avrupa yakası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
avrupa yakası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Dizi Dizi İnciyiz Manyaklıkta Birinciyiz..

26 Aralık 2008
"televizyon seyretmiyorum,dizi asla izlemiyorum,izleyenlerin aptal olduğunu düşünüyorum,cıks cıks bu ülkenin sosyo-kültürel seviyesi içler acısı ben ingiliz kraliyet ailesinin sol skrotumundan geldim televizyon izleyen kitleye acıyorum.."

var değil mi bu arkadaşlar..? şimdi bu yazının üstüne de yine "bak ben vallahi izlemiyorum o aptal dizileri vaktim yok zaten,televizyon izlersem de discovery channel'de aslanların çiftleşmesi izliyorum" diyecek..

bir de bunu söyleyen adam cnbc dizilerine tapar,onlar başkadır,türk değiller ya,ondan karizmatik! komik dahi olmayan o buzz esprileri olan 20dakikalık sahte gülme efekleri olan dizileri ağzı açık izler,avrupa yakası'na gelince.. "ayy burhan ne sığ bir karakter,buna gülen zihniyete tüküreyim "diye hayıflanır..

kim ne kadar izlemiyorum derse desin,izliyor.. biliyorum o çok kıymetli ab grubu göbeğini kaşıyan gecekondu kitlesi olmuyorsa,bu çok entel-dantel geçinen kitle oluyor.. ölçüm merkezi göre ab grubuna giriyorum galiba ve dizi izliyorum.. hatta internetten soğuma günlerimin geldiği şu günlerde bolca izliyorum.. yapacak birşey yok,benim yok en azından.. yani millet her gece arkadaş toplantılarında,partilerde,gece gezmelerinde falan takılıyor galiba,benim öyle bir hayatım yok maalesef.. klasik türk eğlencesi televizyon..

türk halkı dizi izliyormuş.. sonra dizideki hayatlara özeniyormuş,gençlik etkileniyormuş,ahlaksız oluyormuş vs vs.. bu gece yaklaşık 2 aydır ilk kez aşk_ı memnu'yu izledim .. az sonra gidip yalı sahibi iki çocuğu olan bir adamı ayartacağım,sonra onunla evlenip tüm varlığa çörekleneceğim .. bihter'de 25 yaşında ya,ben 25 yaşındayım, onu örnek alacağım.. idolüm , dizi izliyorum ya etkisinde kalacağım,adımı da bihter diye değiştireceğim..


kesinlikle takip ettiğim tek bir dizi var.. onu da bir şekilde izleyemeyesem bile netten vs izliyorum.. zira yıllardır izliyorum,bu beni sosyo-kültürel olarak aşağıya çekecekse bile evet ben herhafta burhan'a gülüyorum..

dizi izliyoruz.. izliyoruz unutuyoruz,tüketiyoruz.. yenisi çıkıyor yine izliyoruz.. sıkılıyoruz,yenisi çıkıyor yine izliyoruz.. ne var yani biz hala gelişmekte olan(!) üçüncü dünya ülkesiyiz.. televizyonu seviyoruz.. daha iyi bir fikri olan varsa bekliyoruz..
not:bu yazı zat_ı muhterem'in beni dizi izliyorum diye eleştirmesine ithafen yazılmıştır..

Pek Modern,En Modern Sanat

16 Eylül 2008

Devlet Opera ve Balesi,2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi kapsamında Bale Yarışıyor adlı bir yarışma düzenledi.. yarışmanın finalini izleme şansına eriştim.. bu yarışma birçok anımı canlandırdı..
küçücük bir kızken (bilmiyorum belki her küçük kız yapıyordur) parmak uçlarımda kendi etrafımda döner ve eve gelen misafirlere bu yeteneğimi sergilerdim..adeta zorla izletirdim.. herkes alkışlar sonra sahneyi pardon salonu terkederdim.. baleye olan ilgimin elbette dönemin tek kanallı yayın sisteminin etkisi var.. zira trt avrupa'ya uyum sürecimizi hızlandırmak için bize uzak,yeterli eğitimimiz olmadığı için anlamakta güçlük çektiğimiz bütün sanatları bir anda sundu.. kafamız allak bullak oldu.. opera ve baleye ayak uydurmamız trt'nin sandığı kadar kolay olmadı..
bale bize biraz bol geldi,dar mı geldi yoksa :P uymadı pek bir kere kılık kıyafetten kaybetti.. kıyafetler dardı,vücut hatlarını gösteriyordu.. sahneden oradan oraya seken balerinlere potansiyel sapık gözüyle bakan bir grup oluştu.. ve baletler,sürekli espri konusu oldu.. türkiye de her mevzunun erkeklikliğe zarar verebilitesi yüksek olduğu için baletler tartışılmaksızın eşcinsel damgası yedi.. ve bale maceramız burada son buldu..şimdilerde kıymetli balerinler ve baletler yetiştiriyoruz ama yine belirli bir kesimle sınırlı kaldı..x köyünden çıktı balerin oldu haberiyle hiç karşılaşmadım ben.. yine az-çok kültürel uyuşmaları kaldırabilenler ilgi duyuyor bu sanata..


