Yemek yapma hadisesi evliliğin temel taşlarından biriymiş.Ben tek çocuk,annesi mutfakta harikalar yaratan bir annenin kızı olduğum için yemek yapma benim için zevkten öteye gitmiyordu.Evlenince el mahkum öğreniyorsun.Tencereler yanıyor,milletin totosuyla yaptığı yemeği sen üç saatte yapıyorsun,çorbayı terbiye edicem diye on böreklik un harcıyorsun,bir önceki tavuk yemeğinde "bu tavuklar pişmemiş mi" diyen koca yüzünden tavukları kömür haline getirip inadına yediriyorsun,hazır çorbanın içine pirinç ekleyip kendin yapmışsın havalarına giriyorsun.Baktın yemek güzel olmadı tencereyi kucağına alıp içine içine ağlıyorsun,manyaksan yapıyorsun..
Şöyle böyle üç ayım bu şeklde geçti.Sonra mı ? Sonrası akışına bıraktım.En zor bildiklerimden başladım.Zorsa zor ne yapsam yiyecek el mecbur dedim.Bu arada zat_ı muhterem ne yapsam yedi,evet kendini benim "beğendin mi " triplerim yüzünden zaman zaman vedat milor sansada hep olumlu yaklaştı.Kendime bir liste yaptım.Her hafta bir gün kırmızı et-köfte,bir gün tavuk,bir gün sebze,bir gün makarna-mantı,bir gün dışarda,diğer iki gün arta kalan yemekler :) Bu çok işime yaradı. İşime yaradı da herhalde benim hesaplarda bir hata var ki ikimize de 10-15 kilo olarak döndü ve hala da gitmiyor.
Yemek yapma hadisesi benim için sevgi pötürceği anlamlarına gelmedi hiç,seviyorum evet ama bazen Allah'ım neden bir aşçımız yok ki ? Neden Ziyagil yalısında bana "bugün ne yapalım Üfürük Hanım "diyecek aşçıya "şekerim bugün ne yapsam diye düşünmek istiyor olsam seni neden çalıştırayım burada diye söylenemiyorum ki?" Diye düşünmüyor da değilim..
Mantıdan pideye,alinazikten fajitaya,en nefret ettiğim kabak gratenden börülce salatasına,su böreğinden iç pilava kadar geniş bir yelpazede geçirdim son ondört ayımı.. Farkettim ki aynı yemekleri yapmak pratikliğinizi arttırsa da sizi köreltiyor. Önce ne yapacağımı seçiyorum.Sonra netten ortalama 20 adet tarif okuyup püf noktalarını yazıyorum.Ve asla bazı değişik tavsiyelere itiraz etmiyorum.Ne kadar abuk ve lezzet düşmanı gibi görünsede her tavsiye lezzet katıyor.Yoksa bonfileyi portakal kabuğu ile soslamak pek mantıklı görünmüyor ama lezzetli oluyor :)
Ve mezeler.. Sanıyorum reenkarnasyon denilen birşey var ise ki katiyyen inanmıyorum.Ben bir ege kasabasında bir lokantada meze yaparak hayatının kazanan bir kadındım.. Meze yapmak zevk işte ana yameği yaptıktan sonra her şekilde yeniyor da o yemek ,bu arkadaşlar olmazsa tat vermiyor artık..Bu yüzden hergün mutlaka bir iki çeşit olur sofrada. Yaz kış farketmez çünkü öyle güzel bir ülkede yaşıyoruz ki her zaman yapacak birşeyler bulabiliyorsunuz.Paranın sorun teşkil etmeği zevkler bunlar,vaktinizi almayan ,her daim yarına artan bereketli olan zevkler..
