-Evinin Kadını,Çocuklarının Anası,Patronun Kölesi-

5 Ekim 2009
Hayatımın hiçbir döneminde böylesine iş kaygısı taşımadım.İnsanın kendi hayatını kurması hem keyifli ayrıca sorumluluk isteyen bir süreçmiş.İşsizim,biraz da kendi tembelliğimden sebep işsizim.Gururla söylüyor gibi dursam da çok fena dokunuyor şu sıralar..Nasıl bir arayışa girdim anlatmam ,arayışla birlikte karşılığınıda gördüm ama yine de tatmin olamadım.Ulusal bir gazetede başlamak üzereydim ki,çalışma şartlarının gerçekten bir kadın için çok ağır olduğunu gördüm.Hali hazırda ders çalışıyorum birkaç aylık sürede gireceğim sınavlar ve mülakatlar var,umutluyum ama kaygılıyım.

Üstüne üstlük zat_ı muhterem yeni bir iş teklifiyle dağıldı,bugün yarın iş değiştirmek üzere..Bilişim sektörüne geçiyor,maaşı şaşırtıcı ama iki katı artıyor ama bu bile beni tatmin etmiyor.Şimdiye kadar sürekli Avrupa yakasında oturma planları,ev arayışları boşa çıktı,Bostancı'ya taşınıyoruz bir aksilik çıkmaz ise.. Bu da kafamı karıştırıyor,küçük bir araştırma yaptım ki sanıyorum çalışsam dahi aldığım maaş sadece ev kirasına gidecek ..

Ekonomik kaygısı olmayan,ne bileyim liseyi bitirip,adam askerdeyken falan evlenen,işsiz güçsüz hamile kalan insanlara öyle imreniyorum ki..Nasıl bir rahatlık,nasıl bir vurdumduymazlık ve maddi sıkıntılara rağmen nasıl bir mutluluktur yaşadıkları? Standartlarımız az çok ortalamanın üstünde olmasına rağmen,bazı geceler kaygıdan uyuyamıyorum..

Annesi ev hanımı olan bir kız olmama rağmen,nedendir bilmem.."Kadın çalışır,ayaklarının üstünde durur,kadının çalışması gereklidir mantığıyla" büyüdüm.Ev kadını,emektar ama kafası çalışmayan insandır, diye bir düşünce sistemi vardı,elbette böyle değildi ama niyeyse bu ima ediliyordu sürekli..Üniversiteden bahsediyorum,hiçkimse "ayy ben bütüngün oturup portakallı ördek yapıp,kocamın atletini ütüleceğim,ayrıca acıkınca göğsümü ısıran bebeğime kendimi adayacağım" demiyordu.Hepimiz feci halde uçuyorduk,hem kariyer yapıp hem de evleniyor,o hayallerimizde ki güçlü kadın olup mutlu mesut yaşıyorduk.

Henüz bu mutlu sahneye sahip olan birini tanımadım.Evli ve çalışan tüm arkadaşlarım,hergün ağlamaklı konuşuyorlar.Sürekli işlerinden şikayet edip,evliliğin her türlü yüküyle eziliyorlar.Bebek sahibi olanlar işe giderken bıraktıkları bebekleri yüzünden salyasümük yaşıyorlar.Mutsuzluk,huzursuzluk ama eve giren bir miktar para ve özgüven sahibi çalışan kadın.

"Eşim çalışmamı istemiyor,beni manyaklar gibi kıskanıyor hihihi"diyen kadının ağzına iki tane çarpacak kadar erkek baskısından nefret ederim.Bana "çalışma bak seni taciz ederler orada" diyecek adama,"herhalde iş yerindeki kızları üçer beşer götürüyorsun" derim.Fakat bir gerçekte var ki işhayatı yorucu,ev hayatı yorucu,çocuk bakmak yorucu ve bununla birlikte hayatı ıskalama kaygısı..

Hayatı ıskalamak istemiyorum,huzurlu olmak istiyorum ama aynı zamanda evde oturmak istemiyorum,zat_ı muhterem'e "atsana bir yüzlük hacı" demek istemiyorum.Etraftan" ayy bilmemkimin salak kızı bile iş buldu,sen niye evdesin yahu" laflarını duymak istemiyorum.Aramızda şimdiye kadar her konuda kavga yaşanmasına rağmen para konusunda tek pürüz çıkmamıştır.Buna karşılık, geçenlerde bir komşumuzdan duyduğum "karımı kaz gibi 35 yıl besledim" lafını 35 yıl sonra zat_ı muhterem'den duymak istemiyorum.

