Sinan Akçıl,Kanalİstanbul,Kraliyet Düğünü,Tornavidalı Koca

29 Nisan 2011
Sinan Akçıl

Oyy bebişim ya sende ki özgüvenin ondabiri bende olsaydı uvv korkunç bir noktada olurdum.Bu arkadaşı uzun zamandır tanırım ama nereden İzel'den .."İzel'in kendinden yaşça küçük yetenekli sevgilisi" uzun zaman böyle gitti.Sonra ayrıldılar sonra ne oldu da her albüm Sinan Akçıl şarkılarıyla doldu taştı.. Hep arkaplanda kaldığından nedense zihnimde hep "tatlı çocuk hee " düşüncesiyle kalmıştı.Öncelikle kilo vermiş hiç yakışmamış,sonra Kemal Doğulu denen virüsü kapmış,Hande'den bakıyoruz da pek çabuk vücuttan atılır bir virüs değil bu..Sonra.. Sanıyorum şarkı verdiği ettiği ablalardan birkaçı bunu gaza getirmiş.Senin neyin eksik la,neden bir murat dalkılıç olmayasın vs demiş.. Velhasıl ortaya bu özgüven patlaması çıkmış.

Ses yok güzel kardeşim,sonra kadınların popülaritesiyle iş yapmaya kalkarsan sonun Nihat Doğan'dan farklı olmayacak,herkeşlerle aşk yaşıyor bu imajını medyaya versen de kadınların genel olarak ördek dudak sendromundan hoşlanmadığını açıklayabilirim.. Ziynet tanrıçam,Hande tapınağım,İzel minnoşum falan ıyğk Hadise izleyip izleyip kendini jiletliyordur galiba ne halt ettim ben bu adamla birlikte oldum diye..

Özetle; dudaklarını saklayabilecek yeni bir imaj bul,kilo al,şarkı söyleme,illa söyleyeceksen beyaz skinny pantolon giyme ve asla yanlış yerlerinden atmaaaaaaaaaaaa....

Kanalİstanbul

Hıncal mı yumurtlamıştı neydi o günden beri aklımda,meraktayım.Özünde meraklı bir tipim zaten şunu da belirteyim ne söyleyecek RTE ne diyecekse itiraz edeceğim,vayyy projeye bak,hayy senin "çılgın" kavramına müküreyim diye beklemiyordum.Projeyi açıklarken ne kadar daralsam ve Akp'nin bütün seçim açıklamalarını mesela "ipadli öğrenci,kombili teyze,uçağa binen türk ve çeyizli ev" çalışmalarını dinmeye mahkum olsamda dinledim.Dinledim de açıklayınca birşey anlamadım.Şimdi sen projeyi bir yıl oturup düşünüyorsun tartışıyorsun herşeyine hakimsinde anlatırken "işte kanal yapıcaz,bir tane daha boğaz olacak,sonra molozları da maden çukurlarına dökücez,sonra işte öyle" türünde anlatırsan girişi böyle yaparsan herkes mal gibi kalır.Ne detay ne amaç ne sonuç yok..Bir de anlamadan dinlemeden itiraz edenlere hastayım.Adam daha açıklamayı yapmadan "ıhıhh yok olmamış" diyenleri gördüm.Bu kadar mı kör olur insan bir dinle laa nedir ne değildir? Akepe'li o her dediği tüü kaka,öyle bir kitle var ki twitter'da facebook'da Kılıçtaroğlu benzer birşeyi açıklasaydı cumhuriyetimizin ışığı olacaktı ! Aaaa bu projeyi şu da düşünmüştü daha önce hiiiç orjinal diye burun kıvıran süpersonikler de var ki akıllara zarar. Ulan biri çıksa "ışınlama teknolojisini getirdim dese ne diyeceğiz "cıkss onu biz düşündük daha önce çok banalsın "mı diyeceğiz? Bir projeyi sunmakla,yapmak,bütçe ayırmak,dırdıları dinlemek arasında yüzlerce fark vardır.De hadi RTE'nin de avukatı yaptınız beni körükörüne muhalefet zihniyetinizle..

Kraliyet Düğünü

Aslına böyle organizasyonları takip etmenin amacı bende bu hadiselere hakimim,yorum yapabilirim,kate'i yakınen tanırım,william elime doğdu,hep kocaman şapkalarım olmuştur zaten özetle bende sizlerden biriyim durumu galiba.. Bütün haber kanalları canlı yayın veriyor ne yapayım izlemeyeyim mi? Eee izledim de durur mu Türk insanı yorumlamadan, duramaz..