Benim için yoğun bir gündü,eve zor attım kendimi hatta atmam da yetmedi iki üç kere gidip gelmek zorunda kaldım.Bu üç güzel tabağın hazırlanma süresi bir saat bile sürmedi.Nereden biliyorum bulaşık makinesini çalıştırmıştım kısa programda 57 dk o işini bitirmeden ben yeni bulaşıklar üretmiştim oradan biliyorum :)
Taze Fasülye; şükür ki çıktı artık..Yazı başka ne kurtarır ki o olmasa,bugün soğuklarda ama ana yemek çoğukez.Fasülyeler(benimkiler yazları her hafta fethiye'den geliyor) verev kesilir,soğanlar minik minik doğranır yemek değil bu o yüzden oldukça minik bir soğan seçilir.Salça yok aman ha.. Saf zeytinyağı ile soğanlar azıcık kavrulur pembeleşmesi bile beklenmeden fasülyeler eklenir.Biraz kavrulur sonra rendelenmiş domastesler eklenir..Domastes suyunu saldığında ekleyeceğiniz suya karar veriyorsunuz az çok.En kısık ateşte pişmeye bırakılır.Ama işi bitmedi.. Piştiğinize kanaat getirdiğiniz zaman karabiber,sarımsak ve tuzu ekliyoruz.Sonra da hoop buzdolabı.. İki saat beklese tadından yenmez..Yoğurtlu Patlıcan Ezme;Patlıcanlar şimdilerde her yerde satılan ocaküstü közleme tepsisiyle közlenir.Kaç adet olacağı çok göreceli ben galiba 1 kilodan fazla közlüyorum.Közlenen patlıcanlar gazete kağıdına sarılarak bir poşete konulur.Bu işlem patlıcanların soyulmasını kolaylaştırıyor.Yoğurt ve sarımsak,limon suyu,zeytinyağı bir kapta krema halinde getiriliyor.Közlenen patlıcanlar ince ince kıyılıyor.İşin içine robotu karıştırmayalım ki lezzetini koruyalım.Ve krema haline gelen yoğurtla karıştılıyor.Ama bu aşamadan sonra patlıcanlara zarar vermemek gerekiyor.Yine hoop buzdolabına bence ertesigün daha lezzetli..
Yoğurtlu Semizotu; Semizotunu dibindeki çamur kütlesiyle satmasalar daha da mutlu olacağım ama henüz bir çözümü bulamadım.Çok üşendiğim için hemen kesip atıyorum o kısmı,elime kalan da çok az oluyor.Çok temizlemek gerek can sıkıcı bu temizlik süreci.Var mı tavsiyesi olan ? Ben saplarını sevmiyorum.Yaprakları elimle kopartıyorum .Sonra yine sarımsaklı yoğurtla karıştırıyoruz.Ve hazır ..ben yoğurt delisi olduğum için oranı biraz abartmış olabilirim .Siz biraz daha ölçülü davranabilirsiniz.Hatta yoğurt süzme olursa daha güzel olur. Şuna dikkat ettm ki ilaç için bile olsa semizotu salatası yiyin,midem de ülser var ve inanılmaz rahatlattığını farkettim..
Evet,evet sarımsak delisiyim.. Hayır,hayır koku yok yeter ki ağız diş bakımınızı ihmal etmeyin..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
13 yorum:
senin bu 3 tarifin çıktısını aldım tatile giderken bavuluma koyacağım!! malum bu sene tatilde yemekleri ben yapacağım :(
ki ben hayatında bir yumurta kırmış biri değilim
sen devam et böyle tariflere
:)
öncelikle selamlar sevgiler ellerine sağlık 3üde harika görünüyo eminim tadlarıda eş değerdedir.izninle taze fasulyene nacizane tavsi niyetindeki tarifimi iletmek istedim:)ben fasulyeleri ayıkladıkdan we kırdıkdan sonra tencereye koyuyorum sonra bol soganı corbalık gıbı dograyıp fasulyelerın uzerıne yayıyorum. yemekleri bol salcalı sevdıgım ıcın ıstegıme gore az bucuk salcada eklıyorum ve uzerıne 1 tatlı kaşığı şekerini tuzunu ilave edip 1 su bardağı kadar su ile pişir sonraada parmakcıklarını yeee:)
kedi canını senin :) yemekle aram hiç yok ama okurken çok eğlendim. semizotuna da bayılırım şahsen lakin tavsiye verecek yeterliliğim yok maalesef :( afiyet olsun bu arada.