Yakın zamanda konuştuğum bir erkek blogger arkadaşım bana "Kadının çalışmaması geminin dümenine tek başına hakim olma duygusu gibidir erkek için " demişti.. Bu lafı nedense unutamıyorum.Dümende tüm sorumluluğunu hatta kendi hayatımı,çok sevdiğim adama yükleyip yola devam etmek canımı sıkıyor.Arada kalmış değilim,kararımı verdim ama doğru bir karar mı verdim onu merak ediyorum.İnsanlar bu kararlarını neye göre aldılar,memnunlar mı onu merak ediyorum.

Daha önce çalışıp ayrılan,hiç çalışmamış olan,hali hazırda çalışan kadınlar..?

Eşinin çalışmasını isteyen,istemeyen, "kadın evde oturmalı yoksa kafasını kırarım " veya "hayat çok zor bana destek olmaya mecbur" diyen erkekler..?

Siz ne düşünüyorsunuz..?

34 yorum:

Anne ve Bebisi dedi ki...

Mutsuz ve huzursuz bir insan ne kadar ozguven sahibi olabilir ki? Olan da zamanla gocer sanirim.

Turk erkekleri; kadin calissin, eve guzel guzel para getirsin istiyor ama ayni kadin yemegi de hazir etsin, kocasinin gomleklerini de utulesin, gece uyanan cocuga da baksin, bu esnada hic sikayet etmesin; kendileri de isten eve gelsin, ayagini uzatip tv izlesin, kafasini dinlesin istiyor :))

Hayalmeyal dedi ki...

Çok çetrefilli bir konu. yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal hesabı.
Erkek olarak eşimi çalışmasını istemem. Ama neden istemem ? İş hayatı gerçekten çok zor, bayanlar için ayrıca bir zor. Yorgun argın eve gelip bir de ev işlerine gömülmesini, canının çıkmasını istemem. Eşim benim en sevdiğim kişidir ve onun bu şekilde eriyip gitmesine vicdanım elvermez. Ama illa çalışacağım derse de, çalışma demem, diyemem. Onun tercihidir.
Konuda örnek verdiğin erkek söylemlerine katılmıyorum, bir iki kişi öyle söyledi diye bütün erkekler aynı düşüncede oalcak değil ya. Üstelik eşinin böyle düşünüp düşünmeyeceğini en iyi sen bilirsin.

Özetlemek gerekirse, bayanın çalışması, maddi yönden aileye büyük destek, ayrıca kadının kendine olan güveninin artmasının sebebi ki kadın dediğin özgüven sahibi olmalı, eşinin karşısında dik durmalı ezik triplerine girmemeli, her konuda. Maddi yönden güzel dedik ama kadının fiziki ve ruhsal yönden yıprnmasını arttıran bir durum. Her ne kadar erkek eş ev işlerinde çalışan bayana yardım da etse olan kadına olur.

Uzun lafın kısası, erkek eşin aldığı ücret yeterli ise bayan çalışmamalı, heleki ortada çocuk varsa kesinlikle çalışmamalı. Ben çocuğumun başkaları tarafından büyütülmesini istemem, o zaman nasıl eşimle benim çocuğum olabilirki ? Başkasının huyuna suyuna alıştıktan sonra. Her nekadar DNA`sı eşim ve benden olsa da çevre faktörleri unutulmamalı. Çocuğumun eşimin tarafından büyütlmesini tercih ederim. Çünkü benim eşim ve benim hayatımı paylaştığım kişinin çocuğumun da geleceğinde enönemli etken olmalı.

Davudi dedi ki...

Bence kadın istiyorsa çalışabilmeli ama ben şahsen evli kadının çalışması taraftarı değilim. Annelik gibi kutsal bir mesleği var zaten. Hem çocuk bakıp, hem de çalışabilir ama çalışağı işe göre değişmekle birlikte çok yıpranacağını düşünüyorum.Zaten narin bir yapıda yaratılmış olan kadına ev işleri+çocuk bakımı+iş hayatı çok ağır gelecektir. Kaz gibi 35 yıl besledim türden laflar etme potansiyeline sahip bir erkekle evlenmeyin zaten. Hayatınızın en büyük hatasını yapmış olursunuz. Bütün erkekler böyle değildir.

Ebru dedi ki...

