
2 Milyon Dolarcık Dayak..

İyi Ki Varsın Futbol !!

her dönem futbol muhabbeti yapacak bilgim olmuştur,seviyorum çünkü istem dışı takip ediyor insan.. futbolculara hasta olup da maç izleyen gruptan değilim yani.. zaten her gruplaşmış erkek kümesine hayran olmaya müsait bir grup da kız olur.. heryerde de belli ederler kendilerini..
üniversitede söyleşi için Aziz Başkan ve işte bir kaç yönetici,futbolcu gelmişti.. bende ünifeb'deydim ve elbette gitmiştim..o dönem fenerbahçe'de oynayan Tuncay'a aşık bir grup kız vardı,göz var nizam var.. tamam adam güzel oynuyor,o dönem en popüler günleri ama o salkım saçak saçlara mı aşık oldun evladım diyip yolasım geliyordu kızları.. futbolun f'sinden anlamayıp hatta işi abartıp bir tek david beckham'ı tanıyan o uyuz kitle söyleşiyi ismail yk konserine çevirmişti...
futbol bi de azıcık laf sokma yeteneği gerektirir.. atik olacaksın,ben x takımı tutuyorum demekle olmaz,takımın yenildiğinde sessizce sıvışmayı bileceksin ya da en büyük rakibini yendiğinde o takımı tutan tüm eşrafın burnundan fitil fitil getirmeyi bileceksin.. bizim evde kaçak yok,herkes aynı takımı tutuyor.. ama zat_ı muhterem cinconlu ayy pardon cimbomlu.. biz zaten her maçta bir aktivite yaşıyoruz,ben kafi gelmiyorum,babama kadar uzanıyor mevzu.. ona bile sataşıyo telefondan,söyle ona şöyle şöyle.. fanatikler arasında kaldım.. öyle ki tehtid bile edildim.. zat_ı muhterem,imzalar atılırken ben cinconlu oluyorum diye de bir kağıda imza atacakmışım öyle dedi :P höh dedim..
hayatımızın içine girmiş,bizim gibi üçüncü dünya ülkelerinin en büyük eğlecesi de bu işte.. ne yapalım hepimizin yapabildiği,anlayabildiği,yorumlayabildiği,takip edebildiği tek spor.. bizi birleştiren,sıkıntılarımızı unutturan,küfür edip rahatlatan bişey futbol bizim için..
ve herkesin bildiği gerçek,güzel bir kitap ismi
"futbol asla sadece futbol değildir"
Merak Yaygarası
Totomun Perisi...!

Ben Yaptım,Oldu :D


255 Ytl'lik Açlık..

bu rakam açlık sınırı için TUİK'in(Türkiye İstatistik Kurumu) açıkladığı rakam..
4 kişilik bir ailenin aç uyumaması için 255ytl'sinin olması gerekiyor..
rakamı ilk duyduğumda yanlış duyduğumu düşündüm,çünkü sadece duymuştum,televizyondan bir vızırtı halinde geliyordu..
755 sandım..
255-755 benzer gibi değil mi?
istanbul'da 300 gr ekmek 850 kuruş..
bu aile 4 kişilik bir aile ve diyelim ki sadece ekmek yiyorlar..
sadece ekmek yedikleri için sabah,öğle,akşam her birey 1.5 ekmek yese..
her öğün yarım ekmek yiyecekler..
günde 6 ekmek eder..
850*6: 5.1 ytl
ayda 30*5.1: 153ytl
255-153:102 ytl..
bu 102 ytl ile ailemiz toz şeker alıp ekmeğin üstüne serpebilir veya yağ alıp ekmeği yağa banabilir veya makarna alıp ekmeğin arasına koyup yiyebilir..
muhtemelen 1 yıla kalmadan da ölebilir..
Türkiye'de 1 milyon kişi açlık sınırının altında yaşıyor,15 milyon kişi de yoksulluk sınırının altında yaşıyor.. sınırında değil dikkatinizi çekerim altında..
bizim çoook uzaklarda gördüğümüz açlıktan ölen ülke çocuklarına vah vah diye baktığımız ülkelerden de pek farkımız yok aslında.. ama bizi farklı kılan şey sabrımız.. azla yetinip gerekirse ölme saflığımız.. yokluğu,yoksulluğu kanıksamış olmamız,bununla başetmeye alışıp, bununla yaşamayı kader görüşümüz ..yoklukla büyümeyi övünerek anlatışımız,aç yatmazsak şükür edişimiz,tok yatmazsak yine bu sefer sırf yaşadığımız için şükür edişimiz..
bizi farklı kılan bu..
fakirlik bizim onurumuz...
bizi buna layık görenlerde en onurlu sıfatlara,koltuklara sığınmış onursuzlarımız..
Ben Seni Arayamam..