  • Kate kuşum önceden medyaya servis edilen fotoğraflarda daha bir tatlıydın,bugün aynı havayı vermedin bana..
  • Allığı abartmışsın ayrıca,sadelikten ölüyordun bu tonla bu yoğunlukla bu şekilde allık çoktan demode oldu.
  • Gelinliğe yorum yapamıyorum çünkü gelinlik dediğimiz hadise "aşk" tır..Herkes de aynı kişiye aşık olmaz malumunuz.
  • Nedimeydi galiba gelinin eteklerini tutan abla on numaraydı hemen orada küçük bir değiş-tokuş yapma şansını kaçırdı William
  • Şapka hadisesine hasta oldum,hepsine bayıldım bütün İstanbul böyle gezsin istiyorum.Düğünde ahh bizde de böyle olsa dediğim tek hadise.
  • Kilise düğününe gösterilen bu hayranlık durumları canımı sıkıyor,biri bizde imam nikahı dedi mi kızlarımız iğyk der burun büker.Papaz oldu mu imam,tadından yenmiyor niyeyse ?
  • Türk kanallarının ortak bakışı her muhabbeti "hadi Kate tezgahı iyi yere kurdun " noktasına getirmesi baydı azıcık.
  • Elton John yerine Fatih Ürek gitmiş olabilir mi düğüne,hep bir yılan dansı bekler haldeydim..
Tornavidalı Koca

Evlisiniz,baktınız kocanız pek evliliğe müsait biri değil.Amannn açık olalım kocanız manyağın önde gideni çıktı ya da öyle değildi de sonradan öyle oldu..Herneyse siz bu manyağa tahammül edemeyip boşanıyorsunuz bir şekilde ya da bir de kadın düşmanlarının diliyle yazayım çok kaşarsınız boşanıyorsunuz "boşanan her kadın kaşardır " çünkü bazı pislik beyinlere çivilye yazılmıştır bu metin.Siz veya o biriniz de arıza var artık karı-koca değilsiniz. Aradan geçmiş iki yıl.. İki yıl içinde eski kocanız sizi tehtid ediyor,polise gidiyorsunuz pek sallamıyorlar.Kocanız bunlardan cesaretle iş yerinize geliyor size saldırıyor,tornavida ile her yerinizi deliyor!
Ve siz hastaneye kaldırılıyorsunuz,eski kocanız da savcılığa gönderiliyor ve savcının emriyle serbest bırakılıyor.?!



Ve nokta. Konu benim için burada bitiyor.Şimdi televizyonda içinde savcı geçen bir laf oldu mu tir tir titriyor sunucular,amannn yüce yargıya laf etmeyelim diye..Eski karısına tornavida ile delik deşik eden bir adamı serbest bırakan kimdir,hukuk eğitimini nerede almıştır,bunu medyaya açıklama yükümlülüğü yok mudur? yarın birine tornavida ile delikler açsam benim de serbest bırakılma olasığılım nedir ? bu ülkede yasalarda mı,yasaları uygulamada mı yoksa yasalarla çelişen adalet personelinde mi sorun vardır? Bu sorular ne zaman biter,başımıza birşey gelmesin de mahkemelere düşmeyelim diye dua etmekten başka yapabileceğimiz birşey var mıdır?

"Survivor Ünlüler"

25 Nisan 2011
Özge Ulusoy

Kızı böyle salak sansasyonel bir şey olarak düşünüyordum hiç de öyle çıkmadı.Sakin kendi halinde kavgadan hoşlanmayan çıtkırıldım ama ona rağmen performans sergilemeye çalışan bir kız.Güzelliğine falan düşkün elbette olacak o kadar yani mıy mıy yapmıyor en azından.Ama hiçbir yarışmada yok nedir sebep anlamadım ? Açlığın kafasına vurduğunu yakında bir rahatsızlık vs geçirmesini bekliyorum. Bir de kaşlarını nasıl alıyor ki? Keşke herşey doğal olsaydı 21 gündür uzayan kaşlar ile görseydik daha eğlenceli olmaz mıydı?

