Doğum Hikayem (Spinal Sezeryan)
Son yazının ardından tam 40.Haftada kontrole gittim.Herşey aynıydı bebek aşağı inmemişti,sancım yoktu,açılma yoktu doğurmaya delil olarak gösterilebilecek hiçbirşey yoktu. Aksi gibi suyum azalmıştı ve bu bebek için an itibariyle olmasa da ilerleyen günlerde sıkıntı yaratabilirdi. Normal doğum için sıradan bir hamilenin yapmaması gereken herşeyi yapmış kilometrelerce yürümüş son haftalarında koca bir evi tek başına temizlemiş kendimi yorabildiğim kadar yormuştum.Üstelik son 15 gündür envayi doğum hareketleri açılma hareketleri yapmıştım. Başından beri normal doğum istiyordum üstelik fiziksel olarak oldukça müsaittim ve fakat olmadı! Dr daha fazla beklemenin mantıklı olmadığını bebeği 40+ 1 de yani hemen ertesi gün almak istediğini söyledi. Düşündüm elbette derin bir hayalkırıklığı içindeydim muhtemelen bunda hayatımdaki sezeryan doğuranın pek de doğum yapmış sayılmayacağı imasında bulunan çokbilmişlerinde etkisi vardı. Ama dr da güvenmek istiyordum üstelik artık gerçekten bebeği taşımakta zorlandığımı farkettim.
Vee netice olarak dr önerisini kabul ettim. Ertesi gün sabah 09:00 için sözleştik.Akabinde zat_ı muhteremi aradım İstanbul'dan yola çıkması gerektiğini söyledim.. Bu arada dogumu ailemin yanında yapmaya karar verirken en büyük korkum doğumda zat_ı muhteremin yanımda olamama ihtimaliydi.Neyse ki bu durum ortadan kalkmıştı ? Yoksa kalkmamış mıydı ? Saat 12:00 sularında eve geldik. Hayatta en sevdiğim yemeklerden birisi annemin domatesli sarımsaklı makarnasıdır lingue ile yapılması tercihimdir iki tabaktan fazla bile yemişliğim vardır. Annem bana bir kıyak yaptı ve eve gider gitmez domatesli makarnamı yaptı. Saat 16:00 sularında garip birşeyler olduğunu farkettim. Altıma kaçırıyordum üstelik kontrol edemiyordum ve bu durum çok komiğime gitmişti.Gebelikte özellikle son haftalarda idrar kaçırma normal kabul edilebiliyor 40 haftaya gelmiştim başıma böyle birşey gelmemişti. Bunu da yaşayacağım herhalde diyerek önemsemedim. Neyse ki yarın sabah yavruma kavuşacaktım! Aradan geçen 15 dk boyuca idrar kaçırma olarak iddia ettiğim durum devam etti anneme dr gitmemiz lazım suyum geldi dedim. Babam dondurmalı baklava yiyordu baktım oldukça keyifliydi neyse keyfini bozmayalım biraz daha idare ederim dedim :) Sonradan babama anlatığımda manyak olduğumu düşünüyor.
Hastaneye vardığımızda dr sanki beni bekliyormuş gibiydi hiç şaşırmadı gelen suyun ne suyu olduğunu anlamak için renk değiştiren bir ped verdi.Bu arada su gittikçe artıyor hastanede gezinmek benim için zorlaşıyordu. Ped renk değiştirdi evet suyum gelmişti fakat sancım yoktu. Suni sancı yapılamazdı çünkü bebek yukardaydı acilen sezeryan olmam gerekiyordu.Plandan ne kadar hoşlanıyorsanız hayat sizi o kadar zorluyor. Kocam yolda az önce camış gibi iki tabak makarna yemişim ve sezeryan olacağım !
Yatış yapıldı odama geçtim annemi babamı eve gönderip makyaj malzemelerimi doğum çantamı bebeğin çantasını diğer ihtiyaçlarımı ve düzleştiricimi istedim.O sıcak yapış yapış havada doğuma hazırlanırken saçlarımı düzleştirdik makyajımı yaptım üstümü değiştirdim ve yine acilen aradığımız doğum fotoğrafçısına poz vermeye başladım. En sevdiğim huyumdur ki ne zaman gerçek bir kriz olsa yani velveleyi benim çıkartmadığım çirkefleşmeye kendimi zorlamadığım gerçek bir kriz ben tam bir profesyonel olur herkesi kendime hayran bırakırım.Sakindim ve öyle olmam gerekiyordu. Doğuma gitmeme 15 dk kala zat_ı muhterem geldi fotoğraf çekimine devam ettik keyfim yerimdeydi sürekli nstye bağlıydım herşey kontrol altındaydı.
Saat 20:20 civarı ebe ve hemşireler geldi.Önlüğümü giymiş kurbanlık koyun gibi bekliyordum.Herşey yolundaydı mutluydum az sonra kızımıza kavuşacaktım. Herkes gergin ve telaşlıydı bu kadar rahat olmama da anlam veremiyorlardı.Yukarı çıkışımızı onların beni ameliyataneye kadar takip edişini zat_ı muhteremin dua edişini annemin ağlayışını vs hiç hatırlamıyorum sonradan izlediğim görüntülerden bile hatırlayamadım. Benim için başlangıç buz gibi bir ameliyathanede sırtımı döndüğüm anestezistin ''neden epidural istiyorsun ben önermiyorum sadece spinal yapmak taraftarıyım '' sözleriydi. Beni ikna etti epiduralden vazgeçtim sadece spinal yapacaktık sinek ısırığı gibi olacaktı.. Arada sohbet ettik işlergüçlerden bebeğin adından yaşımdan vs bahsettik.Sonrası ayaklarım uyuştu kontrolden çıktı.Akabinde korkunç bir mide bulantısı geldi dr ben kusuyorum haberiniz olsun dedim. Yoook olmaz iki dk dayan geçecek dediler ben beşinci ayet el kürsi geçmiştim ki kusma hissim kayboldu.Sonrası...
Sonrası yok 25.06.2014 günü 20:36 sularında 47,5 cm 3670 kg bebeğimi yanağıma dayadılar sustu elini yüzüme koydu içini çeke çeke sakinleşti. Kokladım elleri buz gibiydi öptüm. Kanlı suratına aşık oldum.. Ağladım.. O da ağladı.. Seni nefes aldığım sürecek koruyacağım üzülmemen için elimden geleni yapacağım diye yemin ettim o ameliyat masasında.. Niye böyle birşey yaptım nereden aklıma geldi en ufak bir fikrim yok. O anı izah edemem o anı izah edebilen birisi var ise de onun insanlığından şüphe ederim.Yok tarifi yok yaşamak lazım Allah isteyen herkese nasip etsin inşallah..
40 haftalık bu süreç bu şekilde son buldu.. Sonradan anladım ki nasıl son bulduğu değil sağlıkla son bulmasıymış önemli olan Bin Şükür ! Her son bir başlangıç dedikleri dogruymuş hayat sıfırlanarak o günden sonra yeniden başladı.Ben yeniden doğdum herşey yeniden anlam kazandı.Tüm kelimelerin tüm ifadelerin tüm mimiklerin anlamı değişti hepsi Ela oldu..
Çocuk Sahibi Olmaya Karar Vermek ..
Hayatımın hiçbir aşamasında bebek fikri üzerine oturup düşünmedim. Herkesin bir çocuk ismi vardır kafasında mesela bir cinsiyet arzusu vardır. Kaç çocuk istediğine dair planları vardır.Öyle ki çok erken yaşlarda başlar bu planlar.Bende hiç öyle olmadı.Gördüğü her çocuğu mıncıran, bebek gördüğünde çığlıklar atıp sevinen biri de olmadım. Evlenecektim ve anne olacaktım vakti vardı.Olacaktı. Sadece 30 yaş sınırı koymuştum kendime neden bilmem. Hayatta istediklerinize kendinize telkin ettiklerine dikkat edin. Çünkü gerçek oluyor. Siz kendinizi inandırıyorsunuz ve o sonuçla karşılaşıyorsunuz.
Durumlar böyleyken evlendiğimizde de gündemimdeki ilk konu bebek değildi. Tek çocuktum hem çok erken olgunlaşıyor ama hep de çocuk kalıyordum. Bebek benim için büyük bir sorumluluktu. Zat_ı Muhterem de büyümemiş bir erkek çocuğu oluyordu zaman zaman. Sonradan öğrendim ki hep öyle kalacaktı bütün erkekler gibi :)
2010 Şubat ayında evlendik. Bebek fikrinden ziyade dört senedir sevgili olarak birlikte olsak da ev hayatına birbirimize alışmaktı derdimiz. Sürtüşmeler oluyor,karakterler çatışıyor,aynı evde yaşamak sevgili olmaya benzemiyordu. Herşey yolunda giderse aşkınız devam ediyor aksi halde çekilmez günler sizi bekliyor. Binlerce şükür ki halk dilinde evliliğin oturması kısmını tamamlamıştık. Yılın 2011 olduğunu varsayabiliriz aynı anda ahaliden dürtüklemeler başladı. Çünkü ben çalışmıyordum.Evde oturuyordum o halde çocuk yapmamız gerekirdi! Çocuk aradan çıksındı ! Aradan çıkacak acilen yapılması gereken bir görevi hala yerine getirmemiştim. İşin ilginç tarafı toplumun %80 kapsayan bu baskıcı kitle bir kadının tek başına hamile kalabileceğine inandırmışlardı kendierini. Erkek kavramı yoktu,erkeğin duygularının önemi yoktu. Evleneli daha bir sene olmuştu ,27 yaşındaydık ve bebek konusunda tembeldik,çok geziyorduk ve bencildik ! Onlara göre çocuk sevmiyorduk ve hala aile olamamıştık..
