Üniversitede okumanın en güzel tarafı okulun kütüphanesidir.Şanslıyım ki güzel sayılabilecek bir kütüphane vardı.Kitabı alırdın 10 sonra getirmezsen günde 10 kuruş olmak üzere cezası başlardı :) Ne tatlı değil mi ? Bütün yıl getirmesen ne kadar ödersin ki karşılığında ..Ama hayatta okuldaki gibi minik faizler yokmuş.Çok daha acımasız bir sistem oturmuş.
İnci Aral'ın bütün kitaplarını okulda okudum.10 günlük süre ne,ben gece sabahlıyordum çoğu kez ve geri götürüyordum.İnci Aral güzel yazar.. Dil olarak Elif Şafak ve Ayşe Kulin arasındadır bence.. Kolay okunur sizi yormaz ama boş da değildir.Dil açısından genel olarak topluma hitap edebilir. Sadakat ve Sen Şarkını Söylediğin Zaman bu ikisini kaçırmışım.Sadakat'i hala okumadım.Okumayacağım galiba.. Kitabı güvendiğim için aldım İnci Aral boşluğum vardı doldurur diye aldım. Hataymış..
Kitap sağ-sol çatışmasında yaşananları ve eş zamanlı hayatları anlatıyor.Ve elbette günümüzle bağdaştırıyor.Ama.. İfadeler vurgular anlamsız imalar öyle sıkıcı ki.. Bir kere sağ-sol çatışmasından ekmek yemek kolaya kaçmaktır.Yıllarını edebiyata vermiş biri bu konuyu işleyecekse bu seviyede mi işlemelidir? Bir dönemin kanlı olaylarının hepsini tek bir tarafa yüklemek ne kadar doğru? Solcu gençler hapishanelerde işkenceler gördü de sağcı olanlar çiçeklerle portakal bahçelerinde mi oturuyorlardı.Bir kan döküldüyse bu kanın ayrımına mı gideceğiz 2010 yılındayız 80'lere mi döneceğiz.. Bıkmadınız mı artık,doymadınız mı ? Ben solcuyum kardeşim dersin eyvallah amenna.. ama sunarken böyle mi sunulmalı? O zaman niye saygı duyuyoruz size ucuz komünist dergilerinde köşe yazın o zaman ..
Kitapta öyle noktalar var ki acıyorsunuz aslında.. Kullanılmışlıklara,hem para içinde yüzüp sonra çemkirdikleri ailelerine,yiten giden hayatlara,telafisi olmayan akademik kariyerlere.. Hapishanede yiten giden her görüşten binlerce gence..
Cihan ile Deniz yakın arkadaştır.Özünde ikisi de sol görüşe sahip olan bu gençleri birbirinden ayıran tek unsur Deniz'in hayatındaki nefreti "Devrim" adı altında hayattan çıkartmak istemesidir.Cihan ise kariyerinde başarı göstererek düşüncesini savunur.Sevişecek kadar yakınlaşsalarda birlikte olacak kadar güçlü değillerdir.Yolları ayrılır Deniz evlenir,hapse düşer ve bir evladı olur Ayşe Devrim.. Deniz hapishanede çektiği işkencelerden dolayı erken ölür.Ayşe'yi anneannesi yetişrir.Ve Ayşe üniversitede akademik kariyer yaparken hocası aracılığıyla Cihan'la tanışır.Ve aşık olur.. Sonra ikisi de ortak yönlerinin farkına varırlar,Deniz.. Cihan'ın ilk aşkı Ayşe'nin ihmalkar annesi.. Ne mi olur aşk engel tanımaz.. Çoğu kez erkek fantazilerinin son noktası olan durum gerçek olur..Annesiyle yarım bir aşk yaşayan Cihan bir kez de Ayşe'yle denemeye karar verir..
Kitapları anlatmam bilirsiniz,bu kadar detaylı konuyu sunmam tadı kaçmasın diye ..Ama kaçsın gerek yok,okumayın birşey kaybetmezsiniz..İnci Aral ucuza kaçmış yara bantlarının yetmediği yarayı kanatıp tiraj derdine düşmüş,evet çok satanlarda.. Alkış..!!!!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
10 yorum:
bu tarz konulara girip ortami eski zamana tasiyan, germek icin hep guncel kalanlar ne kadarda bosa calisiyorlar aritik bir uyansalar...
