yıldönümü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yıldönümü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

-13 Ocak-

13 Ocak 2009
"birlikteliğinizin burcu oğlak! oğlak burcu birliktelikler genel olarak ciddiyet ve istikrar barındırır..büyük sorunlar yaşanmaz,uzun ömürlü ve kontrollü olur.."

ciddi ve sıkıcı bir çift yani,peahhh! hani uzaktan bakıldığında aman ne güzel bir ilişki,ne ciciler denilen o sıkıcı çiftler.. onlardan mıyız yani ? niye biraz daha erken davranmadın ki sanki, ne bileyim niye beş ay bekledin,höh! beş ayda karar veremez mi insan,bu kızı seviyorum,hoşlanıyorum ne zıkkımsa artık.. ocak ayına denk gelince senin ilan_ı aşkın, ilişki burcumuzda oğlak oldu,görüyorsun halimizi..


yıldönümü yazısını oyun bitti(sertap erener) şarkısıyla yazıyor olmamda bir gariplik var mı acaba? sahi kaç kere "bitti "dedim ben sana..? ben kaç kez dedim de,sen kaç kez ciddiye aldın? ve niye bitmedi hiç?
şu koku hastalığımdan kurtulmam gerek benim,ilişkimizi bu mu devam ettiriyor çözemedim daha.. hani o tişörtünü (ç)almıştım ya senden habersiz,sırf koku manyaklığım yüzünden.. idare etti bir süre yokluğunda,kokuna mı aşığım sana mı tam değerlendiremiyorum vallahi..

yahu sevdiği kıza ilan_ı aşk edecek kaç tane adam buluşmaya geç kalır,soruyorum sana.. bu birlikteliğimizin kaderini değiştirdi,ben böyle bir adamla birlikte olmayı kabul ederek.. olası tüm gecikmelere boyun eğdim.. aman ne gergin gündü öyle,biliyor musun ben gelmekten vazgeçmiştim.. "bu adamdan bir cacık olmaz" demiştim zeynep ve ablasına.. eğer ablası: "istanbul trafiği olur böyle şeyler,bir şans ver,yoksa vurursun tekmeyi poposuna"demeseydi.. şu an nerede,kimlerle,nasıl hayatlar sürüyor olurduk bilmiyorum..

nasıl ocak ayıymış yahu,hatırlıyorum üstümde öylesine bir mont vardı,ılıktı hava.. ellerim üşümüştü bir tek,o gün ilk kez tutmuştun elimi.. hep romantik anlar hesaplarken.. el sıkıştıktan sonra bırakmadın hiç.. ne bileyim filmlerdeki gibi hayal ediyor insan,yemek yerken falan.. yok bizim herşeyimiz garip.. yemeği de hatılıyorum şimdi,yemiyordun çünkü sen.. dalmış gibi bakıyordun bana,ben götürüyordum üçer beşer.. iyi ki "kıza duygusal konuşma yapacağım,dana gibi yiyor bu " diyerek vazgeçmedin :)


öyle bir bakıyordun ki,dünyanın en güzel kızı olmalıydım o bakışlara göre.. o büyülenmiş bakışlarını aradan geçen zaman rağmen hala görmesem sende,belki çoktan bitmişti herşey bütün o krizlerde.. size gülerek bakan ve parlayan bir çift gözün dünyanın bütün nimetlerinden daha kıymetli olduğunu o gün anladım,o parlaklığı bir daha hiçkimsede aramadım.. gerçek aşkın neden ihanetini kaldıramayacağını da o an anladım..

bütün kartlar açık olmalıydı.. klasik kız arkadaş geyiklerindeki kız değildim.. sonradan şikayet edeceğin hiçbirşey olmamalıydı.. hala şikayet ettiğine göre tam anlatamamışım sana kendimi.. canım çok sıkkın,çok.. biliyorsun nedenlerini belki de bilmiyorsun,görmen için terketmem gerekiyor seni.. yıldönümü yazısında nasıl bahsediyorum bunlardan değil mi? hep uçlardaydım biliyorsun,çok da umrumda değil aslında yıldönümü.. sırf sen daha çok önemse diye büyütüyorum bu kadar,sırf canını yakmak,seni mahcup etmek için..

Aşka,çok fazla anlam yükledim ben sevgilim.. hiç barındırmadığı incelikler bekledim aşktan,hiçbir zaman anlamayacağın kadar saçma bir şekilde çok sevdim seni.. ve çok incindim..keşke rol yapsaydım dediğim gerçekliklerimi paylaştım.. korkmadım,kaçmadım,hiç sahtekarlık yapmadım,küfür edip kapıyı suratına çarptığım zamanda gerçektim,boynumu büküp köşede ağladığım zamanda..

kendimi otuzbeşinci evlilik yıldönümünü kutlayan bir kadın gibi hissetmemi sağlasanda,bütün boşluklarımı,açıklarımı bilip yine de beni sevgisizlikle vursan da,herkese kucak açan vicdanını benim için yok saysanda bugüne kadar bana yaşattığın tüm güzellikler için teşekkür ederim sevgilim..

Nice Yıllara..