Apartmanda oturan teyzenin bile asansör kapısı sohbetinde kendine dert ettiği bu baskıya 3,5 yıl nasıl saygıyla dayanmışım kendimle gurur duyuyorum.Zat_ı muhteremin ailesini geçtim kendi ailemden bile laf sokmaları duymaya başlamıştım.Bir gece facebook'da takılırken aniden bir yakınım online mesaj gönderdi : Bebek nasıl ,büyüdü mü ? diye soruyordu .. Çok şaşırdım,ne yazacağımı bilemedim.Soru işareti koydum cevap olarak. O bebeği sormaya devam etti sağlıkla büyüsün vs dedi .Akabinde ben patladım.Sonradan öğrendim ki bebek yapmıyor olmamızı bebek sahibi olamadığımıza kanaat getiren çok yakın bir akrabam beni üzmek istiyordu :) 14 yasinda gorucuye cikmis 16 yaşında koca diye yanmış kavrulmuş 30 kez ihanete uğramış ihanete uğradığı için evi terkedip babasının evine gitmiş bunun üstüne kocasını elinde tutmak için babasının evinde küs olduğu kocasından hamile kalan kadın , beni incitmek istiyordu.İşte böyle birşeydi bebek sahibi olmaya karar vermeye çalışma süreci..
Niye bilmem kimse bebek için beklediğimize inanmıyordu. Para onlara göre yeterince vardı, evlilik güzeldi, yaşım 27-28 olmuştu, kocam pek çok kadının hayal edemeyeceği kadar iyi bir baba adayıydı .O halde çocuk yapmıyor değildik ,benim çocuğum olmuyordu. En sevdiklerimi bile inandıramadım çoğu kez. Biraz cadaloz olmamdan biraz da yakınlığımı kaybetmekten çekindikleri için üstüme gelmiyorlardı.Aslında verdiğim bir cevap vardı ama o cevap da beni soğuk ve itici bir kadın yapıyor annelikten daha da uzaklaştırıyordu.Atanmak istiyordum ! Saçmasapan bir eğitim sisteminde heba olmuş, faydasız bir üniversite hayatı geçirmiş özel sektörde heba olmamak için kendimi pek üzmemiştim.Şimdi tek arzum atanmaktı ama herkesin buna da bir cevabı oldu.Bebek kısmetiyle gelirdi atanma süreci belirsiz bir bekleme süreciydi zaman geçiyordu 30 oluyordum !
Bebek sahibi olma arzusu bir anda içinize doğmuyor. Bir meyvenin olgunlaşmasi yemeğe hazir hale gelmesi gibi bu zamani kaçirirsam tadi kaçacak diyorsunuz. Evde iki kisi birbirinizi gittikce daha cok sevdiginizi farkediyor bunu paylasmak istiyorsunuz mesela.. Hayatiniz öyle duzenli öyle mükemmel gidiyor ki bir kasinti basliyor tabiri caizse niye bu kadar huzuluyuz ki diyorsunuz :) Bir boşluk var ama ne boşluğu olduğunu anlamlandıramıyorsunuz. Yerini gezmelerle tozmalarla kopmalarla sohbetlerle kitaplarla cdlerle dolduramıyorsunuz .. Bebek gördüğünüzde ilk birkaç dakika ayy ne tatlıymış bu dedikten sonra nasıl bakılır ki buna diye düşünürken yakalıyorsunuz kendinizi.. Eşinizi bebek gibi sevdiğinizi farkediyorsunuz senin gibi kokacaksa ve istediğim zaman mıncıracaksam neden biri daha katılmasın ki hayatıma diyorsunuz. Kendinize göre manevi olarak bir birikiminiz oluşuyor bunu aktaracak körpecik bir beyin arıyorsunuz öğretmek ve belki de hiç bilmediğiniz bir dünyaya ait bir sürü şey öğrenmek istiyorsunuz..
Kafamda bu düşünceler dolanırken nihayet atandım.İşe başladıktan tam 2 ay sonra hamile kaldığımı öğrendim. Allah kalbime göre vermişti,şükür etmekten başka yapacak birşey yoktu. Anne-baba olmaya karar verdiğimiz ikinci ay hamile kalmıştım. Tam da istediğim gibi tam da dua ettiğim gibi.. Kendime neden atanmakla ilgili bir hedef koydum ne ara koydum hatırlamıyorum.Bunun parayla zerre kadar alakası yok.Zat_ı Muhterem evimizi tam 3,5 yıl keyfi harcamalar dahil rahatça geçindirebilen bir adam.Çok şükür elbette. Ama bebekten sonrası benim için bulanık bir su idi. Hiç yaşamadığım bir deneyimin ardından dersane,sınav atanama süreci bunları başaramazdım.Kendimi tanıyorum.En azından üst kat komşum olan yaşlı teyzeden daha çok tanıyorum.Bebeğin zamanlanması benim maneviyatımı arttırdı diyebilirim.30 olduktan tam 2 gün sonra hamile olduğumu öğrendim .
Yazının başında dediğim gibi hayattan istediklerinize ,beklentilerinize kendinize koyduğunuz sınırlara dikkat edin. Neticede hepsi gerçek oluyor. Yani ben işe yaramazım tekiyim derseniz evet işe yaramazın teki oluyorsunuz.Yok 30 yaşında anne olacağım derseniz 30 yaşında anne oluyorsunuz.Belki kafayı azıcık çalıştırsaydım.Üniversite bitince atansaydım.Belki daha erken olgunlaşacaktım daha erken evlenmek isteyecektim doğal olarak daha erken bebek isteyecektim. Yazdıklarım elbette sadece bana özel benim hikayem sizin binlerce farklı ihtimali barındıran hikayeniz olabilir veya istekleriniz. Beş çocuk sahibi olmak isteyen bir kadın çocuk sahibi olmaya 20 yaşında başlayabilir.. Belki 40 yaşında birden hayatın anlamının çocuk olduğunu düşünüp heveslenebilir.. Kimseyi yadırgamayı kaldıracak türden bir karar değil bu gerçekten hazır olmak önemli sadece. Ki şunu da belirteyim hiçbir zaman kendinizi tam olarak hazır hissetmiyorsunuz. Netice de benim için ve hepimiz için tek çıkar sonuç : Kader ..
Hamilelikte 31. Hafta
Birbuçuk aylık kocaman bir ara vermenin ne manası vardı bilmiyorum.Şimdilerde çok pişmanım kurabiyenin hayatından 6 haftalık bir anı sürecini çalmışım gibi hissediyorum.Bu arada minnoşluktan kurabiyeliğe terfi oldu :) Bildiğiniz kurabiye çünkü sütün yanında ye .. Ye ama doyma :)
Son haftayı yazdıktan sonra iş açısından çeşitli sıkıntılı dönemlere girdim.Belki hamilelikten belki karakterimden sivrilmeden duramadım.Ama eskisi kadar güçlü değilim duygusal olarak yani hem sivriliyorum ama hem savaşamıyordum.Benim pek de alışkın olduğum bir durum değil.Sonra ben pes etim akabinde herşey yoluna girdi hatta eskisinden de iyi oldu.Ama ben ağladığım zırladığım tepindiğimle kaldım.Muhtemelen kızımı da üzdüm ya da vicdan azabı için bahane arıyordum kendime.
Son kontrolde kocaman bir kızla karşılaştık.Şaşırdık neyine şaşırıyorsun diyenleriniz olabilir ama hızla büyüyor.Bir dönem geriye düşmüştü gelişimi ama son görüşmemizde yine ilerden gidiyordu.Hatta dombiliydi ! Yemek yediğimde bu kadar çok tepki veren bir çocuk için normal aslında bende zaten yılların mankeniyim :) Yani kurabiye emsallerine göre kg olarak son sınırda şekerim çıkmadı malum iyi besleniyorum demek ki diye teselli ediyorum kendimi.
Hamileliğini genel olarak rahat geçirmiş biri olarak (bin şükür) hamileliğin aslında 30. haftadan itibaren başladığını iddia etsem yanlış olmaz herhalde.Eski yazılarıma baktım da hep '' birden şişmeye başladım '' yazmışım. Hayır aslında şimdi birden şişmeye başladım. Allah kurtarsın laflarını duymaya başladım.Geceleri uyumakta, dönmekte , koltuktan kalkmakta hatta bazen yürümekte zorlanmaya başladım.
Ev düzeni tamamen değişti ! Şimdiden ! Taşınmayı düşünüyorduk ama vazgeçtik.Akabinde evi kurabiyeye uygun hale getirmeye karar verdik.Elbette derin bir temizlik yapılmasını fazlalıkların atılması alışveriş yapılmasını vs gerektiriyor bu durum. Yorucu, siz hiçbirşey yapmasanız dahi oldukça yorucu dönem dönem izin alarak bu süreci de atlatmayı hedefliyorum.Yeter ki içime sinsin hamileyken herşeye bir kusur bulma huyum peydah oldu.