Derya Büyükuncu

Dans yarışmasından hatırlıyordum hani fakirdi.10bin dolarlık maaşı yarıya düşmüştü o da o yüzden dans yarışması gibi kötü yollara düşmüştü falan..Hani omuzlar geniş,hani hülya mıncırdı galiba.Hatırladınız mı? Adamın gık dediğini duymadım.Anladığım kadarıyla karısına katiyyen sesim çıkmayacak vallahi billahi kızlarla konuşmayacağım diye söz vermiş.Kızlardan biri sevinç kutlamalarından birinde memesine yattı Derya'nın ama gayet olağan gelişti adam bir itti kızı uvv sanırsın tecavüz zanlısı kız..Çok fena ayar vermiş karısı,konuşmak yok,iletişim yok,ruh gibi olcaksın demiş.Fikir bile yürütemiyorsunuz hakkında.. Ahh o kepçeler olmasaydı,acun'un yakuşuklular izlenir felsefesi kontenjanından..

Zeynep Tunuslu

Evlerden ırak,tövbe ya Rabbim ,adını andım ziyarete gelir falan.. Elendi gitti de korku filmi kıvamında çıktı Survivor..Ezeldendir kocası öldü yazık,evet tasarımlar absürt o da kendini öyle ifade ediyor türünde ansak da içinde ne yaşıyormuş.Ünlülere ya kaşar ya dünya tatlısı muamelesi yapmamızdan sebep üçüncü bir tür görünce şaşırdık herhalde.Teyze bildiğin kabus,hani aliye dizisinde aliye'nin kaynanası vardı ya hah işte tam o kıvamda ya da dur fatmagül'ün yengesi gibi gerçeği ama bizzat senaryo değil kadın kötülüğü damarlarında yaşıyor..! İnsan kayıt altına alındığını bilmesine rağmen nasıl yalan söyler hangi ruh haliyle ? Nihat Doğan'ın "Zeynep Tunuslu halamdır" moduna getirmesinden midir nedir kendini de nimetten saymaya başladı. Birine benziyor birine benziyor diye deliriyordum evet arkadaşım buldu Ekrem Bora..



Nihat Doğan Realitesi (Bizzat Kendi İfadesidir)

Sedacım çok özür dilerim.Seninle,Nihat'la olan flörtün konusunda vakti zamanında çok dalga geçtim.Hani eteklerini kesiyordu,kulisini basıyordu,sonra uçakta bebeğinizi düşürmüştün falan herneyse cidden beni affet.Bu insanevladıyla toplamda kaç yıllık bir ilişkin oldu bilmiyorum ama her saniyesi için seni gelmiş geçmiş yılın kadını ilan ediyorum.

Adaya giderken mohaç meydan muharebesine gidiyormuş havası,yol boyunca zırlaması,ezan seslerini özlemesi,ülkem zor bir süreçte seçim sürecinde ülkeme iyi bakın diyerek sümkürüklere boğulması bir yana da metroda koşuşan halkımı özlüyorum demesi beni benden aldı.

Egosu bu kadar yüksek,cehaleti bu kadar bilgelik sayan,oyunculuk kabiliyeti bu kadar gelişmiş,gündemde olabilmek için her türlü taklayı atabilecek nadide şahsiyet.. Daha dün Pascal'a kadınların eteğinin altına giriyor derken son yarışmada adamı öperken yalıyordu. Bu arada etek altına girme konusunda utanmayıp nasıl konuşabiliyor hayretler içindeyim.Bugün N.D diye bir karakter var ise kadırgalı ablasına borçludur.. Taklitlerine gülenler devam ettikçe gözümüze gözümüze girecek.. İkiyüzlülüğün egoyla birleştiği nadide eser: N.D


Ebru Destan

Aaa niyeyse ben bunu böyle manken falan diye değişik bekliyordum.Kız gayet bizim altkatta oturan komşu kızı modunda.Böyle dedikodu potansiyeli olsun,gözlerini devire devire şikayet etmeleri olsun .. Öyle bir kız,ten rengi çok kötüymüş hep dikkatimi çekiyor.Bronz da değil gri resmen kız anlamadım ki .Ama tahmin ettiğim gibi teşhirci bir tavrı yok yani en azından zeynep tunuslu gibi poposunun arasına girmiş bikinialtıyla gezmiyor.Sakin bir kız,tamam çok donanımlı değil ama öyle mal mal da konuşmuyor.İyidir ideal yarışmacı.


