uluslarası paylaşım programında şarkı ararken muhtemelen açık bıraktığım mesajlaşma sistemi nedeniyle birden "türk müsün " sorusuyla karşılaşıyorum.. nedenini bilmediğim bir haz ve gurur ile "evet" diyorum.. cezayir asıllı fransız Jean çok mutlu olduğunu ve konuşmak istediğini söylüyor..
benimle sohbet etmek istiyor,ingilizcem mükemmel değil.. zor bir sohbet oluyor fakat karşımdaki kişinin "uzaylıyla karşılaşmış" heyecanına karşı koyamıyorum.. ingilizcemin yetersizliği nedeniyle branşını söylemesine rağmen tam anlayamadığım .. doktor,35 yaşında Türkiye'ye biri iş ziyareti olmak üzere iki kere gelmiş.. ortalama bir insan üzerine neden böyle etkiler bıraktığını bilmediğim bu ülkeye bizim tabirimizle aşık olmuş kendi tabiriyle "masal kitabına girmiş" ne bileyim böyle bir deyimleri falan var galiba? ya da benim ingilizcem bomb.k :) b şıkkı büyük ihtimal :)
yaklaşık 45 dakikalık sohbet boyunca,ne kadar cömert,kibar,sıcak,güleryüzlü,insancıl bir millet olduğumuzu anlattı.. tarihimizden,insanlığımızdan,güzelliklerimizden,Türkiye İslamı diye tabir ettiği türkiye'ye has islamdan bahsetti.. buraya takıldım..
Türkiye İslam'ı neydi? İslam milletler üzerinden isimlendirilebilir miydi? veya cezayir kökeninden sebep müslüman olan bu doktor neden böyle bir kanıya varmıştı..? resmi bir dini olmayan Türkiye'de yaşanan islamın,islam devleti ibaresine sahip milletlerden farkı neydi?

-öncelikle laik bir devlet düzenine rağmen laik olmayan bir uygulama ile türkiye'de islam kimilerine göre desteklenmekte bana göre ise kontrol altında tutulmaktadır..yoksa parasını devletin verdiği imamların bulunması veya din işleri başkanlığının laik bir ülkede olması veya dini simge diye inanç gereği örtülen örtününün devlet kurumlarında yasaklanması laik uygulamalara dahil olamaz..
-ibadetsiz bir islamı kabul ettirme çabası.. her dinin ibadetleri olduğunu varsayarsak türkiyede ibadetsiz islamın daha zararsız daha ılımlı daha sosyal bir din olduğu kabul ettirilmektedir.. ibadet etmesende islamı hakkıyla yaşarsın mantığı..özetle ifade edersek sık kullanılan deyim " benim kalbim temiz"
-herşeyi kendimize benzetme huyumuzla ve gerçekten islamla eş ilerleyen derin tarihimiz nedeniyle islamı fazladan sahiplenip.. arapların tekelinde olduğunu düşündüğümüz ve onların islamın kıymetini bilmediğini düşünmemiz nedeniyle islamı sahiplenme dürtüsü.. yani "bir müslüman olacaksa,en iyisi biz oluruz,türküz çünkü biz.. " mantığı..
-kürelleşen dünyada milliyetlerin önemsizleştiği düzende,avrupa ile veya modern devletlerle aramızdaki tek farklılığın din menfumu olması bu sebeple,ondan bir şekilde kurtulma,uzaklaşma,yadırgama dürtüsü.. bu nedenle yine onlara yakın bir din oluşturma çabası..
-hiçbirşeyden geri kalmamak adına tüm değişimleri hızla yaşayıp,ama ulusal kaygımız olan "benliğimizi yitirme" kaygımız yüzünden,yaptıklarımızla benliğimiz arasındaki çatışmalar.. yani bloga bile soru olarak gelen " yazın bikini giyiyorum ama ramazanda oruç tutup,namaz kılıyorum acaba kabul olur mu kaygıları" dini,din olarak değilde,örf ve adet olarak algılayıp bu sebeple kopamama durumu..! hadi şu deyimi de yazmadan geçmeyeyim :) "önce Allah Allah ,sonra yallah yallah"
-dünya üzerinde islamı kabul etmiş milletlerin zulümle veya cahilliklerle yaşamaları,bundan kaçmak üzere kendi "ılımlı islamımızı" yaratma ve uzaklaşma çabalarımız..
fransız doktorun tek bir tanımlaması bugün bana bütün dini değerlerimi sorgulattı.. yaşadığımız veya yaşayamadığımız islamı görmemi sağladı.. zira modern dünya gerekleriyle ayrı uçlarda gibi gösterilen islamla,modern dünya olarak dikte edilmiş yavanlık arasında kalmış biriyim bende..