Eşim bu konuda beni serbes bıraktı. Dilersen çalış, dilersen çalışma der hep. Bazen ben de düşünüyorum senin düşündüklerini ancak. Eşim sık sık " ben senin rahatın, mutluluğun için çalışıyorum. Eve her gün huzurla dönüyorum. Sen canını sıkma, keyfine bak" dediği için içim rahat. Zaten çalışsam da benden herhangi bir talebi olmuyor eve katkı bakımından. "Ben bize yeterim" hesabı. Kısacası, birbirini sevenler için bu durumlar ortaya çıkmaz, çıkmamalı.Evi geçindirmek zaten erkeğin görevi, lütfu değil. Kadın dilerse katkıda bulunur. Ayrıca ev hanımlığı da bir meslek her gün icra edilen. Ancak maaşı, sigortası yok. Kadın çalışınca yeri geliyor vakti olmadığı için bu işler için kadın tutuyor değil mi maaşla? Evin sahibi kadın için de bu bir meslek o yüzden. Annelik ise hiç birşeyle kıyas edilemez. Bilinçli olmak budur bence.

Yss dedi ki...

Hmmm..evet üstüne çokca dusundugum bi konuya deginmişsin.Evlendim,akşam 9da işten eve geliyordum.Maaşım gayet iyiydi.Sonra işi bıraktım,4 ay oldu.Daha makul bir şeyler bakıyorum.5 ya da 6da çıkıp evime gelebilirsem o zaman olur diyorum.Aklı fikri yerinde bir arkadaşım ve ben "kariyer de yaparız bebek de" dayatmasına tamamen karşıyız.Ama evdeki ürettiklerim,dışarıda üretmeye alışmış benim için az geliyor.Bence kadınlar,kendilerini yıpratmayacak bir şeyler yapmalı.Çünkü gerçekten; İş,ev,eş ve çocuklarla ilgilenmek hayatı ıskalamaya çokca yeter bence.

gece dedi ki...

Bu sabah trafik de yanımızdaki servis dikkatimi çekti. Şık giyimli bay bayanlar ile dolu servisde annesinin yanında oturan, beslenmesi suluğu kucağında küçük bir kız çocuğu vardı.
Çalışan kadınların ev,iş,çocuk üçgeninde gelgit yaşarken yıpranması bir yana, ben en çok çocuklara üzülüyorum. Bugün aklımda bu küçük kız ile güne başlamışken bir de yazını görünce yazmadan edemedim..

Sihirlitorba dedi ki...

açık konuşmak gerekirse evlendikten sonra kadın için çalışmak bir mecburiyet olmamalı.çünkü toplum kadından çok şey bekliyor.zaman zaman öyle gibi gözükmese de gerçekler bunlar... tabi maalesef içinde bulunduğumuz vahşi kapitalist düzen tek bir kişinin çalişarak evi geçindirmesini de mümkün kılmıyor.bir şekilde dengeyi sağlamak gerekir.bu da kişinin sosyal,ekonomik ve psikolojik yerine bağlıdır...

GeCe dedi ki...

inanırmısın günlerdir bende bunu düşünüyorum son zamanlardaki işlerim yüzünden evdeki işler aksadı düzenim altüst oldu ben sinir oldum her aksam aksayan işleri yetiştirmeye çalıştım helak oldum

düşünüyorum da bazen çalışıp evine para getiren kariyer yapmış her istediğiniz alan mı daha şanslı yoksa bu tür kaygıları olmayıp evinde misler gibi yaşayan ev hanımları mı onların sıkıntıları da var elbet ama bizimkinin yanında hiç o kadar özeniyorum ki anlatamam

meldi dedi ki...

Merhaba,
Bu konu kişilere, şartlara göre çok göreceli. Kendi adıma ben kadının çoçuk sahibi iken çalışmasının uygun olmadığını savunan biriyim ama benim yaşantım uygulamada oyle değil. Eşim çalışıp çalışmamayı bana bıraksada borç odediğimiz ve çalışma şartlarım çok uygun olduğu için işimi bırakamadım. Haftada sadece 4gün, saat 6 ya kadar çalışıyorum. Oğluma annem bakıyo, ev işi ve çoçuk bakımında eşim bana yardımcı oluyor. Eğer çalışma şartlarım kötü olsadı, annem oğluma bakmak için uygun olmasaydı yada eşimden yeterli desteği görmeseydim asla çalışmazdım ve ev hanımlığını gurula kabul ederdim.
Karımı 35 yıl sırtımda taşıdım gibi bir laf edercek birinin sözlerinin seni etkilemesine izin vermemelisin bence çünkü bir erkeğin bir kadını sırtında taşıması dünya yaratıldı yaratılalı bir elin parmaklarınca olmuş bişey olabilir ancak :p