Asena

Heyytt be..! Kadına yıllarca İbrahim Tatlıses'in şeysi bir de işte ağız burun bükerek dansöz dedik.Kadında büyük bir potansiyel varmış,bildiğin lider ruhu,doğruların savunucusu she-man ! Geyik yapmıyorum hee kadına bakışım değişti bu lafı da hiç sevmem amma delikanlıymış cidden.Ya da ne bileyim Nihat Doğan'a bakınca delikanlı gibi duruyor. Ayrıca hem kafası çalışıyor fiziken de güçlü.Her yarışmada yüksek performansı var. Kültürel olarak da boş değilmiş,konuşurken dinletiyor kendisini içten geliyor bana. Favorim bile olabilir yani.. Nihat gibi şarkı söyleyip reklam yapma derdi de yok.Ama ahh o dipler siyah uçlar sarı egzantirik saçlar olmayaydı..Ahh olmayaydı ne güzel olurdu.

Pascal Nouma

Yavrum senin elinin donunu içine sokup tombala çeker hallerin nerede? Nedir bu sakinlik efendilik.. Hiç sevmiyordum ama artık inanılmaz sempati duyuyorum adama.Bir efendi,bir sportmen, kızları böyle bir öpüşü var zerre erkeksi duygularla öptüğünü sanmıyorum cidden sevgiyle öpüyor gibime geliyor.Statejide olabilir de ne olursa olsun yarışmadaki tarzına hayranım.. En akıllıları saçlarını kazıtıp gelmiş ee uzayınca daha hoş görünüyor. Ara ara türkçe kelimeleri kendini ifade ede-me-mesi.. Hepsi oldukça şeker yarışma boyunca böyle devam ederse yarışmadan en karlı ayrılacak olan Pascal olacak.. Zeynep T'ya "snake" demesi ise dillere destan ..


Ve son olarak.. Size 3 T selamı veriyorum ; "ohh yeahhhh"

Bakırköy Pazarı

17 Nisan 2011
Ayağını tam bir hafta önce çatlatmış bir insan pazar gider mi? Gider.. Evde sıkıntıdan delirme aşamasındayken aklıma geldi ne zamandır aklımda da işte bahane oldu diyelim. Ve yollara düştüm.Merdivenler tam bir çile oldu,yolda sürekli dualar okudum birşey olmasın diye.. Netice olarak çok zevk alamadım,çok birşey de alamadım ama havam değişti. Fotoğraflardan bundan sebep pek başarılı değil,zaten gitmeniz gerek fotoğraf bakarak o zevke ulaşamazsınız.Akşamına ayağım yine şişti acılar içinde oturdum.Olsun rahatladım :)

Bakırköy pazarı nerede ? Bakırköy pazarına nasıl gidilir?