Mim Manyağı Prenses / Bölüm-3

11 Ekim 2008
Allah'ım sana geliyorum.. Mim çukuruna düştüm,debelendikçe daha çok batıyorum.. Rama beni mimlemiş.. aslında konu çok güzel de,ben son dönemlerde o kadar romantik değilim.üstelik bana bu hissi verecek arkadaş da romantik değil.. biz atların son düzlükte koşması gibi önümüzdeki hedefe doğru koşuyor.. şu son bir ayının işkenceye dönüştüğü askerlik mevzusunun bitmesini bekliyoruz..


bu sebeple hayallerimdeki yıldönümünü değilde.. geçen seneki yıl dönümünü anlatayım.. bizim resmi kayıtlara göre yıldönümümüz ocak ayında.. o gün başladık yani,o gün hayatımda olur musun triplerine girildi.. o gün eller tutuldu neyse daha fazla ayrıntı vermeyeyim :P




tarihler ocak 2008'i gösterirken..ben oldukça sıkıntılı günler geçiriyordum.. hayatta dayandığım beni meşgul eden,zihnimi boşaltan,hayatımı renklendiren sevgilim aralık ayında askere gitmişti..henüz bir ay olmuş ve ben sürekli geriye kalan onbir ayı düşünüyordum.. yıldönümü tarihi gelip çattığında haftasonuydu.. hatta yıldönümü günü pazar gününe denk geliyordu,ama bizim aksiyonlarımız cumartesi günü başladı.. haftasonu çarşı izinlerini nette birbirimizi görerek geçiyorduk.. ama o cumartesi başkaydı.. nefesim kesilmiş mutluluktan..cumartesi günü gelmiş..sevgilimle özgür bir şekilde konuşacağım..adam beni bir aradı,saat 11'de..

z.m: prenses ben dolmabahçedeyim!!

ü.p: hıı,neee! ne dolmabahçesi ya,ne işin var orada?

lan beşiktaşa her gidişimiz de girelim derim sallarsın,kültürel turlara mı başladın tam da günü? ne halt karıştırıyorsun lan sen?


not: dolmabahçe,ilişkimiz de enteresan bir ayrıntıdır,oralarda gezinirken bir turist afete baktı diye ki ben bile bakmıştım,elimdeki pet şişe suyunu tepesinden aşağı boşaltmıştım bir yaz günü..ki hala bakmamıştım,madem ıslanacaktım keşke baksaydım falan der..neyse..devam..

z.m : ya elemanlar istanbul'u gezelim bize yardımcı ol dediler bende işte yardımcı oluyorum..ortaköy'e gideriz buradan bilmiyorum vakit kalırsa başka şeylerde yaparız.. prenses hepsi başka yerden geliyor,bana kaldı tanıtma muhabbeti ne yapayım ?

ü.p: biz ne zaman konuşacağız peki? bir haftadır bugünü beklemiyor muyuz,özlemedin mi sen beni,tamam ya,nereye gidersen git..çattttt!!!

telefon kapanır,hatta telefonlar kapatılır.. prenses kızmış aynı zamanda kırılmıştır kültürel turlara..saat 13:00 olur.. ev telefonu çalar,zat_ı muhterem arar,nete gel der.. ilk raund kazanılmıştır..


nette yarı içten yarı uyuz konuşulur.. ve zat_ı muhterem o korkunç hatayı yapar.. o talihsiz cümleyi kurar..


z.m : prenses,seni çok seviyorum biliyor değil mi? böyle onlarca yıl dönümümüz olur inşallah.. hep yanımda ol bıdı bıdı bıdı,aşk sözleri..

ü.p : geri,bugün ayın 12'si 13 'ü değil!

z.m : neeeeee,12'si mi?

ü:p : evet 12'si ama bizim yıldönümümüz 13'de.. ne kadar duyarlı,ilgili özlemli bir sevgilisin ya,kaybol gözümün önünden ya,senin kutlayacağın yıldönümüne de sana da.. ayy delirttin beni ya!

z.p: pc'nin takvimi ayın 13'ü gösteriyor ya! valla ya! hay ... internet cafenin pc'si bu .. tarihi yanlış demek ki,prenses kızma bana ya..


ü.p : ya manyak mısın sen nasıl kızmayayım.. bugün 13'ü olsa bile böyle mi kutlayacaktın.. öküz gibi trip yapmasam hala asker arkadaşlarına tur rehberliği yapıyordun,artık b.kunu çıkardın ya!

z.m :ne yapacaktım,helikopter tutup geleyim mi oraya(farklı şehirlerdeyiz),askerlik yapıyorum ben farkında mısın bilmiyorum ama,budur yani.. şu şartlarda yapacaklarım bu kadar..

ü.p: ben netten çıkıyorum zat_ı muhterem.. iyi gezmeler sana.. (gerçekten kırılmıştım..)


ertesi gün yani ayın 13'de gerçek yıl dönümüzde.. bana yazdığı ilk ve tek mektubu (muhteşemdir,her okuduğumda ağlarım) yolladı,çiçeklerle birlikte.. affettim çünkü evet askerlik yapıyordu.. bende azıcık kaprisli bir kızım belki bundan sebep uzatmadım..

bilmiyorum 2009'da neler olacak..?
Related Posts with Thumbnails