Bu arada istanbuldan uzaklaşarak küçük bir kaçamak yaptık .Hatta planlarda bir değişiklik olmazsa minik bir ege kaçamağı daha hedefliyorum.Hamileyken gezme dürtüm zerre kadar değişmedi hatta daha çok gezesim var.Hareket etmezsem daralıyorum. Bazen yorulmama rağmen kendimi durduramıyorum.Haldır haldır koştururken buluyorum kendimi kocaman karnımla ,inşallah yanlış birşeyler yapmıyorumdur. Hareketli olmanın doğumda faydasını göreceğimi umuyorum hep ya da kendimi motive etme şeklim bu :)
Yemek konusunda tadım kaçtı.Midem de dr un tibbi olarak detaylandırdığı ama benim için korkunç bir mide yanması olarak tercüme edilebilen o deneyimi yaşamamak için hiç yemek yemeyebilirim. İştahım yok değil ama tadım yok.Bir ilaç verdi ama onun da tadı berbat ! Midem yanıyor kavruluyor türk kahvesini çayı acıyı çikolatayı yani tetikleyecek her türlü ürünü kestimT
Tipim kayık.. İlk 6 ayı şık ve cici bir hamile olarak geçirme planım tutsa da son 2 aydır durum vahim. Olmuyor kocaman karnınıza ne giyseniz istediğiniz gibi durmuyor.Dursada mutlu olmuyorsunuz hep aynı şeyleri giydiğinizi farkediyorsunuz.Kendimle ilgilenmeye devam ediyorum ondan vageçmiş değilim saçım makyajım kişisel bakımım devam ediyor.Ama benim için bişey ifade etmiyor.Yani güzel olmak duygusunu aramaktan bir dönem vazgeçmek lazım galiba.Ben bebekten sonra kendimi toparlama sürecine kadar mola verdim bu arayıştan.
Son düzlükte olduğumuzun farkındayım.Kafamda erken doğum,bebek bakımı,psikolojik gelgitlerim hepsi bir arada uçuşuyor.Normal doğum görüntüleri izleyerek rahatlamak isterken daha da gerildiğimi farkettim.Akışına bırakmak istiyorum ama bu kadar kontrollü bir tipken mümkün olmuyor.
Hamilelikte 24. Hafta (Şeker Yüklemesi)
Tetenos (evet dostum tetenoz değil tetenos) aşısının ikinci dozunu oldum.Daha önceki gibi herhangi bir ağrı sızı vs olmadı.Sağlık ocağını ya da adı her ise o kurumu inceleme fırsatım oldu bu arada.Sırf muhabbetine buraya gezmeye gelen yaşlı bir grup var.Bebek ve çocuk sahibi bir grup var ve hamile bir grup var.Sıra falan beklerken bir güç gösterisi yaşanıyor.Ben saftirik gibi 4 kişiye sıramı verdim ki tarihimde görülmemiş bir nezaket benim açımdan :) 5. kişi olan güne geç kalmış kokoş teyze de ''kızım ben hastayım iğnemi olayım bir an önce'' dediğinde ''bu da bira göbeği zaten'' demek zorunda kaldım.Yaşlıları sevmeyi çok istiyorum ama hepsi mi çakal olur arkadaş.Bir kurnazlık bir hesaplar kitaplar hava 18 derece hizmetliyi azarlıyorlar neden kalorifer az yanıyor falan diye.Kaçar gibi uzaklaştım bazen devletin köhnemişliğine laf edenlere çok kızıyorum.Sen köhnemesen devlette köhnemezdi değil mi yaşanan onlarca yolsuzluk usulsüzlük bizim bir yansımamız değil mi? Hahaha nereden nereye bağladım kendimle gurur duyuyorum :)
Neyse aşıyı olup eve geldim ilkokuldaki gibi .. Bu arada ben aşı olmayı pek severim.Sobaya elimi bastırıp deneme yapmayı da severdim kendimi ısırıp ne kadar dayanabileceğimi görmeyi de severdim.Acıyla sınanmak beni pek ürkütmez.O yüzden aşıdan korkuyorum kan görünce bayılıyorum falan tiplere saf saf bakıyorum kontrollerde.Yahu çocuğun olacak eşşek kadar kadınsın çocuk yapmayı becermişsin ama kan veremiyorsun.Git tedavi ol bence.. Neyse eve geldim fırsattan istifade yemek stoğu ve temizlik yaptım.Bu arada canım fena halde simit -ayran çekti.Onları yedim. Akabinde uvvv bir ter bastı.gözlerim dönüyor dünya dönüyor ayağa kalkamıyorum yığıldım kaldım mutfağa .Ne yapsam bilemiyorum. evimin önüne pazar kuruluyor ambulans falan çağırayım diyorum gelemez ki pazar kurulu kapının önünde diyorum .Belediyeye küfür ediyorum inşallah seçilmezsiniz tekrar diye.. Saçmasapan hesaplar işte.. Sonra öğrenildi ki aşı bayat falan değilmiş bayat bile olsa bu hale getirmezmiş.Soğuk algınlığım varmış simitte olan bir şey dengemi bozmuş.Yaklaşık altı aydır ilk defa böyle birşey yaşadım hamilelik hastalık vs değil de çaresizlik ve yalnızlık zor ...
Şeker yüklemesi hadisesini atlattık.Şimdi fellik fellik araştırma yapıp buraya gelen hamile arkadaşım bu kadar gerilecek birşey yok.Evet biliyorum herkes abartıyor ayıldım bayıldım falan yok kocaman kadınsın içtiğin şekerli suyla bayılacak değilsin bir kere bu bakış açısından vazgeç.Önce sizden idrar örneği alınıyor akabinde 3 tüp kan alınıyor.Yüklemeden önceki değerleriniz ve diğer değerleriniz hesaplanıyor.Akabinde kişisel öykünüz de göz önünde bulundurularak 50,75 veya 100 lük bir değerde yükleme yapılmasına karar veriliyor.Ben 50 lik yükleme yaptırdım.Bildiğiniz şekerli su hani çaya çook şeker atarsınız o da bir şekilde soğur sizde unutur tadına bakarsınız hadii ya herkes hayatında bir defa yapmıştır bunu işte o tadı düşünün.Hepitopu bu ben o kadar açtım ki yaklaşık 17 saatlik bir açlık ilaç gibi geldi bana.Görevli kadın bana bayılabilirsin falan dedi ama bende öyle bir etki yaratmadı.Şekerli suyu içip bir saat bekliyorsunuz.Şekerden bu kadar hoşlanınca kesin şekerim çıkacak benim dedim. Neyse ki açlık 85 yüklemeden sonra 92 çıktı.Yüklemeden sonra çıkması gereken en yüksek değer 140 olması gerekiyor bu değerin üstünü takibe alıyorlar.Dr şekerle ilgili bir sorunum olmadığına karar verdi .İşte hepsi bu.
Tahlil sonuçlarından kansız olduğuma karar verildi.Kan hapını günde ikiye çıkardım.Su sıkıntısı varmış vücudumda yani idrarımda galiba bebeğin suyunda sorun yok ama bende varmış.Daha çok sıvı tüketeceğim ama nasıl olacağı konusunda en ufak bir fikrim yok. Magnezyumu ise günde 3 tablete çıkarttı kasılmalarımın tamamen durulması gerekiyormuş.Hapçıyım ben özetle !
Hamilelikte 15. Hafta
Zat_ı Muhtereme sardım önce kime sarayım bana da yazık. Sen neden öyle bakıyorsun,neden oyun oynuyorsun neden telefonunla vakit geçiriyorsun neden bana nasılsın diye sormuyorsun sorduğu zamanda neden içten bir şekilde sormuyorsun,neden minnoşu sormuyorsun,neden minnoşla konuşmuyorsun.. Bu ve türevleri onlarca sorun..Stresle başedebilmenin altın kuralı olarak gazetede kocaman puntolarla yazan tek bir madde vardı.Kontrol edebildiklerinize odaklanın !!! Ben ise kontrol edemediklerimle yaşıyorum.Kontrol edebildiklerim elbette umrumda değil onlar mükemmel işleyişle devam ediyor.
Kontrol edemediğim bir konuya kafayı taktım,Zat_ı muhterem bunu niye çözmüyor diye kendi kendimi yedim. Çok da bencil sayılmam kendimi ne kadar tüketiyorsam karşımdakini de tüketirim :) Neticede tartışma kaçınılmazdı ama tartışma sadece 10 dk sürdü geri kalan 110 dk sen hamile bir kadını nasıl incitirsin tartışmasıyla devam etti.O gün.. Ertesi gün mola. Bir sonraki gün kaldığı yerden devam gözün çıkana kadar ağlarsın ,ben yalnızım diye inletirsin etrafı. Zat_ı muhterem çaresiz bakar sinirlenemez bile o bile manasızdır artık.Hiçbir zaman hamile kalmayacağın için beni anlamayacaksın işte o yüzden sana acıyorum dedim.Pes ettim. Küsmedim bile aklıma bebek geldi. Niye yapıyorsun kızım bunu dedim kendi kendime . Ne haliniz varsa görün dedim.. Sonrası daha büyük bir yalnızlık hissi. Zat_ı muhterem hayatımda tanıdığım en merhametli insan. Benim annem bile öyle değildir böyle izah edeyim size........ Ama o an herşey anlamsızdı benim için.Neyse ki geçti.. Hamileliğin bu tarafının bu kadar zor olduğunu gerçekten bilmiyordum.