Bakırköy pazarı Cumartesi günleri Bakırköy Adliyesi'nin yanıbaşında kuruluyor.Ya da adliyeyi değilde lunaparkı bilenler var ise lunaparkın içinden geçerek ulaşabiliyorsunuz pazara.. Bakırköy pazarına ulaşım istanbul'un neresinde oturursanız oturun çok kolay. Metrobüse binip İncirli durağında indiğinizde yön duygunuzu yitirmiş bile olsanız akın akın ilerleyen kadınları takip etmeniz yeterli olacaktır. Ortalama 6-7 dklık bir yürüyüşten sonra pazardasınız.Aksaray tarafından gelecekseniz metro büyük kolaylık Bakırköy durağında indiğinizde pazarı görecekseniz. Bu elbiseler 15 liraydı ,etiketleri üstlerindeydi.Oldukça güzel çizgileri vardı kapışılıyordu.. Pijemalar 10 lira :) Ömürlük kullanacak değilsiniz ya,bir sezonluk olsa bile yeter.Çok şirin modelleri vardı.Aklıma hemen boyalar kanserojen vs geliyor fiyat uygun olunca ama çeyiz hazırlığından sebep çok araştırma yaptığım için markalar bilmediğimiz markalar değildi. Taytsız olur mu sebil gibi.. Elbette iddialı olanları tercih ettim.Dantel tül olanı düz bir tunikle falan giyeceksiniz herhalde.. Bilemedim şimdi pek iddialı bir tarzım yoktur :) Bakırköy pazarına ayakkabı cenneti desek yanılmış olmayız herhalde.. Bir kocaman sokak tamamiyle ayakkabıyla dolu.Hangisini denesem alsam diye kendinizi kaybediyorsunuz.Çok popüler modeller vardı.Bu platform ayakkabılar 25 liraydı,hani sağlam değil vs derseniz de özel günlerde kullanmak üzere aldığım sadece bir kez giydiğim en az 10 çift ayakkabım var acıyorum şu anda onlara verdiğim paraya.. Babet! Babet mabedi ve 10 liradan başlıyor 20 liraya babet yok,yok yani o paraya satmıyorlar. Rekabetten galiba o kadar güzel modeller terlik fiyatına.Tezgahı alıp eve gitmek istiyor insan.Geçen sezon mango'dan indirimde 69 liraya aldığım babeti gördüm,oturup ağlamak istedim 10 liraydı ve 6 rengi vardı. Bu gözlükleri geçen yaz sahillerde hep gördüm de neye hizmet ettiğin bilemiyorum.Biraz uzağım evet moda akımlardan.İhtiyacınız var ise 10 lira.. Ve elbette diğer bütün çakmalarda mevcut. 10 ile 50 lira arasında değişiyor.Gerçeklerinden ayırt etmek ise maharet.Pazardan gözlük alınır mı alınmaz mı tartışılır.. Almayacaksanız tezgahlara hiç uğramayın boş çıkmıyorsunuz çünkü. Kitap! Yılmaz Özdil'in kitabı en çok satanlardanmış pazarda,yenilerin hepsi var.Kalınlıklarına göre değişen fiyatlar 5 liradan başlıyor 12 lirada bitiyor.Bir tezgahtaki satıcı kitapların çakma olmadıklarını iddia etti.. Bilemem.. Yaz geliyor tabii ,hasır şapkalar da piyasaya çıkmaya başladı.Fiyat sormadım.Fotoğraftan Az önce canımı sıkan bir olay yaşamıştım o yüzden arada kaynadı galiba.. Pazarda yine envayi çeşit çanta mevcut.Bir çanta alma niyetiniz var ise önce pazar uğrayın sonra üzülmeyin.Ne hikmetse çakma çantacılar fotoğraf çekmeme müsaade etmediler.Deşifre olma olma dertleri varsa umumi pazarda ne işin var abicim? Ne bileyim bana denk geldi herhalde.Beğendiğim iki modeli sordum ki fotoğraflamayı çok isterdim birine 80 diğerine 65 dedi.Orjinal fiyatlarını bilmiyorum alacakda değilim hiç çakma çanta takmadım şimdiye kadar :) Mayolar tezgahlara düşmüştü.Mayolar 25 bikiniler parça 5 lira..Hiç duymadıklarımın yanında nelson ve sunset denk geldim.Elimde bir mayo vardı ki zat_ı muhterem aradı pazardan mayo alınmaz dedi!!! Alınır niye alınmasın ne var yani,ne sanıyorsunuz mağazada denediklerinizi ilk siz mi deniyorsunuz? Üstelik çoğu daha ambalajıyla duruyordu.Tatil öncesi mutlaka alacağım. Pazarın bir de bu kısmı var incik boncuk kumaş tül dikişe dair herşey.Ahh elimden gelse de bu işler.Ben sadece beğendiğim kumaşları alır anneme götürürüm.O hale yola koyar ama kafamdaki şeyler hiçbirzaman tam olarak oluşmaz.
Bu broş bir lira toka yapasım var çok fena bu aralar çok kokoşum








Yastık kılıfları muhteşemdi şimdi tam göremiyorsunuz ama gidin görün muhakkak.Bu modelleri englısh home'da görmüştüm.Fiyatlar 15 lira


Ve yakalar 50 kuruş ile 1 lira arasında değişiyor.Tshirtleri hareketlendirmek için bulunmaz nimet.Ailemin yaşadığı ilde bir ege ili orada 7.50 lira verdiğimizi hatırlıyorum.Buradan alıp satılabilir bile ..

Bakırköy Pazarından Ne Alınır?


-Tshirt.. Anne bluzu :) böyle bir kavram varmış.. Gömlek..


-Ayakkabı,Babet,Dolgu topuk hatta ortopedik ..


-Çanta,Çakma çanta,valiz,bavul,deri çok başarılı çantalar,sırt çantası


-Çorap,Penti bronz ince çoraplar 1 liraydı sanıyorum normalde 6-7 lira civarında


-İncik,boncuk,bujiteri


-Elbise ! Pazarın en çok model ve beden çeşitliliğine sahip ürünü.Almadan dönmeyin.