Yinede çoçuk planında eceleci değilseniz iş bulup çalışmanı öneririm. Çoçuk olmadan evle iş kolaylıkla yürütülebiliyor çünkü bu aralık size maddi bir rahatlık da sağlar bir süre için.

iffetin günlüğü dedi ki...

ben çalışan anne çocuğuyum,pek sorun ettiğimi hatırlamıyorum ama kardeşim annemin elbiselerini koklar dururdu,anne kokuyor diye..
annem emekli oldu.iki sene sonra ben evlenip gurbete çıktım.Yani annemi evde o iki sene hatırlıyorum.
evi,çocukları ve eşi ihmal etmeden yapılabilecek işlerde var tabi...
ama mesele maddi imkanların geniş olmasıysa herkes nasibini yer diyorum.
kadın ve erkek çalıştığı halde ömrü borç ödemekle geçen insanlar var.

Özgür dedi ki...

İşsiz kaldığınız için üzülüyorsanız ve erkeklerin daha kolay iş bulduğunuzu düşünüyorsanız ben söyleyeyim 8 aydır işsizim. Mesleğim de var elektrik teknikeriyim ama işsizim. Belki biraz rahatlatır diye düşündüm.

Bir de kadınların çalışması sorunu var. Bence bu tamamen güven meselesi, insan eşine güveniyorsa çalışmasında da sorun görmez bana göre. Ama şöyle bir durum olabilir belki, eşinin çalıştığı ortamı görse oradaki insanların hareketlerini görse, içine sinmeyen bir şeyler olabilir. Huzursuz olabilir orada çalışmanızdan bu durumda da sizden iş değiştirmenizi isteyebilir. Bence bu en doğal hakkıdır. Aynı şey kadının eşinden istemesi için de yazılabilir...

Deniz dedi ki...

Bu blogu ilk kez okudum ve inanin yorumlara cok sasirdim. Tabi ki buranin da kendisine ait bir okuyucu/takipci kitlesi vardir ama bazi seylerin bu kadar basit düsünülmesi beni üzdü.

Genelde yorumlar ben karima izin verdim, kocam bana izin verdi minvalinde. Calismak icin esinden izin almak nasil birseydir insan bunu kendisine nasil yedirir anlayamiyorum. Kadin özgürdür kafasina göre takilir da demeyecegim ama "izin almak/vermek" kadini assagilamaktan baska birsey degil.

Cocuk ve calisma konusuna kismen katiliyorum. Cocuk sahibi olunmussa bu kariyerden daha onemli olmali tabi ama "ben cocuk yaparim ilerde ona bakarim ohhh calismayayim adam calissin" da son derece bencil ve gelecegi düsünmeyen bir mantik. Cocuk yaparsin bir süre ara verirsin, is degistirirsin belki yada bu sürede kendini gelistirecegin kurslara gidersin ama is hayatini kapatip kenara koymazsin.

Ayrica kimsenin aklina gelmeyen sey su: kimse size esinizle olene kadar birliktelik garanti edemez. Yarin birgün bosanip/esinizi kaybedip acikta kalirsaniz ne yapacaksiniz? Egitimli bile olsaniz son 10 sene hic calismamis insana kim is verir ki? Sahsen ben vermem. Sonra öglen vakti bol göbek atmali bir TV programinda dile geliyor bu kadinlar: "Kendi evi olsun, emeklisi olsun, arabasi da olsa iyi olur!!!"

aksilaz dedi ki...

Bu birazda erkeğin bakış açısına bağlı. Erkek sadece kendisinin çalıştıgını eşinin yüzüne vuruyorsa bu çok iğrenç. Böyle değilse ve ekonomik olarak erkeğin geliri yetiyorsa kadının çalışmaması gerektiğini düşünüyorum. Ancak illa çalışmak istiyorsada çalışabilir tabiki.

Özellikle hamilelik döneminde kadın çalışmamalı. Anne olduktan sonrada çalışmamsı tarftarıyım. En azından ben ve eşim öyle düşünüyoruz ve yapıyoruz. Sonuçta ev işleri ve çocuk bi erkeğin asla yapamayacağı bir iş. Belkide dünyanın en zorlu ve güzel işi.

Üfürükten Prenses dedi ki...

@Anne ve Bebişi:ilk cümlene bayıldım,haklısın.Ama işte bu çelişki ile hayatlarını devam ettiriyor kadınlar.

@Eser Sevinç:Yorumun için özellikle teşekkür ederim Eser.Bir erkeğin düşünceleri,üstelik olaya "kadın çalışmaz" mantığının dışında daha akılcıl bakan bir erkeğin yorumu beinm için önemli.