Peki bu durumlar sadece evde mi geçerli ? Elbette değil müdüre '' size yumruk atmak istiyorum '' demişim. Demişim diyorum çünkü çok sinirlenmişim ve demişim.Ertesi gün sordum hani özür de dilerim diye evet dedin hatta şunları şunları da dedin dedi !!! Uvv işte bu çok sertti. Ne diyeceğim adama ben hamileyim olur böyle şeyler idare et bebeğim mi diyeceğim. Demedim tabii güldü neyse ki hayırlısıyla doğur dedi,kendini bu kadar üzme bebeği de üzüyorsun dedi. Beni hep iyi insanlar bulur. İşte benim bu hayattaki tek torpilimde budur ! Zaman zaman şımarıklığın dibine vurmanın sebebi de budur !
Bu arada tam bir hafta izin aldım.Yıllık iznim bile yok henüz , 1 yılımı tamamlamadığım 6 aylık bir memur olduğum için rapor kullanmadan bir hafta izin almam da sıkıntı yarattı .Bende yaratmadı tabii yaratmaması gerekenlerde yarattı :) Ama bu da umrumda değil hatta zevk bile alıyorum denilebilir.. Dinlenmek istiyorum ruhen ve bedenen hamileliğinin tamamını evde geçirmek sıkıcıdır gibime geliyor ama ayaklarını uzatabilmek istediğin zaman uyuyabilmek nasıl bir lükstür size anlatamam.. Bir haftacık prenses olacağım ,belki ruhuma iyi gelir :)
23.12.2013
Hamilelikte 13. Hafta
Bütün bu sabırsızlığıma rağmen haftalar aslında daha çabuk geçiyor gibi geliyor.Mide bulantım ortalıkta baskın bir koku yoksa yok.Fakat kafayı mazot kokusuyla bozmuş durumdayım.1 km öteden alıyorum kokusunu ,araba mazot kokuyor,kurumun servisi mazot kokuyor bir tek metrobüs doğa dostu :) Değildir belki de benim için öyle..Dizel araçlara düşmanım araba kokuyor diyorum zat_ı muhtereme yok diyor kokuyor arkadaşım kokuyor sonra kanıtlamak için az önce yaptığımız alışveriş poşetine kusmam gerekiyor :P
Ve sebepsiz ağlamalar .. Geçenlerde ''ben gariban hamileyim '' diye yaklaşık 20 dk ağladım. Gariban hamile ne ki diyenler olacaktır.Anasından babasından ayrı şehirlerde olduğu için hamilelik nazı yapamayan güçlü durmayı kendine düstur edinmiş çıtkırıldım olmayı başaramayan her işini kendi yapmak mecburiyetinde olmasa yapmaya alışmış hamile kadına ''gariban hamile'' denir.
Kontrolüm dışında gelişmeler beni çok geriyor birden geriyor birden yüzüm düşüyor sonra birden çözüm buluyorum aydınlanıyorum falan.. Ağlarken bebeği üzüyor etkiliyor muyum bilmiyorum ama yapacak birşey yok o anda ağlamazsam.
Hamileligin sikintili bisey olduguna karar verdim bu hafta.Size şöyle anlatayım adet öncesi herkes farklı farklı ruh hallerine bürünür. Çok neşeli sosyal bir tip sakinleşir içine içine kaçar mesela sakin efendi bir ablamız canavara dönüşür. Bende ise zaten arıza olan karakterim daha da arıza bir hal alır duygusal olup duygusal görünmenin zayıflık olduğunu düşünmemden sebep sakladığım tüm duygular ortaya dökülür. Yani hem arıza hemde duygusal ve aynı zamanda da saldırgan bir kadın düşünün ? İşte hamilelikte zaman zaman adet öncesi sendromu yaşıyorsunuz özellikle de gerçekten adet olmanız gereken vakitler yaklaştığında. Buradan bakınca etrafınızdaki insanlar için zormuş gibi görünsede incinen hep siz oluyorsunuz.
Karnım çıkmaya başladı galiba ya da psikolojik olarak öyle hissediyorum.İnsanlar karnıma dokunarak konuşmaya başladılar. Karnıma dokunarak bebek sesleri çıkartıyorlar. Daha önce anne olanlardan istemesemde aldığım zilyontane tavsiye var.Bebek sahibi olmayanlar, bekarlar Şimdi kaç gr, bizi duyabiliyor mu vs gibi sorular soruyorlar. Erkekler de ilgili özellikle son birkaç sende bebek sahibi olmuş erkekler. En az kadınlar kadar akıl veriyorlar erkek dünyası da değişmiş arkadaş hiçbirşey eskisi gibi değil.
09.12.2013
Hamilelikte 12. Hafta
Haftalar günler öyle bir karıştı ki ben sadece her haftanın cumartesi günü o haftayı yazarak bir şekilde kendimi takip ediyorum.Minnoşu ilk defa bir cumartesi günü görmüştüm.Minicikti bir karartıdan ibaretti ama o günden beri hiçbirşey eskisi gibi olmadı. Şükür çok şükür..
Bu hafta koku haftası bütün dünya kokuyor.Kimse banyo yapmıyor,herkes patates kızartıyor,oda kokuları rezalet ,araba kokusu katil edecek türden kağıt,battaniye,saçım bile kokuyor.. Herşey kokuyormuş da ben bilmiyormuşum galiba.. Çok zor günler geçiriyorum koku hassasiyetim yüzünden .. Şükür ki zat_ı muhterem kokmuyor bazen aynı dönemde gebelerin yazdıklarını okuyorum da eşlerinden uzak kalmak zorunda kalanlar var. Zat_ı muhterem hala bebek gibi kokuyor,bebek de onun gibi kokar inşallah..
Bağlantıyı nasıl kurdum bilmiyorum ama evliliğimiz boyut atladı diyebiliriz. Yani beni sevindiren ilişkimizin aynen devam etmesi ki ilişkimiz didişme üzerine kurulmuştur. Buna karşılık mutluluğumuz arttı çoğaldı daha fazlası da varmış dedirtti bana.. Mutluyum..
Oppsss! Pantolonlar daralmaya başladı birazcık,ben bu gerçeği kabul etmek istemesem de kilo vermeye devam etsemde pantalonun fermuardan sonra gelen son düğmesi kapanmıyor.Kapansada canımı yakıyor.Kemer olayını bıraktım zaten sadece görüntü açısından birkaç delik öteden takıyorum.Bel çevresi genişlemiş oluyor galiba sanırım bu sonuçlara göre ben zaten pek narin bir tip olmadığım için hala hamile gibi görünmüyorum.Hala avmlerde o zımbırtıdan geçmediğim için sorgulayanlara alnıma 'hamileyim 'mi yazayım diye kavga ediyorum.
İştah durumları hala bir garip.Dün akşam mesela patlamış mısır yedim siyah üzümle.Salakça bir menü kabul ama yapacak birşey yok. ''Beni kusturmayan şey beni güçlendirir '' hayat felsefem :) Bu felsefedeyseniz birlikte yenmeyecek hertürlü şeyi birlikte yiyebilir kimi zaman hiçbirşey yemeyebilir kimi zaman 3 gün üstüste aynı şeyi yiyebilirsiniz. Bu patlamış mısır fantazisinden önceki üç gün boyunca sadece çoban salata yedim. Allahtan tehlikeli şeylere dadanmıyorum henüz.. Genelde ferah taze soğuk şeyler çekiyor canım. Fakat bir makarna sevdamız var ki.. Onunla da aşk yaşıyoruz ama galiba ben bu yasak aşkı daha fazla devam ettiremeyeceğim çünkü cidden tehlikeli..
Bu hafta hamileliği biraz yaymaya başladık.Başlamışız yani zat_ı muhterem iş yerinde birileriyle paylaşmış.Bende teyzelerime falan söyledim.Annem aile dostlarımıza çoktan söylemiş.Aslında hiç saklama gibi bir niyetim olmadı ama malumunuz riskli bir dönem ve yine malumunuz ilk gebeliklerde risk oranı yüksek hatta ilk gebeliklerde bence önemli bir yüzde sağlıkla sonuçlanmıyor.Yoksa nazar değer göz olur ilk hamile kalan benmişim gibi triplere girmek gibi bir derdim yoktu.Üstelik öyle güzel bir haber ki insan herkesle paylaşmak istiyor.Hiç tanımadığım insanlarla bir şekilde paylaştığım oldu sırf içimdeki heyecan yüzünden. Yani gizemli takılmaktan ziyade hayalkırıklığı korkusuydu galiba beni durduran..
İkili test için gün sayıyorum ama günler geçmiyor.Kaygılanmamaya çalışıyorum ama şu haftayı atlatsaydık görüş günü gelecek bende rahatlayacağım tam olarak.Sabır denilen olguyla yeni tanışıyorum sanki bekle bekle hep yeni birşeyi bekle.. Doğurmak için sabırsızlanan kadınları anlıyorum artık 9 aylık sürecin her evresi beklemek çoğu kez kaygıyla beklemek..
02.12.2013
Hamilelikte 11. Hafta
Arkadaşlar sağlık bakanlığı kafayı yemiş. Bakın daha önce kıçıkırık bir testi bile yarım yamalak yapan hatta yapamayan beni mağdur eden o deneyimimi anlatmıştım.Aynı kurumun başka bir birimi olan aile sağlık merkezi denilen kuruluş ise üzerime öyle düşüyor ki çığlık atmak üzereyim. Ne yiyorum içiyorum nerede ne şartlarda çalışıyorum tahlillerim kilom değerlerim psikolojim vs vs.. Bir de üstüne yetmezmiş gib sağlık ocağını birbirine düşürdüm. Aslında diğerine bağlıyım ama ötekine daha yakınım mesafe olarak kaldı ki onları ziyarete gidebilecek vaktim dahi yok.Ama onlar kendi aralarında beni paylaşamadılar.Sonradan anladım ki ceza puanı ve prim sistemi varmış.
