılarda söylediler.Güzel,Topbaş'ı sevdim bugün iyice..


Gölet yapmışlar,güzel bir hava katmış.. Fıskiye işinden iyidr diye düşünüyorum,Türklerin klasik fıskiye manyaklığı var malum.. Onu yapmışlar tabi ama yine de doğal yani .. Ördeklerin keyfi yerindeydi,bize de onları beslemek kaldı. Kıskandım hayvanları yüzmek is-ti-yo-rum.!

Veee Laleler.. Renk renk..


Güzel bir gün geçirmek için,nefes almak için,dinlenmek için,şarkı söylemek için,yemek yemek için,güneşlenmek için,elele yürümek için,çimlerde uyuklamak için,sincaplarla karşılaşmak için,karıncalara yem olmak için.. Gitmeli..

Evren,Bana "Senden Bir Cacık Olmaz" Dedi..

12 Nisan 2010
Yaş 40'ı geçince bünyede neler yaşanıyor çok merak ediyorum.Elektronik posta kutuma gelen mesajların içinde "sevgiyle boğulunuz,mutluluk kuşun kanadında,pastanın son diliminde" vs türünde gerçek hayatı bir türlü yanstımayan mesajlar hep aynı yaş grubundan geliyor.Bende o yaşa gelince böyle mi olacağım diye gerilmekten alamıyorum kendimi.Pozitif olmak sürekli aşktan mutluluktan sevgiden bebeksi duygulardan bahsetmekle bir metre ilerleyen varsa bir adım öne çıksın.Hep aynı mesajları okumaktan nefret geldi,mutluluğu sevgiyi dünya barışı şöyle gerçekçi anlatacak sıkılmadan okunabilecek bir hale getirmek mümkün değil belli ki..

Peki neden..? Çünkü gerçek değil..

Siz bu yazıyı okurken bile dünyanın bir yerinde bir çocuk savaş yüzünden babasız kaldı.Olaylara bu kadar sempatik bakmanın çözüm yolu olabileceği düşüncesini kim niye aşıladı merak etmiyor değilim.Sanırım toplumların tepkilerini maddi olarak göstermelerini engelleme amacıyla yapılmış.Siz böyle kuştan böcekten bahsederek dünyaya pozitif mesaj verin o da size geri döner.Resmen salak yerine koyuyorlar yahu bizi..

Televizyondan medyum ile yaşam koçu arasında sıkışmış eleman anlatıyor." Şimdi hanımlarrrr,evrene seni seviyoruz evren diyoruzz,evren de bize sevgisini istediklerimizi bize vererek gösteriyor.Pozitif veriyoruz pozitif alıyoruz..Ver -al ..!!! Poff evren kim..? Evren'i uzun süre kanlı canlı bir insan sanan bir komşuya sahibim.

Pozitif enerji alıp vermelerinden hayır görenlerin ortak noktasının parası çok olan kimseler olması tesadüf sanırım.Para var,sağlık sorunu yok,çocuk bakma problemi yok birileri hallediyor o meseleyi,çalışma kaygısı yok,hayattan tek istediğin ise kanyon'da ki mağazandan sipariş ettiği bilmem kaç euro değerinde ki çantanın sana sıkıntısız biran önce ulaşması..Eee evren de seni boş yollamıyor malum bayılmışsın 25 bin euro..!

Peşinden koştığumuz tek şey mutluluk,o da mail kutulaırnı şirin şiirlerle doldurmakla elde edilmiyor maalesef.Araç olan envayi türlü şeyi aynı anda elde etmekle alakalı.Sınavı kazanınca,evlenince,çocuk sahibi olunca,istediğim arabaya sahip olunca,yüzümdeki sivilceler geçince,kilo verince,iş yerindeki kaşarı alt edince liste uzatılabilir.. Sahip olduklarımızı kabullenmek başlasak işe kendimizi kandırmasak.Çözüme ulaşsak doğrudan.

Sınavı kazanamazsan üzülme pozitif bak..! Nasıl pozitif baksın lan üniversite mezunu bile bir halta yaramıyor ülkede, kafası çalışan adam gibi bir yeri kazanmalı sınavla kimi kandırıyorsun armatör çocuğu muyuz biz..?

Evliliği yürütmek için eşinizin pozitif yanlarını görün hmm adam çorabını bulamayıp suratını çarşamba pazarına çevirsin sende pozitif olarak adamın o sabah gaz çıkartmamasını gör,nasıl fikir..?

Kilo meselesini bu kadar büyütme muhteşem bir yüzün var hem şişmanlık sana yakışıyor,pozitif ol hayata bir kez geliyoruz diyen sahtekara inansak bir anlığına mesela.. Kendi eliyle kendini çirkin hale getirmiş birinin gözünün içine bak baka yalan söylemek mi mutluluk..?

Aptal hikayelere inanmasak,harekete geçsek,mutsuz olmayı da erdem bilsek de debelenmesek.. Pastanın son dilimi mutlu etmiyor beni kelebeğin kanadı da aşık değilim kimi zaman suratsız kimi zaman huysuz çoğunlukla mutluymuşum gibi davranmanın işe yaracağına inanıyorum.Mutlu da oluyorum bazen 30 saniye bazen birkaç gün sürüyor.Çoğunlukla gerçeklerle yatıyor onlarla kalkıyorum ensem de bir GERÇEK EL hiçbir zaman coşup kopmama el vermiyor. Mutluluk hikayeleri gözlerimi bazen doldursa da çoğu kez güldürüyor...
Related Posts with Thumbnails