Gitme Vakti..

9 Kasım 2008
yolculukları severim,gitmeyi severim.. giden asil gelir bana hep niyeyse,gidebildiği için belki.. arkamdan el sallayanlar hüzün vermez bana sevgilim dışında.. belki aşırı bireysellikten belki duygusal yoğunluğumu sadece aşk ilişkime yoğunlaştırmamdan.. bu tip sahnelerde duygulanmam..

aklımda kalan son sahne.. terminalde bana el sallaması için zorladığım zat_ı muhterem.. o saniye daha telefomunu kapatmadığım için gelen mesajı ve yazanlar: "sen daha gitmeden,nasıl bu kadar yalnız hissediyorum kendimi?" mesajını okurken hareket eden araç ve görüntü açımdan çıkan zat_ı muhtereme son bakışım.. ardından koltuğa berbat bir sıkıntıyla gömülüşüm..

biletin fotoğrafını çekerken beni gören annem anlam veremedi yaptığıma :) zaman zaman anlamsız davranışlarım oluyor,sorgulamıyor ... garip şeyler hissediyorum..mutlu desem mutlu değilim,heyecanlı hiç değilim ama huzurluyum..
yazabilir miyim bilmiyorum.. aslında bir kaç fotoğrafta eklersem keyifli şeyler sunabilirim size.. dilerim hareketli bir hafta olur dilerim güzel şeyler paylaşırım sizlerle..
şimdi gitme vakti..
ruh halimle nasıl bir bağlantısı var ise bunu dinliyorum sürekli..




Piknik-Sonbahar

7 Kasım 2008










pikniğe gittik bugün.. havalar soğuyacak yakında.. son güneşin tadını çıkartalım dedik..
tam bir aydır yaptığım ve 3.5 kilo verdiğin diyeti.. lavaş ekmeklerinin arasına koyduğum etlerle bozdum,şimdi yazarken bile utanıyorum.. yedim,bir camış gibi yedim ..
hatta sonra türk kahvesi içtim ,yanında da çikolata hüplettim..


bugün kendime güzellikler yaptım.. çok sevdiğim,doğduğum mevsimin tadını çıkarttım.. sohbahar,sararan yapraklar,sakin,sessiz doğa.. sincaplar çok hızlı hareket ediyor onu öğredim,yakalamak için peşlerinden koştum ama takdir edersiniz ki ağaca tırmanamadım :P


kendinize bir iyilik yapın,hangi şehirde olursanız olun.. sohbaharın tadını çıkartın..

-üfürükten prenses-


Terhis Oldu(k)

5 aralık 2007: otobüs seni aldı,gitti.. arkandan süresini bilmediğim bir süre ağladım.. arabada ağladım,arkadaşa gittim orada ağladım,uyurken ağladım,uyandım ağladım.. sadece ağladım.. ellerimde kokun vardı ama sen belirsiz bir şekilde yok olmuştun..

10 aralık 2007: anasayfam genelkurmayın sitesi,sürekli sonuçlar açıklandı mı diye bakıyorum.. sonucu okuyunca donup kaldım.. sana söylüyorum "şakanın zamanı değil" dedin.. inanamıyoruz.. uzun dönem,komando olarak gidiyorsun,ben en korkunç senaryoları yazıyorum..

12 aralık 2007: "teslim oluyorum bitanem" dedin.. teslim olmak ne demek o zaman öğrendim.. hayalimde "arkadan kapanan bir kapı,kapının önünde ben" vardım..ısparta dağ komando okuluna teslim ettim seni.."telefonumu alacaklar" dedin,"tamam artık koptuk" dedim.. "seni seviyorum" dedim,"ilk fırsatta arayacağım" dedin..

13 aralık 2007: sakınan göze çöp batar ilk aramanı duymadım,kendime saatlerce küfür ettim..kendimi cimcikledim hatta! yine ağladım,ağladım,ağladım..sen ertesi gün tekrar arayana kadar kendimi tükettim..