Herneyse bu hafta oldukça zor geçti.Öncelikle ruh halim karmaşık.Öyle sinirliyim ki böyle sinirimden alev alıyor baktığım yerler,aptallık,sakinlik böyle uyuşukluk falan birini öldürmeme sebep olabilir.Bir sürü vatandaşla tartıştım bu hafta,zat_ı muhteremle tartıştım,annemle tartıştım,bir şekilde iletişim halinde olduğum herkesle tartıştım.Beynimde zaman zaman kontrol etmekte zorlandığım bir mekanizma var gibi..
Bu hafta yine hastaneye gittim.Ne kadar sakınırdım hastaneye gitmekten ne kadar üşenirdim.Yok hastane kokusu yok dr tripleri yok testler sonuçlar.Şimdi istanbulun tüm hastanelerini gezmek istiyorum.Her gittiğimde minnoşu gösteriyorlar çünkü.. Kendi doktorumdan başka bir doktorla görüştüm kafamı zaten yeterince karıştıran hafta hesabına yeni bir bakış açısı getirdi ve beni bir hafta öne attı.Zaten birşey anlamıyorm hafta hesabından boyunu ölçtüm ona göre değerlendiriyorum diyor. Doğrudur da ablacım böyle gidersek 2 aya doğururum ben,her geldiğimde biraz daha ileri gitmiş oluyor gelişimi.Hayır iyi birşey mi kötü birşey mi onu da anlayamıyorum.
Bi havalara mı girdim ne ? İtiraf ediyorum yani. Madem herşeyi konuşuyoruz bunu da konuşalım. Hamilelik bir kalkan oluşturuyor etrafınızda Baştan siz farkında olmuyorsunuz.Bir ayrıcalık teşkil etmiyor ama sonraları bu büyüye kapılıyorsunuz.Herkes pohpohluyor.Sürekli bir ilgi sürekli aynı konuyu defalarca sormalar.. Kaç haftalıksın nasıl geçiyor miden nasıl sancın var mı yemek yemek ister misin şunu içmek ister misin oturmak ister misin tabii bir süre sonra havalara girmeye başlıyorsun.
Böyle böyle geçecek haftalar değil mi ? Öyle bir an olacak ki bambaşka şeyler yazacağım sanki hayal gibi..
25.11.2013
Hamilelikte 10. Hafta
Dr bana henüz hamile olduğunun bilincinde değilsin derken haklıydı. Ben kısa süreli bir hastalığa yakanlanmışımda ha bugün ha yarın geçecek gibi davranıyordum.Kılık kıyafetim tipim değişmediği için bu durum duygularımı destekliyordu.Bu hafta değiştiğimi farkettim artık kendimi koruyorum dış dünyaya karşı. Birisi çarpmasın diye dikkat ediyorum mesela koştur koştur yürüyorum normalde yavaşaladım biraz da mecburen yorgunluk sebebiyle,sonra sakinleştim çok geriden geriden izliyorum herşeyi herşeye müdahil olmuyorum,tv'de kötü haberler izlemiyorum acıklı sahneler dramlar cinayetler kazalar vs.. Koruyorum işte kendimi mi bebeği mi bilmiyorum ama koruyorum..
Rüyalar.. Allah'ım ne rüyalar hemde. İş arkadaşını tabutta ölmüş görmek sonra tabuttan fırlayıp naber üfürükten prenses kandırdım seni demesi.. Alkolik bir tipi imana gelmiş hacca girmiş görmek.Kendini uçurumdan atlarken ama ölmüyorken görmek.Tuvalete giderken hırsızla karşılaştığını ve bıçaklandığını görmek.. Unuttuklarımda var tabii.Gecelerinizi böyle geçirseniz ne gündüzleri ne hissederdiniz ? Hamilelikle doğrudan alakalı mı bilmiyorum belki uykumun kalitesiz olmasından kaynaklanıyordur.
Omurilik ağrısı diye birşey varmış. Varmış yani hatta omurilik varmış ben yeni farkettim galiba ağrıyınca.. Bel ağrısı falan hikaye beşle çarpın çünkü ovulacak falan bir bölge değil.Bunu çocuk sahibi olan arkadaşlarıma söyleyince baya güldüler 8 aylık hamilesinde bebeği taşıyamıyorsun gibi omurilik ağrısı mı olurmuş diye ama .. Dr kabul etti oluyormuş ortalama 8grlık yavrum nasıl oluyorda bu değişiklikleri başarabiliyor hala anlamış değilim ama kendisiyle gurur duyuyorum :) Hep şikayet değil mi ya aslında öyle değil gıkım çıkmıyor.Şikayet yok serzeniş yok zat_ı muhtereme bile nazlanmıyorum Sanki şikayet edince dertlenince beni duyacak gibi geliyor üzülecek gibi bilemiyorum garip garip hesaplar işte ..
18.11.2013
Hamilelikte 9. Hafta
Hamileliğin can sıkıcı kısmı hastanelerle olan bağınız.Hayatımda ilk defa evde ve işte hastaneye yeterince yakın mıyım diye bir sorgulama yapma gereği duyduğumu farkettim. Hastaneye ne kadar yakınsam o kadar mutluyum. Gebelik takibini özel bir hastanede yapsam da doktorun tavsiyeleri üzerine rutin testleri ,devlet hastanesnde yapılabilecek değerlendirmeleri orada yaptrıyorum.
Önceki hafta test istemişti arkalı önlü iki sayfa bir test.İş yerine en yakın devlet hastanesini tercih ettim ama bismillah randevu sıram geldiğinde azarı işittim ''hamileleri buraya kim alıştırıyor yahu neden buraya geliyorlar ? '' ben sanki odada yokmuşcasına konuşuyordu arkadaş. Benim yaşlarımda kadın bir dr öyle sevgi dolu ki (!) hamilelere karşı sanırsın kadın doğumcu değil kasap !
Bunları buraya kim alıştırıyor deyince bir garip hissettim hani kedilere mama verirsiniz de kapınıza alışırlar falan.. Yahu randevuyu internetten almışım tek gözettiğim sey iş yerine yakınlık üstelik gebeler gelemez diye bi uyarı da yoktu randevu alırken.Neyse sesimi çıkartmadım yeter ki işim görülsün. Testler yapıldı sonuçlar ertesi gün alındı haftasonu da kendi doktorumla paylaştım fakat o da ne eksik yapılmış.Bu çenesi bol gün teyzesi kıvamında dr hanım eksik istemiş testlerimi ilk ve sanırım son devlet hastanesi tecrübem oldu.Devletin bir başka kurumunda çalışıyor olmama rağmen bu umursamazlık bu rahatlık beni çileden çıkarttı.Yapacağın kıytırık günde binlerce hamilenin yaptırdığı rutin bir test ve sen bunu dahi beceremiyorsun.
Bu arada evet ikinci randevumuza da gittik.Minnoşu ikinci kez gördük.Ama bende ne krampla ne kramplar nette ne kadar kirli bilgi varsa okumuş ,dolmuşum.Ya kalp atışı duyulmazsa ya gelişimi ilerlemediyse ya ya ya ya ??????
Pişmanım ,artık daha az yorum okuyacağım hatta ilerleyen haftalarda bir sıkıntı olmadıkça hiç internete başvurmayacağım.Her kadının yaşadığı bir deneyim olsada herkes farklı bakıyor farklı yorumluyor yaşananları.Hadi bebeğini görelim ! dedi doktorum. Yahu şimdi ne garip insansınız diyecesiniz ama haftalardır bir gebelik belirtisi olan duygusallığı hiç yaşamadım ama işte o saniye ağlayacaktım ben.Bebek benimdi.Onu görecektik,özlemiştik ve belki o da bizi özlemişti.İlk birkaç dakika ki elbette dakika değil saniyedir ama bana çoook uzun geldi.İlk saniyelerde görüntü var ama kalp atışı sesi yok! Soracağım sormaya korkuyorum alacağım cevaptan korkuyorum doktorun suratına bakıyorum salak salak.. Sonra gümlemeler başladı.. '' Çok heyecanlı bir tip '' dedi dr sadece yaklaşık 4gr olan evladıma. Sonra zat_ı muhteremle konuşuyoruz sana benzerse heyecanlıdır tabii dedi.. Şöyle bakıyordur gelişimine '' madem büyümem lazım o halde hemen büyüyeyim madem kalbimin atması lazım herkesten fazla atsın benim ki maden beni izlemeye gelmişler zıplayayım sağa sola '' herşeyi tam yapacaksın eksik kalmayacaksın kimseden sen minnoş da sana benzediyse böyle diyordur muhtemelen :)
Şimdi minnoş ne diyeceksiniz de.. Demeyin , kimseyi kınamayın aaa dostalar ! Bu ismi ben taktım ama daha o zaman hamile bile değildim.hatta hamile bile kalmak çabasında değildim.Minnoşumuzu şuraya götüreceğim şunu alacağız şunu yedireceğiz vs gibi muhabbetler ederdik zat_ı muhteremle.. Sonra bizzat kendisi teşrif edince başka bir isim bulma durumu olmadı.Öyle kaldı ama şöyle bir durum var ki ben bu ismi meşrulaştırdığım için her türlü sosyal ortamda dilimde.Bürokrat diye nitelendirebileceğimiz çok fazla kişinin aynı anda olduğu bir iş yerindeyim ve ben onlara anlatırken bile minnoş diyorum :) Yani diyormuşum ayarlarım üslubum falan filan gitti yok ..