herşey aramak üzerinden.. ilişkiniz nasıl gidiyor diye sorduğunuzda bir kıza" sorma ya hergün işte maaş bağlamışım gibi arayıp 2 dk konuşup kapatıyor,bilmiyorum sona yaklaşıyoruz galiba,geçen de sadece msj atmış,iyi geceler demiş,artık sevmiyor beni gibi cümlelerle cevap verebilir size..
peki önceleri insanlar birbirlerini nasıl sınıyorlarmış ,bunu merak ediyorum..cep telefonundan önce ya da ne bileyim iletişim sektörü böyle teknolojinin gözüne vurmamışken.. neye göre kapris yapıyorlardı insanlar?
bu kızlara has bişey zaten,erkekler bu konunun farkında dahi değiller,zira farkında olsalar ,ilişkilerin can damarı olduğunu bilseler,aramama inadında olmazlar.. bende potansiyel santral olma heveslisiyim,susmasın telefonum arasın,mesaj gelsin,bişey olsun içinden ufo çıksın sürekli bir aktivite olsun..hissedeyim ki bak şekerim bütün gün aklım sendeydi,senden bin kıymetsiz onca saçmasapan şeyi kafama takıp seni unutmadım..elbette ilişkiler fedakarlıkla yürüyor,böylesi isteklere karşılık geliyor ve ya bazen gelmiyor.. bazen konuşmamak en iyisi oluyor,olsun ben kavga etmeyi de iletişim yolu görenlerden olduğum için..bugün de kavga ettik ama görüştük mantığındayım..
ama artık duruldum,bu kadar mesele yapmıyorum bu mevzuyu ya da ben durulmadım da işler benim istediğim kıvama geldi bilemiyorum.. aştım,aştık belki de.. bişeyleri dışardan görebilmek için,dairenin dışına çıkmak gerekiyor.sevgiyi bir sürü böyle saçma sınavdan geçirmektense daha büyük sağlam sınavlardan geçirmek gerekiyor(muş) sizi,sırf siz mutlu olun diye arayan birinden çok içten arayan bir sevgili çok daha makbulmüş,ve kızların hepsi mevzu arama-aramama olunca psikopatmış :P
bi de şöyle kızlar vardır.. aranılmakla hava atan cinsler..yani aranılmanın ama karşılığında aramamanın verdiği hazzı yaşayanlar.. "ben hiç aramam,hep o arar,nesini arayım,merak etsin dursun" mantığındakiler bunlarında tam bir ilişki yaşadığını hiç sanmıyorum..yani bu taktiksel bir savaş aramak madem mühim bişey ,bu aşşalık şeyi ben yapmayacağım savaşı galiba..
düz bir mantıkla,insan birini neden arar?
merak ettiği için,neden merak eder değer verdiği için,neden değer verir sevdiği için?
bu saadet halkasını çözmek çok mu güç acaba erkekler için..?
bir erkek evde,ilişkide tam bir huzur istiyorsa,o telefon denen aleti kullanmayı öğrenecek,üşenmeyecek,gurur yapmayacak,azıcık dolma parmaklarını ve çenesini yoracak..
Renksiz Olmak..