senin benim blogumu bulmanla ve benimde seni kesfetmemle baslayan bu keyifli okuma yolculugu cok hosuma gitti..emegine saglik ne guzel anlatmissin...okurkn tebessum ve gulucukler eslik ediyor :)ellerine saglik yemekler leziz belli resimlerden..gel gorki ben de mutfakla pek barisik degilim...karnim doysun gerisi teferruat gibi geliyor...kilo alma konusu kesin evlenince bizde bir suru kilo aldik simdi verme cabalari ama zor nerde...ki ben senin gibi guzel yemeklerde yapamiyorum :(
@darla:Piyango sana vurdu demek :) Olsun kapuz-peynir kolaylığını gözden kaçırma derdim :)
@Ahsen : Tarifin çok güzel,aneminkiyle hemen hemen aynı hatta..Ellerine sağlık kuzucuklarına yarasın löp löp et olsun :)
@mefisto:Semizotundab başka ne gibi aksiyonlar yapılabilir,fikrin var mı ?
@Çilekli: Ahh keşke bende senin gibi olsaydım.Yemek derdim olmasaydı.Ne çok isterdim.Yapmsaydım yiyemezdik dobiş olamazdık..
Şimdi ben buna asla inanmıyorum.sadece mevzuyla ilgilendmiyorsun muhtemelen üstüne düşmüyorsun .İlgini çekmiyor da olabilir yoksa eminim güzel yemek yapabiliyorsundur.Bir de güzel yemek dediğimiz eşimizle dostumuzla güleryüzle yediklerimiz.Lezzetli olsun olmasın ..
Benim seni bulmam da tam bir tesadüftü,bir süre blogu okumam.Sonra simit konusuna takılmam :) Güzel tatlı cıvıl cıvıl bir blogun var.Tanışmamıza sevindim Çileki :)
umarim ben de guzel yemekler yaparim bir gun....haklisin mevzuya alakamin olmayisida bir etki sebebi...benimse tepkin oldukca ortada...sevmiyorum !
tesekkur ederim guzel dusuncelerin icin bende seni severek takip ediyorum yazi dilin cok hos devam et sakin birakma ben de cok memnun oldum ufuruk prensescim":)
ben yoğurdu ayrı yemeyi sevdiğimden annem zeytinyağlı semizotu yapar genelde. şöyle ki;
soğan ve havuç bolca zeytinyağında kavrulduktan sonra domatesler atılır ve biraz pişmeye bırakılır. sonra iri doğranmış semizotu eklenir. onlar aynı ıspanak gibi piştikten sonra 1 avuç kadar pirinç eklenir. pirinç yumuşadığı zaman da ateşten alınıp ılık servis edilir.
annemden almıştım tarifi ama güzel anlatamadığım muhakkak. asla yemek bloğu falan açmamam gerektiğini de öğrenmiş olduk böylece ;p
Her zamanki tembelliğimle bloguma bıraktığın yoruma bir hayli geç cevap veriyorum. Kusuruma bakma:)) Eğer yolunu Datça'ya düşürmek istersen aslında çok da fazla plan yapmadan gel ve mümkünse kalabalık yaz ayları olmasın. Eminim küçük yarımadamızda keşfedecek bir dolu şey bulacaksın.
Sevgiler
ooo..Serapcım bu günleride görecektik demek...çok güzel olmuşlar gerçekten ellerine sağlık..ya bu semizotu benim de derdim...acayip seviyorum ama temizlemesinden nefret ediyorum...henüz bir çözüm bulabilmiş değilim... neyse size afiyet olsun...
Sıkıcı yemek tarifleri veren bloglardan çok farklı olmuş. eyalnız yaşayan bir erkek olarak (mecburen) olayın püf noktalarını kapmak için son derece özen göstererek okudum. eline sağlık.. :)
Eee süper!! :)
Ellerine / gönlüne sağlık prensesim..
Ellerinize ve emeğinize sağlık bilgi ve paylaşımlarınız için teşekkürler
ahahahah..ne kadar güzel ve doğru yazmışsın!!ben de hergün bu yemek olayından muzdaribim!!bir de kocanın hergün çalar saat gibi 16:30 da akşama ne yiyecez telefonuyla gerçekler pat pat suratıma çarpıyor ve allamm bugün ne yapsam acaba diye bunalıma giriyorum :)
blogunu yeni keşfettim,ne şanstır ki ilk bu yazın denk geldi :)
benden bir 10 puan aldı..
hadi o zaman ben diğer postlarına bakmaya gder,seni de öperim :)
www.fido-land.blogspot.com
Yorum Gönder