17 aralık 2007: sabah 7'de aradın,ben istanbul'a refuze edildim dedin.. bende ohh dedim.. 10 yaşında kırılan koluna şükür ettim.. iyi ki kırılmış dedim :P


20 aralık 2007: bunalmaya başladın,bunaldıkça beni yıpratmaya başladın.. eğitimlerin ağır,sana yapılan muamele çirkin.. artık herşey zorlaşıyor.. tuvaletten konuşuyoruz,,, daha kötü ne olabilir ki? büyük bir kavga.. uzun süren sessizlik,,,

28 aralık 2007: yemin töreni.. yalnız ben varım yanında..seni gördüm,fotoğraflarını çektim,gurur duydum..sarıldım,"berbat kokuyorum değil mi" dedin :) hem güldüm hem üzüldüm..elimi tuttun,öyle sıktın ki elimi.. o acı özlemimi hissetirdi bana..yakını gelemeyenlere üzülüyorum,çok sarılamayalım olur mu bitanem dedin.. içim acıdı.. pek sempatik komutanına yalvardım seni çıkartabilmek için,ailen gelemediği için çıkamadın.. alyansını gösterdi bana komutanın seni anlıyorum dedi,bak alyansıma.. ama izin veremem ısrar etmeyin dedi.. yıkıldık.. bişeyler içmeye gittik,telefon geldi,komutan aradı.. hemde benim telefonumu aradı,benim numaramı vermişsin çünkü.."bu günden itibaren 5 gün izinli zat_ı muhterem" dedi,o alyansı neden gösterdiğini o anda anladım.. içimden ve dilimden binlerce kere tşk ettim.. yılbaşını birlikte geçirdik..


23 ocak 2008: korkumdan senden gizlediğim bir sürü kötü detaya rağmen geldim.. geldiğini haber vermediler hissettim geldim sanki dedin.. birden kapıda belirdin.. 20 dakika oturduk o bahçede.."gazinodaki erler sana gıcık olmuş,avrupa yakası izlemişsin,televizyonun kumandasına el koymuşsun "dedin.. "sevgilimin yeri değil mi kafama göre takılırım" dedim.. "ne güzel gülüyorsun "dedin. 20 dakika bitti..


26 şubat 2008: artık acemiliğin bitiyor..kura çektin.. o kadar doğu anadolu,güneydoğu anadolu illerinin içinde.. tek bir ili çektin,zaten askerlik yaptığın şehri.. evine 1 saat mesafedeki o birliği çektin.. o gün senin için kimler dua etti,belki sonsuza kadar tanımayacaksın o insanları .. ama bil ki onların duaları neden oldu bu seçimine..

3 mart 2008: asteğmen oldun.. artık haftasonları tatil,akşamları evine geliyorsun..

20 nisan 2008 : ilk tatilini yaptın.. sinirlerin bozulmaya başladı yine.. eskisinden daha mı sertsin artık? ve birazda tahammülsüz.. yine de güzel seninle geçen bu 5 gün..

08 mayıs 2008 : asteğmen arkadaşının ölümünden çok etkilendin.. kafan öyle karıştı ki beni de korkuttun.. gencecik,taptaze bir mühendis,ödüllü bir kariyer,derecelerle dolu bir eğitim.. böyle bir kurumda böyle bir ihmal.. inancını sarstı,neye hizmet ediyorum dedin.. bıktın..

17 mayıs 2008: seninle birlikte giden kısa dönemler döndü,buruksun.. onlara bakıp iç geçiriyorsun.. geçecek sabret diyorum,tatmin olmuyorsun..


haziran2008 :denetimler..sabahlamalar,bağırmalar,çağırmalar,kavgalar,isyanlar,uykusuzluklar..olup olabilecek bütün denetimlerin senin dönemine denk gelmesi.. ettiğin salakça laflar,yeni öğrendiğin küfürlerin ağzıdan istemsiz çıkması,sonra utanmaların.. erkeklerin içinde hayvanlaştım demelerin,uzaklaşmam.. hatta kaçmam,sonra tekrar sana koşmam.. askerliğin en uzun en ağır en sıkıcı dönemi..