Söylediklerine katılıyorum,nişanlımda aynı cümleleri kuruyor zaman zaman..Ama hayat ne getirir bundan korkuyorum,hepimiz harika adamlarla kadınlarla harika evlilikler için evleniyoruz.. Dğeil mi,herşey harika olarak başlıyor.Ama hayat uzun bir yol,bütün hayatı düşünmek istiyorum,olumsuzlukları da düşünüyorum o arada sıkışıyorum işte..

Çocuk konusunu tartışmıyorum bile,kesinlikle haklısın,çocuğu anne büyütmeli.Çocuk için çalışıyorum diyen bir anne bana bencillik yapıyormuş gibi geliyor..

gerçekten karmaşık bir konu.

@Davudi:Kaz gibi besledim acı bir örnekti.nişanlım parasının hesabını sevgiliyken bile veren,bana her açıdan güvenen sağlam bir adamdır.Bu açıdan sorun yok,mesele benim,yani evde huzurla oturup çocuğumu büyütürken o,akşam eşimi beklerken,fırında yemek pişerken mutlu mu olacağım,yoksa işe yaradığımı düşündüğüm ama inanılmaz yıprandığım bir işte mi mutlu olacağım..yorum için tşk ederim,erkeklere tşklerim torpilli bu yazıda..erkekler yorum yazmaktan kaçınıyor genelde;)

Üfürükten Prenses dedi ki...

@Ebru:Bana da yapılan bir zorlama yok,ve engelleme de yok.Maddi olarak evi geçindirebilecek durumda.Açıkcası alacağım ortalama maaş onun maaşının üçtebiri bile olmayacak belki..Büyük bir fayda getirmeyecek,benim söylemek istediğim kısım psikolojik olarak etkileri galiba..

@Etk Yavrusu:Hepimizin hayali o..sabah 9 akşam 5 bir iş.. Ahh keşke ama görüyorum ki öğretmenler dışında böyle çalışan çok az kadın var.Çalışmış ama şu an evde olan bir kadın için güzel bir örneksin galiba :)

@gece:ama bir de şu var ki,ülkenin şartları ortada..Yani o çocuğun okula rahatça gitmesi için,belki de annesinin maddi olanaklarına ihtiacı var..Ama kötü bir tabloymuş :(

Üfürükten Prenses dedi ki...

@Sihirli Sepet:Kişinin şartlarına göre değişir diyorsun galiba,haklısın.

@GeCe:Hayattan beklentilerle alakalı bir durum galiba..Ben birisi ayy ne güzel yemek yapmışsın dediğinde ne bileyim pek umursamam..Bana iltifat giib gelmez,bu yönümün beğenilmesi gururumu okşamaz,ama birisi bir başarımdan bahsettiğinde gerçekten gururlanırım.Sanırım buradan yola çıkabiliriz.

@meldi:harika bir işin varmış,merak ettim nerede çalıştığını.Allah düzenini bozmasın canım..

Çocuk konusunda hassasım,bir süre çalışıp sonra çocuk sahibi olmak istiyorum. Bu da muhtemelen en erken 3 yıllık bir süreyi kapsıyor.
Düşüncelerine katılıyorum.

@iffetin günlüğü:kıyamam ya,anne kokuyor diye mi.. çok üzücü bir hikayeymiş..

Maddi kısmına çok girmek istemiyorum.asgari ücretle birkaç çocukla geçinen insanlarda var,bizim ömrümüz boyunca birarada göremeyeceğimiz paraları bir ayda harcayanda..para göreceli bir konu.

balböcükleri dedi ki...

hemen başlığı kendime düzenliyorum.evinin kadını çocuklarının anası kocasının kölesi:)

AydınKoza dedi ki...

Bu konuda hep aynı sohbet dönüyor.Seninde dediğin gibi bir yandan hepsini yürütmenin zor olduğunu görüyosun,diğer bir yandan da çalışan kadın ayakları yere basan kadındır düşüncesiyle büyüdüğünden birşeyler yapmak zorunda olduğunu hissediyorsun.Bence iş bulduğunda bir süreliğine dene.Sonuçta belki o yorgunluğu yaşamadan bilemezsin.O zaman bence daha iyi bir karara varrsın :)

BlahBlah dedi ki...

çalışan bir bayan olunca, başıma gelen bu oldu: http://blahblah-tr.blogspot.com/2009/09/calsan-kadn-ezilen-kadn.html

siirimsi dedi ki...

bilemiyorum

sanki çalışınca bir yanımız eksik gibi...