sanatın dikte olarak gelmesi pek akıllıca birşey değil,yani bu sanat medeni devletler tarafından icra ediliyor bizde bunu icra etmeliyiz mantığı ilginç biraz.. sanat,insanın kendini ifade etmesiyse türklerin büyük bir çoğunluğu bale gösterilerinde kendini bulmuyor,bunu kabullenmek gerek..


evet adım başı bale okulu var yavrucaklara ama sanıyorum ki annelerin gittikleri günlerde:
"aleyna melissa su,bale kursunda teyzesi,balerin olsun istiyorum.. baleye 3 yaşında başlamak gerekiyormuş ben 2 yaşında gönderdim,rejime de başladık öğlen sütünü de kestim valla,herşey sanat için"


ifadesini kullanabilmek için yaptıkları bir durum..


bir de opera var.. o da artık balenin bir sonraki aşaması.. biz biraz müzikal gibilerinden mevzuya girmeye çalışmışız ama o da kötü yapılınca çekilmez bir hal almış.. operayı:"opera, bir adamın sırtından bıçaklandığında kan kaybetmek yerine şarkı söylemeye başladığında olur." diye tanımlamış bir komedyen.. operada daha dramatik bir durum var,gerçi en azından temayı kavrayabiliyorsunuz.. ama zihnimde oluşan hep filmlerde operaya gidip uyuyan tipler ve onları öküslükle suçlayan insanlar.. cidden öyle bağırış çığırışta nasıl uyur insan o da ayrı mesele.. opera aslında sevilebilirdi türkiye de ne bileyim uzun hava seviyoruz bağlantılı gibi :p


operaya uzak kalışımız biraz da maddi olanaklarla alakalı.. aydınların ve burjuvaların sanatı oldu kafamızda opera.. yani verilen aralarda havyar yeniliyor,bazı gösterilere özel kıyafetlerle gidiliyor falan.. uzaklaştık ister istemez ama şimdilerde biletleri sinema biletinden ucuz artık.. ama yine ilgi fazla değil.. gerçek ve sabit bir kitlesi vardır elbette ama,bir kısmı gittim diyebilmek için ,bir kısmı tamamen sosyal duruşları dolasıyla gidiyor..

her milletin beğenileri,onları etkileyen noktaları farklı farklı.. geçenlerde bir tiyatrocu ülkenin geri kalmışlığını anlatırken.. broadway'de biletler bir yıl öncesinden tükeniyor,bizim ülkemizde boş sahnelere bakıyor sanatçılarımız gibi bir serzenişte bulundu..insanın anlamadığı bir sanata ilgi duymaması suç mu ya da ona ilgi duymaması medeniyet seviyesine erişmesini mi engelliyor.. herşeye uyum sağlamaya çabalıyoruz medenileşmek adına barbar türkler olarak ama en çok sanat alanında çuvallıyoruz..
çünkü pek bi içten olan milletimize bu tip sanatlar biraz yapay kaçıyor..



Yine Yapraklar Bir Bir Dökülecek..

3 Eylül 2008
yaprak dökümü başlıyormuş.. reklamlarını görüyordum ama böyle hemen ilk hafta başlayacağını düşünmemiştim..süründürürler eylül sonuna kadar gibime geliyorudu.. yeni sezon açıldı dizi hakkında yazmasam şu an da blog yazan herkese ihanet edecekmişim gibi hissettim kendimi..son yıllarda izlediği dizilerden kolaj yapmış herkes.. ama benim o kadar dizi birikimim yok,ben takip mekanizmasından feci daralıyorum..bu sebeple cidden çok sevmem lazım bir diziyi takip edebilmek için..
artık nasıl da bir tesadüf olduysa izlediğim iki dizi,yani sezon boyunca takip ettiğim iki dizi aynı gün aynı saatte.. geçen sezon öyleydi..duygu karmaşası yaşıyordum..avrupa yakası'nı izleyip burhanla komaya giriyordum,reklam bitince yaprak dökümüne dönüp cevriye hanıma ahh benim kaynanam olacaktın ki görecektin,diye söyleniyordum..