-Pijema,Gecelik vb


- Mayo en azından yedeklerinizi buradan alın.


Bakırköy Pazarından Ne Alınmaz ?


-Kozmetik..! Aman uzak durun.. Tezgahlar Mac'den geçilmiyor.Fırçaları 5 lira mesela normalde 90 lira olan fırça nasıl bu fiyata olur ki? Kalemler 1 lira güya lancome rimeller 7 lira.. Kozmetikte markadan asla şaşmayın.


-İç çamaşırı.. Ben victoria secret a denk geldiklerini söyleyenleri duydum ama bence gerek yok.Tabi elbette tercih meselesi..


-Eşarp Çeşit yok,daha önce annem aldığım zilyon tane eşarp annemin favorileri arasında.. Ama bakırköyde yok..


- Kitap, sosyal mesaj verelim.. Tamam ucuz evet hayat pahalı ama almayın olur mu? Ben ettim siz etmeyin :)


- Gözlük .. ben ne desem de alacaksınız da almamaya çalışın .. Modeller güzel fiyatlar uygun ama ya gözler bozulursa Mazallah ..Ray ban gazına kör olmayalım..



Ömürlük Bir Çılgınlık = Annelik

14 Nisan 2011
Facebook'a girersin paylaşılan fotoğraflarda bir değişme yaşanmaya başlamıştır.Artık mezuniyettir,nişandır,düğündür bitmiş yerine "minik kuzumuzun ilk kusmuğu" "aslan oğlumuzun kendisi gibi aslan pipisi" "berktuğcan'ın bükemsu ile havuz keyfi" adlı albümler gelmiştir.Albüme girer bakarsın fotoğraf sayısı ortalama 50 yahu insan bir pipiyi herhalde ortalama 5 cm falan civardır 6 aylık bir erkek çocuğu pipisi nasıl 50 tane kare açısıyla fotoğraflayabilir diye düşünürsün.Bakarsın ki bir fotoğrafın diğerindne asla farkı yok.Birinde çocuk elini ağzına götürmüş diğerinde göz şaşı,diğerinde pipiya zoom diğerinde ağızda salya.. yok fark bulamazsın albümü kapatırsın.. Ya bu kız çok böyle cool falan takılır,gecesi meyhanelerde gündüzü okulda ve komünist gençleri nasıl daha saldırgan yapabiliriz adlı derneğin toplantılarında falan takılırdı.Facebook'a bebek pipisi koyacak hatun değildi diye daha da çok korkarsın anne olmaktan..

Anne olmadan önce tanıdığım herkes öyle büyük bir değişime girdi ki..Eski entellektüel havaları,eski komik halleri,eski dünyaya duyarlı halleri gitti yerine sadece bebeğe duyarlı onun dışında her sohbete her görüşe her konuya uzak insanlar haline geldi.Kötü mü tartışılır.. iyi mi o da tartışılır ama değişim büyük insan kendisi için korkuyor.Bütün bu değişimin farkında olan annelerin tek cevabı "evlat sevgisi onun bir gülüşü benim için herşeye değer" anlıyorum da ya sen ? Sen yok gibisin artık.. Ne yediğinden anlıyorsun ne içtiğinden ne gecen var ne gündüzün yüzünde bir solgunluk, daimi bir yorgunluk hayata dair beklentin kısıtlı tek tesellin bebeğin ve o ay aldığı 500 gr kilo..

Ben de mi öyle olacağım? Hayat bir süreliğine bitecek de sonra izin verirse yeniden mi başlayacak.Çok mu bencil bakıyorum,yoksa dünyaya gönderilme amacımız bu da ben mi anlayamıyorum. Çok tembelimde herkese kolay gelen o süreçler bir bende mi gerginliğe yol açıyor? Şimdi ben mutlu olayım diye mi doğuracağım yoksa üremek zorunda olduğumuz için mi görev mi yoksa bu? Çocuk düşmanı değilim ama böyle her gördüğü bebeği mıncıklayan biri de değilim.İnsan nasıl anlar bebek sahibi olmaya hazır olduğunu?