biri küçükken michael jackson dediğinde hemen aynı hareketleri yapan garip bir kitleydik..ağzımızda anlayamadığımız o meşhur melodi..ayak parmakları ucunda bir ileri bir geri..meşhur ay yürüyüşü..bir dönem herkes kendini m. jackson sandı.. ben dahil :P dünyada 100 milyon satan başka bir adam var mı bilmiyorum ama olsa bile bu kadar popüler olacağını sanmıyorum..
Alman Bild gazetesi M.jackson'ın doğumgünü şerefine yukardaki fotoğrafı uyarlamış..Eğer jackson tenini beyazlatmak adına girdiğin operasyonları olmasaymış böyle bir adam olacakmış..ne fark ederdi acaba diye düşünmeden edemiyor insan,hiçkimse değiştirdiği teni yüzünden 100 milyon satamaz..müzikal bir deha,hatta gelmiş geçmiş en büyük pop starı olduğu inkar edilmesede herkesin derdi bunlardan çok değiştirmeye çalıştığı bedeni oldu..
bir insan neden yüzünün rengini değiştirmek ister? bunu kişisel komplekslerden çok sosyal bir yara olarak ele almak gerek.. Abd'nin siyahlara yaptığı zulüme bu denli tanık olmuş bir adam muhtemelen parayı vurunca ilk ve en büyük ezikliğinden kurtulmak istedi.. ve rengini değiştirdi.. siyahilerin o kocaman burunlarına sahip olmakta abes olacaktı onu da imha etti..öyle ki düştü düşecek izlenimiyle her gördüğümüzde kaygı veriyor insana..hantal,iri duruşundan ,bonus saçlarından kurtulmak istedi..belki de onu o yapan tüm değerlerini sıfırlamasına rağmen halen ayakta durmayı başardı..
utanmak,bedeninden,geçmişinden utanmak acınası bir durum..öyle ki milyonlarca hayranla amerika önüne diz çökmüşken böylesi detaylara girmek çok daha ilginç.. ırkçılığın beyinlere nasıl kazındığını beyaz adamın,siyah adamdan çok daha kaliteli olduğu amerika gerçeği..şimdilerde ona buna eşitlik kavramı üzerinden medeniyet satan bir milletin tarihe kazıdığı karalekeyle yüzleşmesi m.jackson..
bir simge,bir duruş ve maalesef kaybedilmiş bir ada..
Yemek Ya Da Yememek,İşte Bütün Mesele Bu!

Serdar, Allah Seni Tek Kaş Etsin!

Telekom Yordun Beni..!

Her şey zat_ı muhteremin beni internete davet etmesiyle başladı..davet usulü gelirim hep öyle :D halletmem gereken birkaç iş ardından geleceğimi söyledim o da beynini yediği o futbol oyununa adadı kendisini..bilgisayarı açtım,internete bağlanmaya çalıştım..olmadı.. tekrar denedim.modemin giriş yerlerini değiştirdim,kapatıp tekrar açtım,internet ve telefon bağlantılarının olduğu aparatla oynadım..elimden gelip gelebilecek bütün teknik desteği karşıladım ama ne? Uzaktaki bilgisayara erişilemiyor, kendimi en aciz hissettiğim anlar böyle çaresiz kaldığım anlar.
Bu yazıyı da Word’de yazıyorum ilk kez Word’de yazıyorum blog yazısını yukarda “lan” yazdım ya uyarı aldım argo ve kaba sözcük diye,Allah’ım sana geliyorum,bugün kıçıkırık bilgisayar bile adamlık taslıyor bana!!!
Bu yazıyı önce yazayım dedim ki Telekom’a ve bilumum şikayet sitelerine yazacağım metini daha edepli yazabileyim.. şikayet sitesine son şikayetim yine iletişim alanında bir problemdi..gsm operatörünü şikayet etmiştim,beni sallamamışlar bende uluslararası siteye tüm İngilizce mi kasarak mail atmıştım.. oradan cevap gelmiş buradaki uyuşuklardan hala ses çıkmamıştı,sonra tırım tırım bir ay boyunca 2 günde bir aradılar,bir sorun var mı hala diye aradılar,sorunu çözdüler,kontörcüklerimi iade ettiler..benim yıldızım barışmıyor yani bu internet,gsm vs tüm iletişim firmalarıyla..
Şimdi mektubumu döşeyeceğim, sallarlar mı sallamazlar mı bilemeyeceğim ama zaten kaç zamandır 30 ytl ye kullandığım internete zaten feci halde geriliyordum.. içimdekileri adeta kusmak istiyorum ..bir kere kotayı aşınca aman olur arada böyle şeyler bu sefercik kota aşma ücreti almayalım dediklerini hatırlamıyorum,kafalarına göre interneti kesmek de ne oluyor anlamış değilim..
Siz bunları okuyabildiğinize göre internet gelmiş,saat kaç ki acaba?????
Yüzkitabı Da Ne Yahu?