07 temmuz 2008: çok istediğin,en büyük hayalin o uzun ve keyifli izni alamadın.. 3-4 askerle araçla takılıyorsun..kendine trafik polisi diyor.. hala şansına verip veriştiriyorsun.. sağlam bir kavga ettik yine.. az kaldı askerlik tüketecek bizi..

15 ağustos 2008: iyi geldi tatil bize değil mi bu kadarı bile yeter.. artık iyice askerlik modundan çıktın.. o saçlarla hergün tugay komutanın karşısına nasıl çıkıyorsun hayret.. sivilden daha uzun saçların.. gerçekten şanslı adamsın..

03 eylül 2008: bitti trafik polisliği.. herkes askerliğin bitti oğlum muhabbeti yapıyor..çok kızıyorsun.. bitti diyenlere ,vakit artık hiç geçmiyor..nasıl oruç tutacağım derken,nöbetlerinde sahur da yemek bile çıkıyor birlikte..hala şanslı olduğunu kabul etmiyorsun..

25 ekim 2008: teğmen oldun..umrunda değil.. şafak sıkıştırması diye birşey varmış,sıkıntıdan çatlamak üzereyim diyorsun..

07 kasım 2008: "zaman geçmeye mahkum" cümlesinin anlamını bugün anlıyorum.. terhis oluyorsun..

not: sevdiği askerde olanlara gereksiz bir duyarsızlıkla bakar amannn derdim.. asker muhabbetlerini arabesk bulur,itibar etmezdim.. askerlik hakkında tek kelime bilmezdim.. benim diyen askerliğini yapmış kimseden daha bilgiliyim.. "gel tezkere" diye bir siteye bile üye oldum :P bu süreçte yanımda olup bir şekilde destek olan herkese çok tşk ederim.. çok kıymetli dostlar edindim..dilerim herkes böyle atlatır bu günleri.. arkadaşlar sizler olmasaydınız bilmiyorum nasıl geçerdi o günler.. bir an yalnız bırakmadılar beni.. hepinizi çok seviyorum..


-üfürükten prenses-

Diyalog / Bölüm -4

6 Kasım 2008


film repliği tadında diyaloglar/4


Üfürükten Prenses : Bitti mi görüşme(iş),nasıl geçti?


Zat_ı Muhterem : Gitmedim ki..


Üfürükten Prenses : Eee izin aldın,görüşmeye gitmek için,alışverişler yaptın?


Zat_ı Muhterem : Hiç gitmediğim biraz da gelişmemiş bir semt,takım elbiseyle gezinemem oralarda..


Üfürükten Prenses : Bu yüzden mi gitmedin? Nerelerde gezinebilirsin takım elbiseyle,özgeçmişine ekle de bilsin adamlar.. ona göre çağırsınlar..


Zat_ı Muhterem : Beşiktaş'a gideceğim mesela haftaya.. Oraya gidebilirim takım elbiseyle..


Üfürükten Prenses : ---höh!!!! manyak mısın sen ,dalga geçiyorum yaa!!!! cevap veriyor bir de..!

Kaniler Buluşuyor !!

5 Kasım 2008






kanim geliyor.. üfürüğüm benim şehrime gelecekmiş bu haftasonu ,sefa gelecekmiş hoş gelecekmiş.. her ne kadar benim için değil pek değerli zat_ı muhterem biraderim için gelmiş olsada ve ben çalıştığım zat_ı muhterem biraderim üstündeki sorumluluklardan kurtulduğu için çok fazla görüşemeyecek olsak da.. moralim bozuk oluduğunda "üfürük çok canım sıkkın gel bir kahve içelim" diyebilme lüksüne sahip olacağımı bilmek bile bana yetecektir.