Geçen hafta " falcı söyledi hamile misin" sorusuna muhatap olmasaydım daha az gergin olurdum herhalde.Ve hayır değilim bakın bir daha inanmayın falcılara falan tutturamıyorlar cevabına rağmen,aslında bir baksan hamile misin acaba sorusuyla ikince kez sarsılınca anladım ki doğurmadan bu dünyada huzur yok hiçkimseye.. Ve sanki çocuk bir kadının kendi başına gerçekleştirebildiği bir hadise gibi hep kadına soruluyor hamile misin diye.. Evlilik an ve an ilerledikçe büyüyen bir kaygıyla ve baskıyla sorulur hep "neden yapmıyorsunuz? "Edep dediğimiz şey nerede kaldı ki biz anne kız arasında adet olma hadisesini konuşamayan bir toplumken birine çıkıp neden çocuk yapmyorsunuz diye sormak ne büyük cesaret?

27 yaşındayım çok mu geç kaldım sorusunu zihnime kazıyan sadece mahalle teyzeleri olsa sallamam da böyle eğitiminden gözkamaştıran ablalar da aynı yoldan gidince ee insan geriliyor.Tembelliğinden bencilliğinden cesaretsizliğinden kendini suçluyor insan.Şimdi sadece aile büyükleri sussun,birileri üreme organlarımızda sorun olmadığına inansın,üniversitedeki arkadaşlardan geri kalmayayım diye yapılır mı çocuk? Bu sebeplerden yapılmazsa illa yolda gördüğü bebeklerin ayacıklarına saldıran bir hale gelmeyi mi beklemeli..?

Bana safii kendi emeğiyle büyüttüğü biricik evladına yeterince annelik yapabilen ama kendini tüketmeyen,hayatındaki güzellikleri illa ki çocukla değiş-tokuş yapmamış olan,kendine ait zevkleri ama sağlıklı güzel çocukları olan bireyler lazım.. Anne olunca sadece daha da olgunlaşmış belki daha da duyarlılaşmış ama kendini yitirmemiş örnekler lazım..

Benim çevremde yok, dilerim vardır..

Nostaljik Boğaz Turu

2 Nisan 2011
Eminönü'nde birden üstünüze atlayan boğaz turu teklif edenlerin turları dışında hiç boğaz turu yapmamıştık.Zaten eminönü'nden kalkan o turlarda da cıstık cıstık müzikten birşey anlamamış,yeni tanıştığımız döneme denk gelmiş boğazdan çok kendi titanik pozlarımıza adapte olmuştuk.Hatırlamıyorum bile gördüklerimi :) Yeni bir turun vakti gelmişti,asıl derdim anadolu kavağına gidip balık yemekti.Arabayla gitmek bence pek akıl karı değil bizim gibi Avrupa yakası2nın bir ucunda oturuyorsanız.Deniz yolu hem keyifli hem de nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz yolun.. Tur Eminönünden başlıyor.Uzun ve kısa tur olmak üzere ikiye ayrılıyor biz uzun olanını seçtik.Kişi başı 25 tl idi.Ayrıntılar için Şehir Hatları Şansımıza hava kapalıydı biz gittiğimizde istanbul'da korkunç bir sıcak vardı.Ama o gün pusluydu ilginç bir şekilde.. Yine geç kalmışız tabii,en güzel yerler kapılmış.

İstanbul'da yaşayan herkesin farklı farklı zamanlarda gördüğü güzellikler bunlar.. Hepimiz bir şekilde önünden geçiyoruz inceleyemiyoruz bazen farkedemiyoruz yoğunluktan.. Sakin sessiz bir gezi tadını çıkartmanızı sağlıyor hepsi bu.. Bir de ferah bu havalarda yapılabilecek daha iyi birşey yok denizle ilgili ,İstanbul'da denize girecek kadar cesaretli değilim..




Sapanca Gölü'nün yanında tatil köyü kıvamında bir kampüste eğitim görmeme rağmen şu okulda okumayı çok isterdim,Fenerbahçeliyim evet olsun bu manzara başka hangi okulda var.

Galatasaray Üniversitesi !





Sağdan soldan köprü .. Mühendislik açısından ne kadar başarılı bir çalışma bilmiyorum ama ne zaman altından geçsem beni mutlu eder.. Ve doğuda şöyle bir inanç vardır. Bir kızın mutlaka köprünün altından veya üstünden geçmesi gerekir..! Sebebini bilmiyorum ama böyle bir inanış var. Muş'ta yaşadığımız dönem ben 6-7 yaş civarındaydım Boğaz köprüsünü gördüğüm için insanüstü bir saygı görüyordum,sürekli sürekli anlatmam isteniyordu.İşin özü nedir bilemem..
"Bizim adamız bile var hihihi" gibi garip sesler çıkaran Zat_ı muhterem'i duymamazlıktan gelerek bu kısmı geçiyoruz..