yaprak dökümünü neden izlediğimi aslında tam da bilmiyorum,hikaye pek samimi gelmiyor..yani onca aksiliğin tek bir aileye denk gelmesi pek akılcı değil.. ve bütün o aksiliklere rağmen birlikte olabilmeleri,hepsini kanıksayabilmeleri.. kızlardan biri hamile kalıyor ve evlenmek zorunda kalıyor,kocasının kardeşiyle kaçmasının ardından depresyona giriyor hatta azıcık kafayı sıyırıyor..kardeşi ablasının kocasını elinden alıyor,kaçıyor,az kaldı kötü yola düşmek üzereyken kurtarılıyor..büyük abla ailesinin haberi olmadan evleniyor.,psikopat kayınvalide ile cebelleşiyor...evin tek erkek çocuğu,kocasına ihanet eden bir kadının ihanetinde başrol oynuyor,sonra o kadınla evleniyor..aynı kadının para hırsı yüzünden bankayı dolandırıyor,mapuslara düşüyor..ailesine de büyük bir meblağ borç miras bırakıyor.. höh yani!






gerçi bir süre sonra farkettim ki ferhunde'yi izliyorum ben..diziyi onun üstünden değerlendiriyorum..kadının yaptığı hiçbir kötülüğe kızamadım ya.. bende sınırsız kredisi var.. neler yapmadı ya rabbim.. hertürlü fingirdeklik,aktivite var kadında fakat bence halen klass..

güçlü olmasını seviyorum,her daim dik durabilmesini.. insan hata yaparken eğilir bükülür o eğilmiyor..kötülüğü hazmettiğinden değil,kötülük yapmadığını düşündüğünden.. ve gerçekten temiz olana bulaşmıyor.. etrafta bir sürü pislik vardır mesela ve siz çıkar daha pislik bişey yaparsınız .. kötü siz olursunuz,öncekilerin hepsini unutturmuşsunuzdur..
ferhunde'ye yakınım,çünkü herkesin masum olmadığını görebiliyorum.. en azından kötü.. çizgisi belli kötü,her tarafı ayrı oynamıyor diğer karakter gibi.. sürekli hata yapıp sürekli af dilemiyor..ne yaptığının ne yapmadığının farkında..

bir sözü vardı mesela Ali Rıza efendiye.. "sizin hiç bi kabahtiniz yok çocuklarınıza bir bakın hepsi ayrı ayrı hatalar yaptı" dedi adam tabi yine kalp krizi moduna girdi ama haklıydı.. ortada bir kötü var diye tüm hatalarımızı onunla aklayamayız ki??

necla'yı kıskanıyorum galiba mesela..hayatının hatasını yapıp hala zirvedeki kızı oynayabiliyor..ben otelde basılma hadisesini bile 25 yıl unutamazdım..kadın bi de onun üstüne gitti,ablasının kocasına kaçıp,terkettiği nişanlısını tekrar kendine aşık etti.. yeni bölümde de evlilik teklif ediyor.. ama var böyle adamlar,kız hata yapar,adam affederek büyür kız da attığı kazıkla adamı kendine daha çok bağlar..

leyla ayrı bir saftirik.. aman bir asabiyet bir havalar falan..yavrucum sen gittin oğuz'u kardeşceğizinin elinden aldın,hatta bi de hamile kaldın.sonra da evlenmek zorunda kaldın,paraları,mantoları kardeşinin suratı fırlattın..şimdi depresyon kaynaklı burnum havada triplerinde..hadi diyelim suçsuzdun,şimdi de gittin 15 milyonluk şehirde evli adamı buldun ya..

fikret benim bir arkadaşıma benziyor..sabırlı,inatçı herşeyi pozitif görür o da.. baştan o da öyle sıkıntılar yaşadı sonra mutlu oldu.. her dizide bir bayan mükemmel vardı,bu dizinin ki fikret.. bir de hamile kalsa tam süper olacak :)

şevket de türk toplumu için bence harika bir örnek..baba kontrolünde büyümüş..kendi başına bir cacık olamayan onca erkeğe örnek olsun.. babam da babam .. adamın karakteri yok ya,tek başına hiçbirşey.. aha da yedi parayı kumarda gitti yine ağlamalar falan,affet babam.. oğlunu böyle yetiştiren babalara örnek..

bi de şu komşu kızı ,böğ yani adı neydi ya haa sedef.. şevkete aşık..böylesi insanı aşktan nefret ettirir ya.. tamamen kör topal aşık,ne tutku var ne hırs.. adamın karısını bile kıskanmıyor ya,makul bakıyor falan,hep kontrollü..gerçek aşkta böyle bişey olabilir mi,kudurur insan.. gerçek değil işte 12 yaşındaki o gereksiz aşk hikayelerinden biri..

bu sene son sezonmuş zaten.. muhtemelen acılar dinecek,ferhundeyi asarlar zannımca :P herkes mutlu olur.. bic bic yaşarlar ..:D
Related Posts with Thumbnails