Ben, İnci Aral'ı Mor kitabıyla tanıdım. O kadar ağır bir anlatım vardı ki o kitapta, şimdi raflarda İnci Aral gördüğüm zaman adeta kaçıyorum. Belki de ben yanlış yerden başlamışımdır İnci Aral okumaya. Tek bir kitabını zorla bitirebildim, bütün kitaplarını hiç okuyamam herhalde.
Zehra
Bende Sadakat'le tanıdım İnci Aral'ı.
Fakat ne dili,ne de konuyu anlatış biçimi beni çekti.Aşk teması üzerinden dramı ve cinselliği bazen gereksiz ayrıntılarla boğduğunu düşünüyorum.Bu romanı hakkında yaptığın yorumlar için teşekkürler.
"Şarkını Söylediğin Zaman" İnci Aral'ın okudugum ilk kitabı. Öncelikle teknik olarak kurgusunu çok begendim. "12 Eylül öncesi yaşanan dönemden ekmek yemek" eleştirisini yapan arkadaşa ve o dönemi hatırlatarak ortamı gerdiğini söyleyen arkadaşa, Sayın Başbakanımızın da referandum öncesi aynı dönemin ekmeğini yedigini hatırlatırım. Sadece sol cephesine yer verdigini söylerek elestiri de bulunan arkadasa, bunun bir belgesel ya da inceleme degil, edebi bir roman oldugunu, yazarın istedigi pencereden bakabileceğini hatırlatırım. İnci Aral, Deniz'de son derece güçlü bir karakter yaratmış, adeta gerçekten yaşıyor izlenimi uyandırdı bende. Helal olsun diyorum. Ama yazım tarzı Elif Şafakla en ufak bir yakınlık göstermiyor. Hatta tamamen zıt diye düşünüyorum. Şafak, çok fazl devrik cümle kullanır, melodik bir yazı tarzı var. Aral ise arı bir Türkçe ile çok sade yazmış. Bunlar da benim düşüncelerim
KİTABI SEVEREK OKUDUM .İNCİ ARALIN ' IN DAHA ÖNCE HİÇBİR KİTABINI OKUMAMIŞTIM. .KİTABI ÇOK GÜZEL BİR DİLLE ANLATMIŞ.ÇOK ETKİLENDİM.DİĞER KİTAPLARINI DA ÇOK MERAK EDİYORUM .
şarkını söylediğin zaman inci aral'ın okuduğum ilk romanı ve ben oldukça beğendim. Dili kullanışı çok hoş. Denizin hayatını anlattığı için dönemi sol taraflı olarak anlatmış. ayrıca dikkatederseniz kitapta dönemin siyasal olaylarından çok, dönemin gençlerinin ruhsal ve psikolojik durumu üzerinde durulmuş. hayalkırıklıkları, tutkuları, arzuları ve çöküşleri..Bence inci aral bunları güzel bir dille gayet güzel anlatmış..
İnci Aral'ı tanımak için Ölü Erkek Kuşlar romanından başlamanızı tavsiye ederim...Şarkını söylediğin zaman kitabıda haksız eleştirileri kaldıramayacak kadar objektif değerlendirilmiş ve güzel anlatılmış....
sadakat'i tam da şimdi bitirdim ve daha önce hiç kitabını okumadığım inci aralı kitaptan hemen sonra araştırmak için açtım bu sayfayı. çorbada bir tuzum bulunsun istedim ki ne cinselliği abartmış ne de sıkıcı herhangi bireyi ele almış. kadınlığı tüm saflığıyla anlatan çok dolu olmayan fakat okumaya başladığınızda güzel bir tatla bitireceğiniz bir kitap. diğer kitaplarına da ilgi duymamı sağlayan bir kitaptı
İnci Aral gerçekten derin düşünebilen insanlara kitaplar yazıyor. Seçilmiş insanlara. 'Şarkını Söylediğin Zaman' adlı kitabıyla tanıdım onu. Gerçekten ağır bir anlatım var ama kitabı bitirdiğim anda bi dostumu kaybetmiş gibi hissettim. Düşüncelerinize saygı duyarım ama İnci Aral'a karşı yapılan saygısızlıkları kaldıramam.
Yorum Gönder