İstanbul'da kaç adet bu kadar detaylı bir boğaz turu var..? Bir adet, peki turistler hangisini tercih eder elbette bu turu.. Peki turun adı nostaljik olduğunda gemi de paslı olmak zorunda mı ? Galiba öyle yahu aldığın para çok gelen kitle belli bir sürü yeni gemin var bu iğrenç gemiyi niye kullanıyorsun ..? Saf mı bu adamlar.. şöyle açık havada oturabilecek türde düzenlese bir gemiyi atla deve mi..? dünyada böyle kaç tane ülke kaç tane manzara var..


Şöyle Osmanlı motifli bir gemi yaparsın,arka fonda güzel müzikler olur..Hatta ikram olarak güzel birkaç çeşit şerbet sunarsın.Gemi ekibinin kılık kıyafeti de ortama uygun olur.İnerken de boğaz turu yapdığına dair sertifika falan verirsin turistlere,ne olur bunu yapsan ? Çok mu zor,külfetli mi,maddi olarak zor mu? Sadece benim mi kafam çalışıyor,olabilir mi böyle birşey?





Tura tek iştirak elbett Eminönünden değil güzergah boyunca her yerden binebilirsiniz.. Sarıyer,beşiktaş,kanlıca yeniköy vs..








Rumeli Kavağın'da bir gemi daha yanaştığı için inmek isteyenler bu yöntemle indi. Gemiden gemiye atlamaca ..!! Pratik çözümler ülkesiyiz ve keyfimizden asla ödün vermeyiz..
Uvv çok ürtükütücü değil mi ben çekerken bile ürktüm.. Karadeniz'deyiz artık ve yol boyunca ticari gemilere sinir oldum. Boğazın bütün güzelliğini bozuyorlar ..!
Ve son durak Anadolu Kavağı

Çok şirin bir yer,böyle minik bir tatil kasabası gibi,burada yaşayan İstanbul'da yaşıyorum demesin.Gürültü yok,stres yok,asabiyet yok..İstanbul'a has kötü hiçbirşey yok.

Yoros Kalesi ,Doğu Roma döneminden kalmış bir kale.Etkileyici bir manzarası var aslında ama hem hava şartlarından hem de benim başarısızlığımdan çektiğim fotoğraflar pek etkili olmadı. Kaleye çıkmak o kadar yorucu ki baharda falan gelmeli buraya yazın çekilir çile değil.Gelmişken çıkmamak olmazdı,kale de restorasyan vardı içine giremedik maalesef.. Çoğu İstanbullu'nun haberi bile yok buradan,pikniğe de gelebilirsiniz,sadece nefes almak için de gelebilirsiniz.

Anadolu Kavağı'na geldik,Yoros Kalesi'ne çıktık.Yanımızda da yiyecek birşey yok karnımızda açıktı derseniz.Bir çok restaurantla karşılaşacaksınız.Sizin için hazırladıkları fix menülerde var,elbette seçme şansınızı olduğu balıklar,mezelerde.. Kalamar,midye fena değildi.Balık menüye ve fiyatına göre beklentimin üstünde çıktı.Salata için aynısını söylemeyeceğim ama.. Biz Yosun Restaurantı tercih ettik.Seçme şansınız var ama..
Ahh hava puslu olmasaydı şansa bak! Manzara buradan bir harika,ne yapın edin gelin..

Doya doya böğürtleni bundan 4 yıl önce köyümüze(sivas-koyulhisar-yukarıkale) gittiğimizde yemiştim.Heryer böğürtlendi.Sonrası yok.. Böğürtlenleri görünce dikenlerin içine attım zat_ı muhteremi boğaz derdine yine :) Yaz sonu giderseniz böğürtlende yiyebilirsiniz.



Anadolu Kavağı sıcak bir mahalle ortamına sahip,burada yaşayabilsek keşke.Garip bir dinginlik var.


not:yazı yayınladığı tarihten tam olarak 7 ay önce yazılmıştır,evet evet inanılmaz ama öyle :) üşengeçlik başa bela.. nisan itibariyle seferlerine tekrar başlayan şehir hatları nedeniyle yayınlama kararı alınmıştır.
Related Posts with Thumbnails