facebooookk olayının modası çok geçti güzelim diyenlere inat yazacağım..çünkü bu güne kadar gösterdiğim özveri bu yazıyı yazmaya hak kazanmamı sağladı.. facebook denen enteresan hadise ile tanışma sürecim mezuniyetin ardından üniversite arkadaşlarımın orada kurduğu grupla başladı...sonra bir patla bir patlamaaa. Allah'ım herkes facebooktan bahsediyor,gel,katıl,ortam süper.. herkes burda kızım,çok pis muhabbet dönüyor,falan filan..bunlar tabii ilk zamanları.. inat ettim üye olmadım..
beni ingilizcemin yetersizliğiyle suçlayanlara mı rastlarsınız?
korkak olduğumu düşünenleri mi?
yabani olduğumu düşünenleri mi?
okul bitti muhabbet bitti,anladık seni kızım triplerine mi?
bi ara zat_ı muhterem de ben facebook yapıcam,asker arkadaşlarım orada grup kurmuş ,bende giricem bıdı bıdısı yaptıysada,engin çirkef tavrıma dayanamayıp geri vites yapmıştır..benim girmediğim yerde sevgilimin ne işi var uleynnn!
akıllı geçinen o kadar insan neden donuna kadar herşeyini yazdığın bir siteye güvenir buna da hayretler içinde kalıyorum,mail adresini bile ona buna vermekten çekinenler facebook da çarşaf çarşaf ifşa etmiş kendini.. nerede güvenlik,nerede özel hayat.. ayy ne rahat millet,herşeyimizi sunasımız varmış da site yokmuş!
herkese aynı mantıklı açıklamayı yapma durumum olmadığından haliyle benim bu facebook yabaniliğim yadırgandı..herşeyimi oraya yazacağım ,zaten görüştüğüm arkadaşlarımla tekrar görüşeceğim,bağlantımın koptuğu görüşmek istemediklerimle de yine görüşeceğim.. ona buna fotoğraflarımı göstereceğim,millete yorum yapacağım.."ay çok değişmişsin ipek dana gibi bişey olmuşsun diyeceğim,bu çirkin ötesi kadınla nasıl evlendin murat vallahi tebrik ederim" diye ilkokul arkadaşıma laf sokacağım,onların bana söyleyeceklerini yazmaya gerek dahi duymuyorum..hadi diyelim ilkokulda kanka olduğum minnacık kızı buldum..buldum.. ee iş güç bıdı bıdı,sen de iş güç bıdı..sonra,sonra ilişkiyi sürdürmeyi zorlayan garip bir gerginlik.. teyzesini,kuzenini falan ekliyor insanlar? eee hani eski arkadaşları buluyorduk? yetmiyor mu msn,space,pat,zat,facebook da olacak illa..
iki arkadaşım sohbet ediyor geçende facebook'a profilime "ilişkide" yazdım diyor ,o da şaşırdı kızım ayrılmadınız mı siz işte ayrıldıkta başkasını buldum sansın istiyorum,hala silmedi mi seni listesinden yok silmedi,arada pokluyor falan,bööğğğ,içine kusacağım bir muhabbet..
hani zararlı bir ürün piyasaya çıkarda,yıllar sonra onun zararlı olduğu anlaşılır..hastalıklar ortaya çıkar falan,facebookun böyle bir yamuk yapacağını biliyordum..herşeyin b.kunu çıkartmaya meyilli bir millet olduğumuz için bu meretide partner bulma araşında kullanmak gayet normal gelecekti..biri hüngür hüngür anlatıyor,şükür ki benim arkadaşım değil,zira bu kadar saftirik arkadaşım olmadı hiç..sevgilisi facebookda çocukluk aşkını bulmuş,onun yaşadığı şehre gitmiş,kız evliymiş,ona rağmen bunun sevgilisini ayartmış falan bu arada kalmış,aman aman yazsan film olur..
ben eşşeğimi sağlam kazığa bağlarım,kazığı koparıp giderse eşşek artık o eşşeğin gidesi varmış derim ... ne diyeyim facebook olayı benim kişisel alanıma ters,soğuk ve yapay geliyor.. kullanmayalım,kullananları uyaralım..
donumuza kadar herşeyi oraya yazıp da sonra da vayyyy bee amerika herşeyi biliyor ya,adamlar manyak,muhabbetlerine girmeye gerek yok..
Kani,Naber ya!!!