çalışmayınca dolar mı, bilmiyorum
yaşamak lazım diyorum...

Üfürükten Prenses dedi ki...

@mr_lonely:Kadın olduğum için işsiz olduğumu düşünmüyorum.Umarım en kısa zamanda iş bulursunuz.

Erkeğin kadının,kadının erkeğin üzerinde yaptırımları olması doğal,katlıyorum.

@Deniz:Hoşgeldin..
Son paragrafına bütünüyle katılmama rağmen.Blogun kitlesi hakkında söylediklerine katılamayacağım.Bu gurur duyulacak birşey mi bilmiyorum ama gerçekten kültürel olarak maddi olanaklar olarak ve eğitim seviyesi açıdan gerçekten kaliteli bir kitlesi var okuyucuların.Çoğu kez benim bile üstümde;)
burdan anlatmak istediğim şu ki,"eşim beni serbest bıraktı" demek izin aldım anlamına gelmiyor.

nişanlım son bir haftadır iş değiştirme derdinde ve hergün on kere arayıp hiç bilmediğim teknik konularda yorumumu istiyor.Birbirimizin düşüncelerine ihtiyacımız var,ben aşağılık bir durum göremiyorum.En azından kendim böyle bir durumda değilim.

@aksilaz:Ama işte şu var.. diyelim boşanma yaşandı,bir sorun çıktı,adam işsiz kaldı,adam eşini aşağılık bir şekilde aldattı veya hayatını kaybetti..Kadını ne bekliyor bu durumda?

tşkler yorumun için..Çocuk ile ilgili kısıma katılıyorum kesinlikle..

Üfürükten Prenses dedi ki...

@Serpil:Çok güldürdün beni ya ;)

@AydınKoza:sanırım en mantıklısı bu,yaşamadan anlamak mümkün değil.

@Blah Blah:hemen okuyorum canım,hemen..

@ferkul:evet,çalışmazsam hep kendimi eksik hissedeceğim,ama hayat da zaten yeterince zor..bilemiyorum.

Adsız dedi ki...

çok büyük sorular sormuşsun. hayatı kendi algıladığın gibi yaşa bence prenses. kimseye bakma, kimseden bu konuda akıl alma derim. fikrim bu.

kendini bilmez bir deli dedi ki...

kesilikle çalışş...ne olursa olsun mutlu huzurlu olacağın parası az cok mutlaka birşeyler yap...yoksa bir süre sonra özgüvenınden eser kalmaz hayatında..hee çcouktan sonra çalışmazssın paraya ihtiyacn yoksa bır sure buyutursun bebenı..ama şu bir gercekki erkekler başarılı özgüveni tam ve multi task kadınalrı sevıyorlar..sakın sakın prenses aman çalışmıyım herkes şıkayet edıyor iş hayatından deme

Yağız Gönüler dedi ki...

Eğer ortak bir ihtiyaç sözkonusuysa çalışmalı, erkeğin maaşı evi geçindirmek dışında memleket ortalamasının üstündeyse kadının keyfine bırakılmalı, kocasının maaşı düşük olup kendi evde kıçını kırıp oturuyorsa derhal iş bulmalı, kocası işsiz kendi de işsizse bavulunu alıp anasının evine gitmeli.

Robin Goodfellow dedi ki...

Yorumlaır okuyunca ben de Deniz gibi şaşırdım açıkçası. Ne kadar da evde oturmaya meraklı kadınlar varmış doğrusu. Benim annem hep çalıştı. Her seferinde de işini sevdiğini söylerdi, bunu bir yükmüş gibi yapmazdı sevdiği için yapardı yani en azından bize öyle söylerdi. Eevet eve gelince annemin yokluğunu arardım ama hiç te bireşy olmadı ablamla bize. Kendi kendimize sorumluluk almayı öğrendik, psikopat olmadık, tramvalar yaşamadık, anne çalışınca sanıldığı gibi büyük şeyler olmuyor çocuğun hayatında.
Ben 5 senedir çalışıyorum, işimi seviyorum, bir çok insanın yapamayacağı bir işi yapıyorum bundan da gurur duyuyorum, bunun için kimsenin rızasını almam, eşim "yapma yoruluyorsun" dese samimiyetine inanmam, benim aklım fikrim yok mu ben karar veremez miyim? Kariyer hırsına kapılıp aile hayatını elinin tersiyle iten kadınları kat etmiyorum elbette ama benim aile hayatımda da sosyal hayatımda da mutlu olabilmem için çalışmam gerekiyor şahsen. Yoksa bütün gün evde oturup gençliğimin gitmesini izleyemem. İş hayatındayken de hayat bir yere gitmiyor, tam aksi dilediğini yapabilmen için maddi ve manevi gücün oluyor. Bütün hafta içi çalıştım yoruldum haftasonu evde yatacağım dersen senin bileceğin iş olur ama bal gibi de gezip tozabilirsin.
Uzun lafın kısası, ben erkek olsam çalışmayan kadınla evlenmek istemem, kendimi enayi gibi hissederim, annelik ev kadınlığı falan meslek değildir çünkü. Ben çalışsın üretsin, şu hayatta mesleki olarak da bir yeri olsun, sosyal hayatı olsun isterim.