Evde durumlar sakin. Zat_ı Muhtereme bugün şurası oluştu bugün şu kadar mm diye rapor veriyorum.Kafası karışıyor tam idrak edemesede ilgi duyuyor ama olaya benim kadar duygusal bakamıyor.Ruh halim pek değişmediği için ilişkimizde bir farklılık olmadı. Mutluyuz umutluyuz haftalar çabucak geçsin istiyoruz ...
11.11.2013
Hamilelikte 8. Hafta
Herneyse yazılar hep geriden gelecek ben haberi size geç vereceğim için ama bunu yayınladığımda kaçıncı haftadayım bilmiyorum ama ş anda yukarıda belirttiğim günlerdeyim.Bu hafta yenilikler haftası mide yanmalarım ilacı kullanmasam da geçti. Kendiliğinden geçti ve fakat korkunç bir gaz üretimi söz konusu.Kendimden nefret etmek üzereyim.Bulantı yok...Sabah bulantısı bir klasik ve fakat 2 aya yakın süredir hiç yediklerimi çıkartmadım.Çevremde aynı süreçleri yaşayanlar sürekli öğürgen bitkin bir haldeyken ben hala normal seyrediyorum.
Bulantı psikolojik demişti birisi biraz ukala bulmuştum ama haklı mı acaba ? Biraz işkolik bir tipim ve bulantım olsa çalışamam .Çalışamazsam işler aksar bu yüzden bulantılarımı kontrol ediyor olabilirim.Yani şunu gözlemledim ki yine çokbilmişlik olarak algılanmasını istemem totosu rahatta olanların daha çok midesi bulanıyor ? Tabii yanlış bir tahlil de olabilir.Ciddiye almayın!
Fakat aynı şeyi uyku için söyleyemeyeğim 2 ay olacak ve ben hala inat ve ısrar ile saat 21:00 sularında uyuyorum.Gece kavramı yok benim için gece kuşağı diziler talkshow film falan yok..Uyku var. Ve bu arkadaş çocukluğunu 4 saat uyku ile geçirmiş annesine kan kusturmuş eşiyle fazla uyuyor diye kavga eden bir arkadaş..Bir uyuyorum ki dünya yansa umrumda olmuyor.
Yemek işleri bir garip.Aslında canım hiçbirşey istemiyor.Hiçbirşey yemeden yaşansa dünya harika bir yer olurdu falan gibi düşünüyorum.Ama buna rağmen süte başladım ahaha sigaraya başladım gibi oldu ama tövbe bismillah süt hergün içilir mi Allah'ını seven söylesin.Sıcak sütü kessen içmem de pastorize soğuklarından aldım bir de sanki İstanbul'da süt mafyası oluşmuş gibi öyle bir stok yaptım ki baktıkça baygınlık geçiriyorum.
Sabah kahvaltım muz+süt+çubuk kraker ve iş yerinde iki canlısın geyiğinin getirdiği tüm güzellikler :P Öğlen yemekhanede yiyorum.Yemiyorum desek de olur galiba karbonhidrat düşmanlığımdan ve Karatay Diyeti aşkımdan bahsetmedim size ama o yüzden protein yiyorum.Yemekhaneleri bilirsiniz.. Köfte+pilav , tavuk +makarna ,türlü+börek gibi menüler oluyor genelde.Ve ben hep karbonhidratsızsa ana yemek +salata +çorba üçlemesiyle geçiriyorum.Doymuyorum belli ama zaten doymak gibi bir arzumda yok bu aralar.Akşam ise tam bir sürpiz ruh hali durumu.Geçen gün kafayı yemiş gibi semizotu istedi canım hemen gittim aldım.Ve sanırım yarım tencere yedim.Bir önceki gün patates istiyordu canım fırında soslu falan yaptım onu yedim.Ondan önceki gün ise sadece çubuk kraker yedim.İlk aylarda biraz şımarıklık olur gibime geliyor.Sonra sadece faydalı besinlere yükleneceğim.
Bu hafta ruh halim nasıl ? Ailem,arkadaşlarım beni ruhsuz buluyor.Ama söylemiştim ben agucuk gucucuk bir tip değildim.Sonradan da olamıyorsun demek ki.. Ruhsuz değilim ama makulum.Yani evet hergün ultrason fotoğrafına bakıyorum.Seviyorum onu benimle yaşıyor.İkimizin parçası Allah'ın mucizesi benim için dönüm noktalarından biri.Ama ayaklarım yere basıyor bu kötü birşey mi bilmiyorum.Zaman zaman hamile olduğumu unutuyorum ağrılarım oluyor sırt ve kasık o zaman hatırlıyorum aniden.Zaman zaman hep onu hayal ederken buluyorum kendimi..Herşey çok yeni tek emin olduğum iyi ki geldiği ..
04.11.2013
Gördüğüme Sevindim..
2013 benim yılım oldu. Büyüdüm ,sorumluluklarım arttı kalbimden geçen herşey kat ve kat fazlasıyla beni buldu.Şükür temelli yaşantımdan zaman zaman ''Acaba daha fazlasını istemediğim için mi daha fazlası beni bulmuyor '' mantığıyla şüphe duysamda doğru yolda olduğumu anladım.Şükür etmek ruhunuzu ferahlatıyordu.Elinizden gelen mücadeleyi verip geri kalanını akışına bırakmak hayattan daha çok zevk almanızı sağlıyordu.Doğru yoldaydım
Nereye gidiyor ki bu konuşma :) Bu arada 30 yaşıma girdim.Milat tabii rakam değişiyor.Hiçbir zaman gelmeyeceğiniz bir durak gibi dururken pat diye "inecek var mı" diye bağırıyor şöför..''Yok!''diyemiyorsun , iniyorsun.. Güzelliğinden şüphe duymayan bir tipsen ilk kez '' Aaa hiç 30 görünmüyorsun , ben seni evli bile sanmıyordum '' iltifatlarına mutlu oluyorsun.Sonra bu iltifata mutlu olduğuna mutsuz oluyorsun :P Yaşlanıyorsun.. İzlediğin filmler ,diziler ,okuduğun kitaplar ,güldüğün espriler, bildiğin şarkılar ,baktığın dünya geride kalıyor.Sen yenisini beğenmiyorsun eskisini anlatsan nostaljik oluyor. Yaşlısın işte , bildiğin yaşlısın :P
Bu yazı bir geri dönüş yazısı geri dönüş için sebepler var elbette..Yazmanın yalnızlıktan beslendiğini iddia etmiştim birkaç zaman önce.Öyle değilmiş yalnızlıktan değil birikmişliktenmiş.Birikmişlerimi harcamışım uzun süre şimdi yine biriktirdim.Yazacağım..
Şöyle bir baktım da bir derdim var gibi görünüyor sanki :) Halbuki hiç hissetmediğim duygular içindeyim. Tarifsiz kaygılara sahibim , tarifsiz bir aşka sürükleniyorum koşar adım.Aşk ve kaygı eş gidiyor zaten hayatta. Seviyorsan kaybetme korkusu artıyor sevdikçe daha da çok artıyor. Gözlerin doluyor bir aşkın peşinden gidiyorsun ama ne olacak benim sonum diyorsun bir taraftan da. Hepimiz aşık olduk da bu başka bir tomurcuk aşkın seni esir almasına bozuluyorsun,dize getirdin beni diyorsun.. Senden habersiz , varlığın yokken nasıl yaşıyormuşum ben diyorsun.. Seviyorum seni diyeceksin kendi sevginden korkuyorsun birşey olacak da artık sevemeyeceksin diye. Şimdi böyle aşıksam gözlerimiz ellerimiz buluştuğunda ,tanıştığımızda neler olacak diyorsun için kıpır kıpır..
İlhan Şeşen'in bir şarkısı var ;
"duygularima esir oluyorum seni gorunce
insan bin kere mi yaniyor bir kere sevince
ruh bedenden ayriliyor cekimine girdim
bin kere daha yanarim ama gordugume sevindim"
İşte ben böyle bir hal içindeyim..
Anne oluyorum...
30.10.2013
ikibinonüç

İyi ki yurtdışında(noel zihniyetinin hakim olduğu ülkelerde) yaşamıyorum adapte olamazdım, en acilinden şutlanırdım.Yarın birgün çocuğumun bana "anne noel baba ne getirecek bize bu yıl" diye soracağını düşünüyordum da " olmamış,yapamamışız biz bu çocuğu" diye kafamı duvarlara vururum herhalde.Oysa çok isterdim kafamda kukuleta,boynumda parlak alüminyum atkılar,böyle renkli maskeler falan coşuyorum bir yılbaşı gecesi partisinde,kendimden geçiyorum,çıldırıyorum eğlenmekten..Niye? Bir sonraki yıla dönüyor diye tarih,gayet mantıklı :)Uvvv bir titreme geldi valla hayal ederken bile..
Neyse dedim ki herkes liste yapıyor yeni yıl için,beklentiler,hayaller,kurallar,hedefler falan.
Bende yapayım belki utanırım da uyarım listeye diye yazayım dedim.
-İlk sıradaki özel bir istek
-bu madde gizli bir hedef..
-......... yazamıyorum çok özel çok çok özel !!!!!