Olimpiyat İşkencesi

*2020 istanbul olimpiyatları senaryoları:
- İstanbul Olimpiyatları görkemli bir törenle açıldı...Olimpiyat meşalesine gaz verilmesi unutulduğu için yaşanan bir buçuk saatlik gecikme süresinde,Gülben Ergen ve İsmail Yk dönüşümlü olarak konser verdi...Uygur kardeşlerin esprileriyle süslenen konser sonrasında çeşitli kafilelerden 459 sporcu Türkiye‘yi terk etti.
- Olimpiyat köyüne yolcu taşıma konusunda çekişme yaşayan Bakırköy ve Şirinevler hattı dolmuş şoförleri taşlı sopalı meydan kavgası etti,17 kişi yaralandı..
- Kürek yarışları için Boğazda mücadele eden sporcular,panama bandıralı bir şilebin altında ezilme tehlikesi geçirdiler..Spordan sorumlu devlet bakanıyla boğaz geçiş yetkilileri canlı yayında birbirlerini haysiyetsizlikle suçladılar...Kürek yarışının birinciliği panama bandıralı şilebe verildi...
- Bayanlar maraton dalında sporcuların yanlarında koşan,ilaçlı meşrubat ikram etmeye çalışan,ambulans süsü verilmiş minibüsle maratonda fenalaşan bayan atletleri kaçırmaya yeltenen 6 kişilik bir çete yakalandı.
- Olimpiyat köyü içindeki minik caminin mahyasına "Yaşasın olimpiyat" yazdırılması din adamlarını birbirine düşürdü... Bir kısım uzman "spor cana can katar,toksin ve mikrobu atar,bu slogan caizdir" derken karşı görüşte olanlar "hristiyan icadının reklamını yaptırmayız,olimpiyat iyi bi şey olsaydı 4 yılda değil,her yıl,her an yapılırdı" şeklinde konuştular
- Yüzmede 200 metre kelebek dalında yapılan yarış sırasında havuza atlayan iki temizlik görevlisi hakkında soruşturma açıldı....Görevlilerden yaşar optikoğlu "ne vaa bunda?* bi zararımız olmadı ki insancıklara,azıcık çimiveedik...gosgoca havuzun nesini paylaşamıyonuz?..bu memleket bizim deel mi gızannem" şeklinde bir savunma yaptı...
- TEM otoyolunda yapılan bisiklet yarışları yolun bozukluğu yüzünden zincirleme kazayla sonuçlandı...Sözde ilk yardım ekipleri tarafından bisikletlerin 42 tanesi çalındı.
- 2020 İstanbul olimpiyatları görkemli bir kapanışla planlanandan 8 gün önce sona erdi...Türkiye 2024 olimpiyatlarına da talip olduğunu açıkladı... Yaklaşık 250 ülkede sporun yasaklandığı öğrenildi.
Dünya'da bu senaryoların gerçekleşebileceğini bildiği için bu yazıya gülen başka bir millet yoktur..
Evlilik Sezonu/Bi Değişik Evlilik

Evlilik Sezonu..