bizim üfürükle tanışma hikayemiz komiktir. aslında bunu başka bir postta uzun uzun anlatmak isterim çünkü ikimizde gündelik hayatlarımızda belkide hiç karşılaşamayacağımız durumlarda tanıştık.. onu tanımaya ilk başladığım günlerde annemden babamdan şüphe ettim diyebilirim :P



şöyle ki; aynı anda olaylara aynı tepkileri veriyor aynı sorulara aynı cevapları yapıştırıyorduk .. aynı düşünceler beynimizde dolanıyor aynı uyuzlukları hayatmızda ki insanlara çektiriyorduk birebir kopyalarını.. hemde karakter olarak inanılmaz benzerlikler vardı aramızda fiziksel olarak olmasada ..bu sayede çok kısa bir süre içinde kanim oldu zaten çok zor zamanları birbirimizin desteği ile aştık ki bu zor günlerin anısına bile bir ömür boyu dostluğunun vefasını sürdürebilirim.



sonrasında ise suratıma tükürse yarabbi şükür diycek kıvama geldik:) zaten çok kırılgan bir yapım yoktur ama üfürük anama sövse alınmıycam yani o derece(bu iyi mi kötü mü bilemedim lan şimdi sen yinede deneme) :)



üfürük,hepiniz farkında olduğu gibi bir insan yani siz burda nasıl tanıyorsanız gündelik hayatında da öyle yalansız dolansız samimi sıcak.. ki bizim burçlar pek bu karakter özellikleri ile eşleşmez onu anlatmak burdan yalakalık gibi duracak diye kasıyorum kendimi yoksa onunla ilgili söyleycek milyon tane kelimeye sahibim.. sadece kanim desem sanırım o milyon tane kelimeyi karşılar.



velhasıl kelam;kanim geliyor çok mutluyum:)





ps;fotoğraftaki karakterler ben ve kanim hangimiz hangimiz acebaaa? (kaldırıldı :) )


-kani-

Turkısh Desperate Housewife

3 Kasım 2008
Haftasonu magazin programlarına göz gezdirdiniz mi?Her tarafı evlenip evinin kadını olmuş kutsal bakire meryemden daha kutsal eski manken, şarkıcı, sunucu, oyuncu vs.ler sarmış.Geçen aylar onlar için bereketli geçmiş olmalı ki hepsinin birden hamile kalacakları tutmuş sanki.



Bilmiyorum siz ne düşünürsünüz ama evlenmeden once ekran önünde birbirlerinin sevgililerini kendilerine transfer edip, evli erkeklerle ilişki kurup ondan sonrada kendilerine cemiyet hayatının zengin ve karizmatik! erkeklerine kapağı atan bu hatun kişiler bir sure sonra eşlerinden gelen yüksek torpili kullanaraktan televizyonlarda yemek programı, kadın programı gibi işlere el atıyorlar ve bu benim sinirimi inanılmaz bozuyor



Yahu sen daha bir kaç yıl once skandallar kraliçesi değil miydin be ablacım! Ne çabuk evinin kadını çocuklarının anası pozlarına girdin.Ama bizim halkımız herşeyi olağanca ışık hızıyla unuttuğu için ellerinde el işleri ile televizyonun karşısına geçip "ayy hamilelik çok yakışmış bak helal olsun ikinci çocuğu yapıyor herkes korkar vucüdum bozulmasın diye yapmaz… bla bla…"

Be teyzecim ablada para gani estetik, botoks, karın gerdirme, pilates Allah ne verdiyse yapar yaptırır çocuklara desen kimbilir kaç bakıcıyla bakıyor o yapmayacakta ben mi yapıcam hem muhterem başbakanımız ne demiş en az 3 çocuk!



Desperate housewife dizisini izlememiş olsanız bile konusu hakkında fikriniz vardır bu hatun kişilerde entrikaları ile onları aratmıyor bence ama o diziden bile yapmacık durumdalar farkında değiller.ekranda verdikleri pozun hiçbiri ileri zeka seviyesi gerektirmeyen anlayışlı insanları kandıramaz!


-kani-

Hey Sexy Lady !!