Yağız Gönüler dedi ki...

@puck

"Uzun lafın kısası, ben erkek olsam çalışmayan kadınla evlenmek istemem, kendimi enayi gibi hissederim.."

Demişsin. Ben evlilik aşamasında sürekli bayan tarafına milyarların akıtılmasında bile hemcinslerini enayi gibi hisseden bi insanım. Rezillik bu. Hangi gelenek hangi görenek? Evi yap üstüne arabayı yok. Yok ya? Sultan Selim'in torunumu bu bayanların hepsi? Vali kızımı? Ne bileyim bütün bunlar olsa bile herkes Allah'ın kuludur. Ne tek taşı biter ne altını biter ne arabası biter..

Üfürükten Prenses dedi ki...

Ayy bir tektaşım oldu,onu da iki arada bir derede kafama taş olarak attın Vİncenzo ;)

Ev araba isterim bende evlenirken ama evleneceğim adam 50 yaşındaysa isterim..

Erkekten istenen çoğu şey aslında o yaşına kadar elde etmesi gereken, hayatta başarması gereken şeyler..

yarın anne olsam kızımı evlendirsem,benim erkekten(damattan) talebim sadece saygın ve maddi olarak tatmin eden bir iş olur ..

ötesi fantazi diyelim,,, kızların sonsuz para fantazileri..

Robin Goodfellow dedi ki...

Hay ağzına sağlık Vincenzo. Bizim burada bir öğretmen evlenecek görsen nasıl aç gözlü, Nişan oldu, bütün sülalesini giydirdi donattı damada, bizde adet böyle diyor her şeyi zavallı çocuk yapıyor. Bu evlilik bir ortaklık değil mi , yeri gelince aileyiz eşitiz bıdı bıdısı yapıyorsunuz sorna da ayırıyorsunuz yatak odası benim diğer her şey senin diye. Evlenince de maaşım benim diyecekmiş çocuğa bir de, para benim diyor. Adam da öyle dese ne yapacaklar acaba :)

geveze baykuş dedi ki...

merhaba üfürük. bu aralar kendi blogumu da ihmal ediyorum, takip ettiklerimi de. velhasıl gecikmiş bir yorum yapacağım.
yaklaşık 10 yıldır çalışıyorum, öğrenciyken part-time başladım, okuldan sonra da arada sekteye uğrasa bile harala gürele devam ettim. geçen sene haziranda evlendim, bu sene temmuzda boşandım. başta çalışmamdan çok memnun olan, hayat müşterek ve senin bana destek olman beni çok mutlu ediyor diyen eski eşim, kışın ortalarında tavrını değiştirdi. hastaydım, sabah erken kalkıp işe gidiyordum, bütün gün şirkette soğuktan titrediğim için akşam eve yorgun ve hastalığım daha da artmış halde dönüyordum. o zamana kadar bana hem ev işlerinde hem mutfakta zevkle yardım eden beyefendi, yemek yapmaya halim olmamasına bozularak, sorumluluklarımı yerine getiremeyeceksem çalışmamam gerektiğini söyledi! arkasından kavga kıyamet... tabi ki işi bırakmadım. sonra kriz yüzünden o işini kaybetti, eve 4,5 ay ben baktım.
sonra tekrar çalışmaya başladı... derken boşandık. işim olmasa, hayatımı kendi başıma onunla olduğundan çok daha iyi geçireceğime inandığım halde ayrılamazdım.
bir kadın boşanacağı ihtimaline karşı mutlaka çalışmalı demiyorum, kimse yanlış anlamaya çalışmasın. ama her kadın, yeri geldiğinde evini geçindirebilecek, yeri geldiğinde eşe-dosta destek verecek, kocasının onayını sormadan o akşam yemeği için alışveriş yapabilecek, istediği kitapları alabilecek, çekinmeden "hayatım bu akşam seni yemeğe götürüyorum, sonra da dans etmeye" diyebilecek, eşine onun parasıyla değil kendi alınteriyle hediyeler alabilecek, zor günler için kenara 3-5 kuruş atabilecek, kendini iyi hissedecek, güçlü ve hayatın içinde olacak, dört duvar arasına kapanmayacak bir yaşam için iyi kötü bir işte çalışmalı diye düşünüyorum.
ev hanımları da bütün gün deli gibi çalışıyor evin içinde, temizliktir yemektir... ama bu aynı şey değil. çalışma hayatında da rutinler var ama insan yine de bir işe yarıyorum hissini doyasıya yaşayabiliyor. arada mızırdansam da, işlerim yoğunken en mutlu zamanlarımı geçiririm aslında, çünkü ne kadar yorulursam o kadar faydalıyım gibi manyakça bir fikrim var. hiçbir şey olmasa, akşam evde buluştuğunda günün nasıl geçti hayatım deyip, sohbete ben de perdeleri yıkadım dışında bir devam cümlesi katabilmek için çalışmalısın üfürük. blogunu uzun zamandır izliyorum, sen eve kapanacak kadın değilsin, potansiyelini harcamamalısın.
uzattığımın farkındayım, söz, bu paragraf son. 4 eylülde kriz yüzünden işten çıkarıldım, şimdi kolum kanadım kırık. inan eşimden ayrılmak bu kadar koymadı bana! çalışmak gibisi yok, inan ki pişman olmayacaksın.
selamlar...