Hahaha böyle gidermiş liste düşünsenize :) bir ergen kızın blogunda denk geldim de.Yavrucak içini dökmek için blog açmış ama gizemden ölecek.Annesi mi ne okuyormuş anlamasın diye kıvranıyor.Cadaloz anneler rahat bırakın çocukları içlerini döksünler özgürce :) En gıcık olduğum insan türü böyle herkes toplanır muhabbet gırla gider.Anlatır herkes belirli sınırlar içinde çözülür,sıradan günlerde konuşulmayanlar konuşulur.Sivrinin biri çıkar "amaaa bu benim özelimmmm" der.Donuna kadar herşeyini anlatmış olan kitle kalır böyle mal gibi.Aaa vallahi herşeyi anlattım,rezil oldum kıza baka özelim diyor ne hayvanım ne geniş insanım her moku anlattım diye içi içini kemirir.Neyse listeye dönelim gizem yapacak yaşı geçtik maalesef :/

- Ev değiştirmek istiyorum ilk taşındığımzda ev sahibi ile sorun olmadıkça yerimden kımıldamam diyordum.
Şimdi de taşınmak istiyorum ,daha büyük bir ev daha sakin ,daha merkezi olmayan bir yerde..Hatta ev almak istiyorum,Kısmet..
-İspanyolca öğrenmek istediğimi blogu okuyanlar biliyordur.Hala öğrenemedim :/ Öğrenmek için birşey yapmadım ki zaten netten bir iki siteyi kurcaladım.Sonra sıkıldım kaldı ki ingilizcem bile yeterince iyi değilken yeni bir şımarıklık gibi geliyor.Ayy ne bileyim..Öyle işte.
-Anne,anne adayı olabilirim mesela :) Olur ,olabilir neden olmasın Allah izin verirse..
-Gitmek istediğim uzaaaaak birkaç ülke var.Birkaç tanesine değil de bir tanesine bile gitsek yeter,olur bu da olur.
-İnternetten satış yapabileceğim bir site açmak istiyorum ama hala ne satacağımı bulamadım.Spesifik birşey olsun istiyorum.Gidip-geliyor kafamda bazı şeyler ama bulacağım inşallah.
-Kilo vermek istiyorum.Zaten bu sıralar buna benzer 629876 liste yapılacaktır hepsinin de içinde de mutlaka bu madde olacaktır.
-Daha iyi bir insan olmak istiyorum.Mesela daha az sinirlenmek,daha az kapris yapmak,daha az incitmek,daha az yargılamak.
-Saçlarımı kısacık kestirmek istiyorum ama sonra sinirden oturup ağlamamak istiyorum :)
-Şöyle hayatımın sonuna kadar sıkılmayacağım bir hobi edinmek istiyorum.Yetenekten ziyade emek gerektiren birşey ?
-Ruhumu doyuracak bir sosyal projede bulunmak istiyorum yine yönlendirilmeye ihtiyacım var galiba bu konuda da.
-İşler-güçler mevzularında biraz daha dirayetli olsam,şöyle hedeflerime ulaşmak için yaptığım performansı son noktaya kadar götürebilsem.
-Dinen yaşadığım bazı vicdan azaplarını yaşamamak istiyorum.Daha çok ibadet daha az günah daha çok iman.
Ortaya Karışık
Kpss
Bütün yılı bir sınav için heba etmek pek mantıklı görünmesede yapacak birşey yoktu.Sınav nasıl geçti? Nefret bir soru emin olun ve verilen cevap dünyanın neresine giderseniz gidin sonradaki i harfinin uzatılması suretiyle verilen "iyiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii" oluyor.Kimseye sınavın nasıl geçti diye sormuyorum kimse hakketiğini elde etmediğini düşünüyor çünkü bu hayatta .Daha iyi geçmesi gerekiyordu geçmedi,beni hayalkırıklığına uğrattı.Netice ne olur bilmiyorum ama beni yıprattı sınav ve karşığında hakketiğimi vermeyecek eminim.
Kopya hadisesi ise bir ritüel.. Şaşırmadım,garipsemedim olacak bundan önce de oldu sonra da olacak.Allah korkusunun olmadığı her toplumda böyle pislikler olacak.
Ramazan
Ay olarak yani ,Bende ay olmayan versiyonu da var çünkü :) Ne yalan söyleyeyim kendimi pek iyi hissetmiyorum.Zor geçiyor,sıkıcı geçiyor ancak çabuk geçiyor.Hani genelde her sene girdiğim o manevi havaya giremedim.Sahura kalkmak tam bir işkence ne yemek yapmak istiyorum ne de yemek yemek.Misafir olmak veya misafir ağırlamak ise kabus gibi.. Bu sene ramazan beni sarıp sarmalamadı elbette kabahat bendedir tartışılmaz.Kimse oruç tutmuyor yani böyle nefret oruçsayar insanlardan değilim yeminle ama tutmuyor arkadaş.Başkası için mi oruç tutuyorsun diyenler olabilir ama motivasyon bu paylaşım toplumsal olarak bir değeri paylaşmak.Milli maçı tek başına izlemiyorsun da niye kahveye gidip izliyorsun o zaman ? Aynı hesap bir duyguyu paylaşmak çevremde oruç tutan kimse yok sebepleri beni zerre kadar ilgilendirmiyor eleştirmek de değil amacım ama o ortak duyguyu yakalayamıyorum. Biraz da üzülüyorum galiba..
Çocuk
Hayatta en korktuğum şey birilerinin işine burnumu sokmak.Yani asabiyettenn sebep yanlış anlaşıldığıımda hiç önemsemem eninde sonunda gerçeği öğrenirler derim ama üstüme vazife olmayan mevzulara karışmaktan bir şekilde karıştırılmaktan nefret ederim.Biri karışınca ise düşman başına. X'in çocuğu olmuş hani arkadaşın Y var ya ikinciyi doğuruyor, Z senin için dedi ki geç kalmasın artık doğursun yaş olmuş 28,K'nın gelini çok cabbar evleneli 3 sene oluyor çocukları aradan çıkarttı! Midem bulanıyor inanın sohbeti bile geriyor beni.Yani en utanılmayacak mevzularda yobazlıkta zirve yaparken iki kişinin sevişmesi suretiyle dünyaya gelecek bir insan evladı için ipin ucu kaçıyor edep haya sınırları zorluyor.Sizin yapacağınız çocuk 50 küsur yaşında bir adamın ağzında "aaa çok tembel bunlar,vakti gelmiş geçiyor" vs gibi bir densizlikle can buluyor.Açıkcası ne zaman kafamda doğru vakit mi hazırım galiba desem karşıma bu şekle bürümüş bir edepsiz çıkıp mevzuya ilgimi dağıtıyor.2,5 yıl çok mu uzun bir süre yahu ?
Tatil
Bir mail geldi birkaç ay oluyor."Tatil yazısı yazma,yazı yaz !" yahu ilgiyi toplayan onlar üstelik yazmazsam unuturum.Unutursam üzülürüm,gitmek isteyene bir faydamız olsun. Tatili deliler gibi bekledim bu sene denizi bekledim aslında.Gezici tatilcilerden olduğumuzdan bizi bol yıldızlı otel odaları paklamıyor malumunuz işin kötü tarafı aynı parayı harcıyorsunuz her türlü ama o konfor olmuyor tabii.Bu sene "Ege Bölgesinin kıyıları girintili çıkıntılıdır" bilgisini es geçmemizden sebep yorucu bir tatil geçirdik.Yollarda geçti hayatımız yorulduk çok yer gördük ama beyin ve beden olarak bittik.Paylaşacağım ama eskisi gibi o kadar detaylı değil.Çok fotoğraf çekmedim çünkü niye bilmiyorum.Sınav sonrası pek umrumda değildi o tip işler.Üstelik çektiğim fotoğrafları bilgisayara atamıyorum çünkü program cdsi kayıp.Sadece not olarak kalsın gitmek isteyenlere fikir olsun istiyorum.Yakında başlayacağım yazmaya..
Telekom
Evde 4 adet bilgisayar var çalışan sadece bir tanesi.En son zat_ı muhterem'in şirketten getirdiği ve geçici olarak el koyduğum bilgisyarı da bozdum.Elektronik aletleri bozma yeteneğimin kozmik bir bağlantısı var bence.Yani tesadüf olamaz,evde bir bilgisayar mezarlığı var.Hepsini tamir ettirmeye kalksam kendime gidip güzel bir macbook alabilirim.İnternet manyağı şu insan evladı el kadar telefonla idare ediyor aylardır.İnsan kendini nasıl terbiye eder öğrendim.
Şimdi evde bilgisayar yokken akşamları zat_ı muhterem bilgisayarını getirirse onunla idare ederken özünde 35 lira olan internet faturası 55 lira gelince bende kayış koptu.Sanırım bir pms dönemiydi.İnterneti ve ev telefonunu kapattırdım.Gerekçe yerine "nefret ediyorum" tek gerekçem bu yazmasını ısrar etsemde görevliye yazdıramadım.Telekomdan kurtuldum, artık kimse benden habersiz paketimin türünü değiştiremeyecek 30 liralık faturaya 50 lira ödemeyeceğim hiç kabul etmediğim ama bir şekilde üye olmuş olduğum tivibu,virus prog gibi zorlama ücretleri ödemeyeceğim.Tavsiye ederim.