1 Kasım 2008
Oldum olası orta yaşlı,çok konuşan,sürekli gülen,terden yüzü sürekli ıslak olan,elini öptürmek için sizinle savaşan "bilmem ne teyze" isminde olan kadınlardan hoşlanmamışımdır..bugün bir şekilde bahsi geçen türde bir insanla iletişim kurmak durumunda kaldım..


Bilindiği üzere saçlarımı kestirdim,soranlara yani beni bir şekilde görme şansı olmayanlara,yaşımın küçüldüğünü biraz şirin bir kesim olduğunu söylüyorum.. ama bu teyze öyle bir yorum yaptı ki,hepimizi şaşırttı..!


"Aaaa gitmiş saçlar,ayy kızımmmm çok seksiiii olmuşsun " dedi.. yani bunu herhangi bir arkadaşım söylesene "eyvallah yavrum" diye karşılarım..ortam birinin diğerine "seksi" olarak değerlendirebileceği bir ortam değil ben orada mecburiyetten duruyorum..annem beni kurban seçmiş ortaya atmış terli teyzeyi öpme işkencesini bana uygun görmüş..kendi arazi olmuş.. berbat yani herşey,nefret ettiğim bir ortamdayım.. üstüne üstlük "seksiyim.."


yazılı ve görsel medyada öyle çok vurgulanıyor ki bazı şeyler.. artık halk arasında da normal karşılanır oldu.. seksi manken,seksi sunucu,seksi şarkıcı,seksi seksi seksi.. deprem profesörünü yani Allah günah yazmasın ama hani seksi olabilecek son adamı bile seksi diye lanse etmişlikleri var ,amca o işlerden kesileli belli ki çeyrek asır olmuş.. bizim "seks" demekten bile korkan halkımızda artık birbirine seksi olmuşsun diye iltifat ediyor.. bir de birini seksi bulmak,seksi olduğu söylemek benim için o kişiyi arzulamakla eş değer bir şey.. ona cinsel açıdan bakıp değerlendirdikten sonra zihinde arta kalan yani..hem cinsini değerlendiyorsan da yine bir şekilde başka bir açıdan bakmak gerekiyor.. uluorta söylenecek kadar normal mi yoksa ben mi çok hassas davranıyorum anlayamadım..






eva mendes.. zihnimdeki "seksi" böyle bişey!


bu birine "ya eteğin çok yakışmış veya işte gözlerin çok güzel " demekle aynı şey değil ki? marketteki kasiyere gidip "ya kaçtır söyleyeceğim hep unutuyorum ; bu turuncu migros gömleği sizi çok açıyor hele bi de düğmeleri açınca,nasıl seksi görünüyorsunuz anlatamam" diyor musunuz?" ya da iş yerindeki iş arkadaşınız x beye "off o nasıl parfüm valla ürperdim x bey çok seksisiniz "diyebiliyor musunuz?

bir de seksi ifadesi niyeyse benim için güzel olmayan kadınlara söylenecek birşeymiş gibi geliyor.
zaten güzel bir kadının seksi olması mümkün değil.. seksi hissettiren herneyse güzelliği aşıyor demektir.. seksi kadın güzel olmamalıdır,sadece seksi olmalıdır bence.. şimdi dudaklarımı uzatıp pozlar veriyorum aynaya ama.. cık! olmuyor.. benden seksi falan olmaz.. zaten hakaret gibi algıladım..

televizyonda "sizi yılın en seksi kadını seçmişler" diye haber veren muhabire " ayy,evet çok gururluyum,yaklaşık 5 milyon erkek beni seksi buluyor,bana bakıp bakıp.....????!!!!" diyerek gurur duyan kadınlara da hayret etmişimdir hep.. arzu nesnesi olmak bu kadar gurur duyulacak birşey mi diye? erkekler bize hep başka gözle bakıyor, "insan" olarak göremiyor diye hayıflanırken bu durum ikiyüzlülük değil mi?

-üfürükten prenses-

Related Posts with Thumbnails