zeynep dedi ki...

tesadüfen gördüğüm yazınızı okudum yorumlara ise hiç bakmadım normalde yorum yazmaktan hoşlanmasamda yazdıklarınız çok samimi geldi ben 4 yıl kadar çalışmış bir yıl önce de işi zar zor bırakmış biriyim iş dünyasında en iyi insanın bile onun isteklerini yerine getirmediğiniz sürece arkanızdan demeyeceği yoktur ben ben senin patronun değil abinim diyen bir işverenle çalıştım demek istediğim türk sinemalarındaki patron sekreter ilişkisi değil insanların istediklerini verdiğiniz sürece sizi mutlu ediyorlar her patron asker gibi eleman ister eğer sağlıklı bir ilişkiniz varsa sevdiğiniz size canım cicim derken birilerinin memnuniyetsiz yüz ifadesini görmek zor geliyor anneler için bu durum daha zor olsa gerek zira üç kuruş veya beş kuruş para ve asık surat görmek için bırakıyorlar çocuklarını ama bunun adı özgüven ayakda durma meselesi oluyor ilk geçliğimde sevdiğim sözüm ona dindar bi muhterem vardı ben toz pembe hayaller kurarken o evlenince çalışırsın dimi diyordu çalışan kadın seviliyor yani oysa ben hep evlendikten sonra çalışmamayı istemiştim neyse ki nişanlım da benim fikrimi kaale alıyor geçenlerde akraba veya bi kadın kayınvalideme evlendikten sonra işe katarsın dimi dedi benim için gayet de kaba bi şekilde öyle çok böyle söyleyen oluyor ki çok şükür anlayışlı bi ailenin içindeyim uzattım biliyorum ama ben illa da çalışmak isteyen kadınları pek anlayamıyorum doğrusu bakıcısına anne diyen çocukları gördükce kendimede hak veriyorum biraz yaptığın işle de alakası oluyor sanırım vaktim dar ve kafam başka konulardan ötürü çok dağınık aslında sizinle bu konuyu konuşmak hoşuma giderdi

fitanne dedi ki...

bu yazınızı bugün bir arkadaşım bana iletti. 2 hafta önce yazdığım aşağıdaki yazıyla çok paralel. paylaşmak istedim!

http://www.fitanne.com/millenium-annesi/

Fatma dedi ki...

Doğrusu ben çok yoruldum, hızlı tempoda mesaili çalışmakdan. Çocuğumla daha fazla vakit geçirmek istiyorum ama çalışmak ta istiyorum. Çalışma saatlerini kendi belirleyeceğim bir iş olsun istiyorum, bunun için kafa patlatıyorum, kendi işimi yapmak istiyorum,bir gün bu hayalimi de gerçekleştireceğim benim derdim iyice yaşlanmadan bunları yapabilmek:)

Adsız dedi ki...

Bence Kadin %50 calismali, böylece hem evine katkida bulunur, bunalmaktan kurtulur hemde dis dünyaya acilir, baska türlüsü olmaz bence. hic calismayip evde oturmak cok sikici bence,

Related Posts with Thumbnails