Ömürlük Bir Çılgınlık = Annelik
Anne olmadan önce tanıdığım herkes öyle büyük bir değişime girdi ki..Eski entellektüel havaları,eski komik halleri,eski dünyaya duyarlı halleri gitti yerine sadece bebeğe duyarlı onun dışında her sohbete her görüşe her konuya uzak insanlar haline geldi.Kötü mü tartışılır.. iyi mi o da tartışılır ama değişim büyük insan kendisi için korkuyor.Bütün bu değişimin farkında olan annelerin tek cevabı "evlat sevgisi onun bir gülüşü benim için herşeye değer" anlıyorum da ya sen ? Sen yok gibisin artık.. Ne yediğinden anlıyorsun ne içtiğinden ne gecen var ne gündüzün yüzünde bir solgunluk, daimi bir yorgunluk hayata dair beklentin kısıtlı tek tesellin bebeğin ve o ay aldığı 500 gr kilo..
Ben de mi öyle olacağım? Hayat bir süreliğine bitecek de sonra izin verirse yeniden mi başlayacak.Çok mu bencil bakıyorum,yoksa dünyaya gönderilme amacımız bu da ben mi anlayamıyorum. Çok tembelimde herkese kolay gelen o süreçler bir bende mi gerginliğe yol açıyor? Şimdi ben mutlu olayım diye mi doğuracağım yoksa üremek zorunda olduğumuz için mi görev mi yoksa bu? Çocuk düşmanı değilim ama böyle her gördüğü bebeği mıncıklayan biri de değilim.İnsan nasıl anlar bebek sahibi olmaya hazır olduğunu?

Geçen hafta " falcı söyledi hamile misin" sorusuna muhatap olmasaydım daha az gergin olurdum herhalde.Ve hayır değilim bakın bir daha inanmayın falcılara falan tutturamıyorlar cevabına rağmen,aslında bir baksan hamile misin acaba sorusuyla ikince kez sarsılınca anladım ki doğurmadan bu dünyada huzur yok hiçkimseye.. Ve sanki çocuk bir kadının kendi başına gerçekleştirebildiği bir hadise gibi hep kadına soruluyor hamile misin diye.. Evlilik an ve an ilerledikçe büyüyen bir kaygıyla ve baskıyla sorulur hep "neden yapmıyorsunuz? "Edep dediğimiz şey nerede kaldı ki biz anne kız arasında adet olma hadisesini konuşamayan bir toplumken birine çıkıp neden çocuk yapmyorsunuz diye sormak ne büyük cesaret?
27 yaşındayım çok mu geç kaldım sorusunu zihnime kazıyan sadece mahalle teyzeleri olsa sallamam da böyle eğitiminden gözkamaştıran ablalar da aynı yoldan gidince ee insan geriliyor.Tembelliğinden bencilliğinden cesaretsizliğinden kendini suçluyor insan.Şimdi sadece aile büyükleri sussun,birileri üreme organlarımızda sorun olmadığına inansın,üniversitedeki arkadaşlardan geri kalmayayım diye yapılır mı çocuk? Bu sebeplerden yapılmazsa illa yolda gördüğü bebeklerin ayacıklarına saldıran bir hale gelmeyi mi beklemeli..?
Bana safii kendi emeğiyle büyüttüğü biricik evladına yeterince annelik yapabilen ama kendini tüketmeyen,hayatındaki güzellikleri illa ki çocukla değiş-tokuş yapmamış olan,kendine ait zevkleri ama sağlıklı güzel çocukları olan bireyler lazım.. Anne olunca sadece daha da olgunlaşmış belki daha da duyarlılaşmış ama kendini yitirmemiş örnekler lazım..
Benim çevremde yok, dilerim vardır..
Amannn Abilerini Azdırma Evladım..!!!
Biz cinselliği severiz,öyle çok severiz ki..Erkeklerimiz bile birbirine ilk fırsatta"aha da tuttum pipini" şakası yapar.Kızlarımız kendilerini bildikleri ilk günden itibaren"ayy nasıl o ilk gece zarım yırtılacak" diye heyecanla dolar..
4-5 yaşındaki kız çocuğuna "eteğin altına paçalı donunu,taytını giymeyi unutma azdırma abilerini" diyen anne,2 yaşındaki oğluna da "mahalledeki kızlara nasıl koyacaksın büyüyünce oğlum" sorusunu sorar cevabını aldı mı kahkahaya boğulur.
Bana bu ülkede bir okul söyleyin ki.. O okulda hiçbir kız bebek düşürmemiş aldırmamış olsun,o okulda hiçbir erkek öğrenci hiçbir kız öğrenciyi çeşitli sebeplerle tehtid etmemiş olsun,hiçbir kız öğrenci öğretmeniyle yatmamış olsun... Böyle bir okul yok.Kendinizi kandırmayın,herkes bilir ama gizlenir bu pislikler.. OLmamış gibi davranır herkes..ne yiyorsak artık cinsel dürtülerimiz tavan yapmış durumda.Doğal viagra var bu ülkenin topraklarında en güzel bizim erkeklerimiz "koyar" veya "kayar" mıydı?

Yavaş yavaş mideniz bulanıyor haklısınız..
Abisinin,dayısının,amcasının,kuzeninin ergeliğinin oyuncağı olmuş bir sürü yaralı kadın.Ve yine sokak oyunlarında,sokak maçlarında başka bir erkeğin merdivenaltı ters ilişki tecavüzlerinin mağdurları yaralı erkekler..
Amann erkekleri azdırmayalım,aman kudurtmayalım yoksa hepimizi sıradan geçirirler mantığıyla büyütülen o canavarlar bir vakit alt geçitte bir vakit ormanlık bir yerde yada evinize girmeye çalışarak bedeninize sahip olmak istiyor.İpinden kopmaya hazır bir canavar yetiştiriyor anneler.Hayatın tek gerçeğini seks olarak veriyor medya ve doğru dini ve cinsel eğitimden yoksun bir millet olarak korkudan uzak yaşanıyor tüm hazlar.
Hani bizim anadolu erkeklerimiz mertti..? Hani dünyada üstlerine yoktu,haysiyetlilerdi kimsenin karısına kızına yan gözle bakmazlardı.Hani namusları için dil uzatları kahve köşelerinde bıçaklarlardı o derece kafayı yemişlerdi.Eee otobüste kadınların arkalarına yanaşlar kim..? Bebeklere tecavüz edenler kim,yetimleri numara sırasına göre yataklarına alanlar kim..?Kız kardeşinin odasına girip ilk cinsel deneyimlerini yaşanlar kim..? Dükkanları önünde sandalye atıp şu karıyı eviricen çeviricen diye bağıra bağıra konuşanlar kim..? Devlet üniformasıyla miletin ırzına geçenler kim..? Taciz,tecavüz bunlar bütün dünyada oluyor diyen namussuzlar kim..??
Şu dakikadan sonra kayıp bir nesil var,hatta nesiller.. Yakın zamanda artacak bütün cinsel suçlar hepimizi tehtid edecek..Çocuğunuzu iyi yetiştirin,yalvarıyorum erkek çocuğunuzun pipisine tapıp zaten öğreneceği mastürbasyonu bebekken öğretmeyin.. Kız çocuklarınızı çok çok çok sevin,sevilen hiçbir kadın vaktinden önce cinsellikte aramaz mutluluğu..İçim daraldı,bana "geç bile kaldın çocuk ne zaman" diye sırıtan salaklara bağıra bağıra söylemek isterdim.. Koruyabilir miyim ben o yavruyu yoksa o sağlıkla büyüyene kadar ruh hastası olur muyum? Bu ülkede ben,ancak koruyorum bedenimi,beynimi analarının pipisine taptığı bu şerefsizlerden..
Onu koruyabilir miyim...?
Onlarca erkeğin tecavüz ettiği 3 yaşındaki kıvırcık saçlı güzel gözlü çocuğu koruyamadık çünkü..
Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi-The Curious Case Of Benjamin Button

Konuyu defalarca duydunuz o yüzden özet geçiyorum..Hayatına tersten başlayan bir adamın hikayesi bu,yaşlı bir bedende doğan Sayın Düğme,zaman ilerledikçe bedensel olarak gençleşiyor fakat zihinsel olarak da küçülüyor.Ve en nihayetinde yine bir bebek olarak fakat yaşlanmış ruhu ile hayata sevdiği kadının kollarında onun bebeği olarak veda ediyor. Karmaşık gibi görünüyor ama filmde öyle detaylarla anlatılmış ki anlamamak mümkün değil,hatta zaman zaman daral gelebiliyor detaylar yüzünden..
Film yaklşaık 3 saat sürdü,aralıksız 13 saat film izleme rekoruna sahip biri olarak,daraldım bunaldım,kaçmak istedim.. Konu fantastikti fakat oldukça dağınık işlenmişti.Bu kadar ilginç bir konuyu böylesine kasvetli hale getirmeyi başarmak da bir başarı sayılabilir..Şunu söylemeliyim ki bu filmde brad pitt oynamasaydı bu kopardığı tantanayı asla koparamayacak,oscar için de insanların gözünde bu kadar büyük bir aday olmayacaktı.
Film sinema için çok uzun ve dikkat dağınıklığına neden olacaktır,evde izlemek isterseniz de amannn tv'de yaprak dökümü vardı,bunun sonu belli diyerek kapatacağınızı düşünüyorum.Belki bundan 40-45 yıl sonra tekrar izleyebilirim,o zaman şu yazdığım cümlelere acı acı gülebilirim hayatta olursam yani.. Ve belki "bu filmi anlamak hatta çoğu insan gibi gözyaşlarına boğulmak için ölümü beklemen gerekiyormuş üfürük" diyebilirim..
Kesinlikle İzlenmeli.. Ama doğru zamanlama yapılamalı,sanıyorum ben hakkımı yanlış bir zamanda kullandım.